Tolga ile yemek yerken göz ucuyla ona baktım.
Asansörde bana ne olmuştu?
Adamla resmen flörtleşmiştim.
Sorun şu ki, hoşuma da gitmişti.
Tolga bana bakmadan "Gözlerini benden alamıyor musun?" diye sorunca "Sen de fark edecek kadar bakıyormuşsun." dedim.
"İtiraz etmedin." dedikten sonra bana baktı.
"Yalana gerek duymadım."
Bu onu gülümsetirken "Anlatmayacak mısın?" diye sordum.
"Neyi?"
"Murat'ı. Ona nasıl iftira attığını."
"İftira?"
"Evet, iftira."
Peçeteyle ağzını sildi ve bana dönüp "Murat'a olan sevginin farkındayım lakin söylediklerimin hiçbiri yalan değildi." dedi.
Gözlerim dolarken "Kanıtla." dedim.
"Murat'ın babası, Kağan'ın en büyük finansal destekçisi."
"Kanıtın var mı?"
"Var."
"Göstermeni istiyorum."
"Şirkete geçince gösteririm."
"Murat'ın belki haberi yoktur. Babası... Ama babası çok iyi bir insan."
"Filiz... Üzgünüm ama babası iyi falan değil."
"Murat'ın olanlardan haberdar olduğuna emin misin?"
"Hayır."
"O zaman onu suçlayamayız."
"Filiz kanıt yok diye onu aklayamayız. O evde güvenli değilsin."
"Murat ile senelerdir aynı evi paylaşıyorum. Bana hiçbir zaman zararı olmadı. Ben ona kayıtsız güveniyorum."
"Murat masum diyelim, seni koruyabilir mi?" diye sorduğunda "Korumak için her şeyi yapar." dedim.
"Yeterli mi?"
"Yeterli."
"Bak Murat onlardan ise ya da babası veya Kağan sana bir şey yapmak isterse o evde güvenli değilsin."
"Afadersin de ne teklif ediyorsun? Murat'tan başka birine mi sahibim? Ya da kalabileceğim biri mi var sanıyorsun?"
"Bu yüzden eceline doğru yürü." dediğinde "Ne öneriyorsun?" diye sordum.
"O evin güvenliği sağlanana dek bende kal."
"Höst."
Verdiğim tepki ona tuhaf gelirken "Elin adamının evinde kalmam." dedim.
"Murat da düşmanının oğlu."
"Babası da annesi de beni çok sever."
"Eminim."
"Murat'a güveniyorum, bana ne olursa olsun zarar vermeyecek."
"Peki. Sen bilirsin." dediğinde hızlı pes ettiği için hırsımı atamamıştım.
"Sadece tek bir sorum var."
"Sor."
"O evde kafanı yastığa koyduğunda rahat edebilecek misin?"
Sorusuna yanıt vermedim.
Murat'ı senelerdir tanımama rağmen artık o evde güvenli hissedemiyordum.
Korku ve endişe uykumu ele geçiriyordu.
Uyuyamıyordum.
"Uykusuz olduğun çok belli Filiz. Tahminimce önceki günlerde de olanlardan kaynaklı iyi uyku çekemedin. Daha ne kadar uyumadan durabilirsin?"
"Dayanırım ben, düşünme sen."
"İyi."
"Kalkalım mı?" diye sorduğumda "Sorularım ile seni rahatsız mı ettim?" diye sordu.
"Hayır, sadece doydum."
"İyi öyleyse." deyip hesap istediğinde çantama yönelmiştim ki "Bu sefer benden." dedi.
"Kendi yediğimi..."
"Benden dediysem bendendir."
"Bir dahaki benden öyleyse." dediğimde gülümseyerek "Bu yemek sohbetlerinin sürmesini istiyorsun herhalde." dedi.
"Sen istemiyorsan..."
Yemekleri öderken kesin bir ses tonunda "İstiyorum." dedi.
Gülümseyerek sandalyemden kalktım ve "Hızlı ol, yoksa işe geç kalacağız." dedim.
"Şirket benim."
Onu duymamış gibi yapıp "Patron sinirli herifin teki. Bir dakika geç kalsak bizi bitirir." dedim.
"Demek öyle."
"Öyle."
"Yeniyim ya, pek bilmiyorum patronu. Biraz daha anlatsana." diyen Tolga ile biraz düşünür gibi yaptım.
"Yüzü de hiç gülmez. Hep mi asık suratlı olur bir adam!"
Sandalyeden kalkıp yanıma geldi ve "Daha fazla laf edersen kovulacaksın." dedi.
"Kovar mısın?" diye sordum, ona bakıp.
"Kaşınırsan evet."
"Kağan'a giderim." dediğimde tek kaşını kaldırıp bana baktı.
"Kağan'a?"
"Hıhı, Kağan'a."
"Ona gitmek için bir adım dahi atamazsın."
"Kovarsan görürüz."
"Görürüz." dediğinde gülümsedim.
Birlikte lokantadan çıkarken telefonu çalmıştı.
Telefonuna baktıktan sonra "Yüzüğün incelenmesini istemiştim, onun için." dedi ve telefonu açtı.
Yüzü git gide ciddileşirken "Ne oldu?" diye sordum.
"Hemen şirkete gidiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü ve Zarif
ChickLit"Sever misiniz manolyaları?" "Fazlasıyla." "Sizinle her karşılaştığımda sizden manolya kokusu alıyorum." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Parfüm kokumu fark etmesini beklemezdim. "Manolyanın hikayesini bilir misiniz?" diye konuyu değiştirdiğinde me...