İş yerimdeki ilk günümdü.
Beraber çalışacağım iş arkadaşlarımdan biri bana şirkette bilmem gereken yerleri ve şirket hakkındaki bilgileri bana göstermişti.
Şimdi ise tasarım ekibi ile paylaştığım ofiste bu işi hak ettiğimi belli etmek için özenle çalışıyordum.
Cam duvarlarımızdan bir kuryenin ofisimize doğru yürüdüğünü gördüğümde merakla ona baktım.
Kurye içeri girdikten sonra bize bakıp "Filiz Saklangıç?" dedi, sorarcasına.
Elinde manolya çiçeklerinden oluşmuş bir buket vardı.
"Benim."
Kurye masamın önüne geldi ve çiçeği bana verdikten sonra elindeki evrakları bana uzattı.
"En alta imza alabilir miyim?"
"Tabii." deyip kağıdın en altına imzamı attım.
"Tamamdır, iyi günler."
"İyi günler."
Kurye giderken çiçeğime baktım.
Murat göndermiş olmalıydı.
Buketin içindeki notu elime alıp açtım.
"İlk iş gününde başarılar, iyi çalışmalar."
Tebessüm ederek notu masama koydum ve bana en yakın masada oturan Tuğçe'ye "Çiçeğimi koyabileceğim bir vazo bulmam mümkün mü?" diye sordum.
"Bulabiliriz ama Tolga Bey görürse hoşuna gitmez. Bence ilk günden Tolga Bey'in nefretini toplama."
Söylediği beni şaşırtırken "Çiçeklerim onu nasıl rahatsız edebilir ki?" diye sordum.
"Tolga Bey şahsi masalarımızda dahi fazla iş dışı eşyaları onaylamıyor. Ona göre işte iken özel hayatımızdan olabildiğince izole olup maksimum verimi ona sunmalıyız."
"Sanki robotuz." dediğimde güldü.
"Bu büyük buketi masanın bir kısmını kapladığını görürse kesinlikle laf eder. Bu yüzden işini hiç riske atma."
"Atmam, teşekkürler."
"Rica ederim."
Tuğçe işine dönerken buketime yer bulamayarak masamın ucuna koydum.
Çalışmama engel olmuyordu. Bu yüzden görürse fazla laf edeceğini sanmıyorum.
Etse dahi moralimi bozamazdı.
Gerçek manolya kullanılmış buket bulmak zordu.
Murat'ın bu kadar ince bir düşünce ile bana bu buketi göndermesi mutlu etmişti.
Telefonumu çıkarıp Murat'a buketimin fotoğrafını attım ve altına mesaj yazmaya başladım.
"Gerçek manolya bulduğuna inanamıyorum."
"Saatlerdir masa başında çalışıyorum, bu çok iyi geldi."
"Çok teşekkür ederim."
"Seni seviyorum."
Murat kısa bir süre sonra aktif olup mesajlarımı okuduğunda bana bir fotoğraf gönderdi.
Fotoğrafa girdiğimde elinde yapay manolyalardan oluşmuş bir buket olduğunu gördüm.
"İlk iş günü çiçeğini sana elden vermek için eve gitmeyi bekliyordum."
"Sana gelen çiçek kesinlikle benden değil."
Şaşırarak "Senden değilse kimden?" diye yazdım.
"Sadece babamların da olmadığını biliyorum."
"İşe başladığımı bilen bir başkası yok ki. Bunu bırak, sizden başka bana çiçek gönderecek kadar yakın bir tanıdığım yok."
"Kağan Taşkın da biliyor."
"O adam bana niye çiçek göndersin?"
"Ben nereden bileyim, üzerinde not falan yok mu?"
"Var ama kimden geldiği yazmıyor."
"Eğer kimden geldiği ortaya çıkmazsa ona da bir sor derim."
"O değilse rezil olurum."
"O değilse geriye insan kalmıyor. Ne yapacak, amcan mı alacak?"
"Haklısın ama o da çok saçma." yazıp yollarken oldukça yakınımdan öksürme sesi geldi.
Kasti bir öksürüktü.
Başımı kaldırdığımda kollarını göğsünde kavuşturmuş, bana kaşlarını çatarak bakan Tolga Polat'ı gördüm.
Telefonu kapatırken çekinerek gülümsedim.
"Mesai saatlerini ne güzel değerlendiriyorsun." dediğinde ofistekilere yardım istercesine baktım.
"İlk iş günüm olunca arkadaşım çiçek göndermiş, Sadece ona teşekkür etmek için..."
Sözümü kesti ve "Sebebini sormadım." dedi.
"Ama kendimi açıklamak istedim. Çünkü sabahtan beri verdiğiniz iş ile uğraşıyorum, ilk kez telefonumu açtım."
"Bu mesai saatlerinde telefon açtığın gerçeğini değiştirmez."
"Haklısınız, üzgünüm. Daha dikkatli olurum."
Çiçeğime kısa bir bakış attı ve "Çiçeğin de çalışma alanını kapatmasın, verimin azalır." dedi.
"İlk fırsatta masamdan kaldıracağım, merak etmeyin."
"Kontrol edeceğim."
"Peki Tolga Bey."
Ofistekilere döndü ve "Herkes çizimlerini bitirdi mi?" diye sordu.
Olumlu cevaplar aldığında "Öyleyse hepiniz on dakika içerisinde toplantı odasında olun. Çalışmalarınız üzerine görüşüp bugünü bitirelim." dedi.
Herkes yine kendisini onaylarken bana döndü.
"Özellikle sizin yaptıklarınızı inceleyeceğim. Umarım mesai saatleri içerisinde telefonla oynadığınızı unutturacak kadar iyi bir sonuç çıkarmışsınızdır. Yoksa ilk iş gününüzde yaptığınız hata size karşı önyargım olmasını sağlayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü ve Zarif
Chick-Lit"Sever misiniz manolyaları?" "Fazlasıyla." "Sizinle her karşılaştığımda sizden manolya kokusu alıyorum." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Parfüm kokumu fark etmesini beklemezdim. "Manolyanın hikayesini bilir misiniz?" diye konuyu değiştirdiğinde me...