"Hastanede uyandığımda başımda babamların haricinde Kağan da vardı. Babamla ne konuştuysa babam, her türlü sırlarını Filiz'e anlattığımı düşünüyordu."
"Bana mı?" diye sordum, şaşkınlıkla.
"Anlatmış olsan senin vurulmana izin mi verirdim?"
"Engelleyemediğin için babama vurulduğumu haber verdiğine inanıyorlar."
Ceren ve Tolga bana baktığında "Ölse miydi?" diye sordum.
"Tolga ile yakınlaşmanın, Kağan'dan uzaklaşmanın sebebini de benim gerçekleri sana anlatmış olmama bağladılar."
"Kağan kafasında kurmuş ve kurduğunun gayet farkında." diyen Tolga ile Murat, "Evet, öyle. Bunu bir aydır biliyorum." dedi.
"Ama babana neden söylemedin?" diye sordu, Ceren.
Hayata fazla masum bakıyordu.
"Babam ihanetimden kaynaklı cezalandırılmam gerektiğini düşünüyordu. Bu yüzden beni Kağan'ın eline verdi."
"Yine de haber veremez miydin? İtiraz etsen..."
Ceren'in sözünü Tolga kesti.
"Kağan'ın eline verdi demek, Kağan'ın onu kendine ait bir mekanda tutsak tutup işkence etmesi."
Ceren korkuyla Murat'a döndü.
"Sana vurdu mu?"
"Çok değil, merak etme."
"İzi kaldı mı?"
Murat'ın kollarına baktım.
İzler fazlasıyla belli oluyordu.
Sadece Ceren, Murat'ın gözlerine bakmaktan kollarını fark edememişti.
"Çok değil, endişelenme."
"Seni hastaneye götürmemiz gerek." diyen Ceren ayağa fırladığında Murat, "Ben doktorum, gitmem gerekse bilirim." dedi.
"Ama..."
Tolga, "Abim sen en iyisi üst kata çıkıp kendine bir haftalık bir valiz hazırla. Ev tamir görürken yazlıkta kalırız." dedi.
"Abi şimdi zamanı mı?"
"Güzelim sen hazırlan, öyle çıkarız."
Ceren istemeyerek "Tamam." dedi ve odadan çıktı.
Tolga gerçekten gidip gitmediğini kontrol ettikten sonra "Kağan'ın işkencelerini bilirim. Ne kadar ileri gitti?" diye sordu.
Murat cebinden uyuşturucu torbasını çıkardı ve "Bunun haricinde yaptığı her şey dinlenme ve birkaç krem ile geçer." dedi.
Tolga, Kağan'a ağır bir küfür savururken "Ne yapacağız?" diye sordum.
Tolga, Murat'a "Sen buraya nasıl gelebildin?" diye sordu.
"Eve baskın yapılacağını öğrendiğimde bana uyuşturucu getiren adamla kavga ettim. Onun kıyafetleri ile de sıvıştım ama pek kolay olmadı."
"Kağan her yerde seni arıyordur." dediğimde Tolga, "Burada olduğunu biliyordur." dedi.
"Ne yapacağız? Murat'ı buldukları yerde öldürürler öyleyse." dedim.
"Nasıl kaçtıysa başının çaresine de bakacak." diyen Tolga ayağa kalktı ve bana dönüp "Sen de eşyalarını toparla, bu evde daha fazla kalınmaz." dedi.
Tolga odadan çıktığında Murat, "Adam haklı. Benim gitmem lazım." deyip ayağa kalktı.
"Hiçbir yere gitmiyorsun."
"Gitmeyip ne yapacağım Filiz? Adam evinden kovuyor beni."
"Sadece burada bekle." dedim ve odadan çıktım.
Merdivenleri çıkan Tolga'ya seslendim ve hızlıca yanına gittim.
Bana dönen Tolga ile aramdaki mesafeyi kapattım ve "Murat da bizimle gelecek." dedim.
"Bu adamı bu kadar hızlı affedemezsin."
"Bırak da buna ben karar vereyim."
"Sevgilim o adama hemen güvene..."
Tolga'nın dudağından sussun diye lafının ortasında öptüm ve "Şimdiden anlaşalım. Bu evin hanımı benim ve ben ne dersem o olur." dedim.
Tolga gülümseyerek belimden tutarken "Bana söz mü geçireceksin?" diye sordu.
"Şüphen mi var?"
"Pek emin olamadım desem bir kez daha öper misin?"
İyice ona yaklaştım ve dudaklarım kulağına değerken fısıldayarak "İyileşmesine yardım edip yanımızda onu korursan bu gece bir şeyler yaşanabilir." dedim.
Tek kaşını kaldırdı ve "Çok şey istiyorsun." dedi.
"Sabaha kadar." diye eklediğimde gülümsedi.
"Anlaştık."
Sırıtarak merdivenlerden çıkarken Tolga, "Murat sen de bizimle geliyorsun!" diye bağırdı.
Murat koridora çıkıp bana baktığında omuz silkip odamıza girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü ve Zarif
Chick-Lit"Sever misiniz manolyaları?" "Fazlasıyla." "Sizinle her karşılaştığımda sizden manolya kokusu alıyorum." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Parfüm kokumu fark etmesini beklemezdim. "Manolyanın hikayesini bilir misiniz?" diye konuyu değiştirdiğinde me...