Tolga ile yürüyerek otele dönerken telefonu çalınca arayana baktı ve "Bu önemli olabilir." dedi.
Telefonu açtı ve "Efendim Harun." dedi.
"Ne oldu kız kardeşime?"
Tolga'nın kaşları çatılırken endişeyle ona baktım.
"Harun ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?" diye bağıran Tolga'ya korkuyla "Ne oldu?" diye sordum.
Tolga, işaret parmağı ile bir saniye diye işaret verdi ve "Bu gece döneceğim. Siz onları gözünüzün önünden ayırmayın." dedi.
Telefonu kapattığında "Ne oldu?" diye sordum.
"Murat şerefsizi dışarıda Ceren ile buluşmuş."
"Şerefsizi mi?"
Tolga ne diyeceğini bilemezken "Murat..." dedim.
Gözlerim dolarken "Belli oldu mu?" diye sordum.
"Gece haberi geldi."
Kaşlarım çatılırken "Bir gündür bana söylemiyor musun?" diye sordum.
"Güzelim sadece öğrenmeden önce sana güzel bir gün yaşatmak istedim."
"Sırf bu yüzden miydi yaptıkların?"
"Tabii ki hayır. Of... Batırdım her şeyi biliyorum ama anla beni. Çok üzülecektin, öğrenmeden önce biraz daha mutlu ol istedim ve bugün yaptığım her şey sana verdiğim sevgiden kaynaklıydı."
"Şimdi Murat gerçekten bu işlerin içinde mi?" diye sordum.
Tolga beni onayladığında gözümden bir yaş aktı.
Tolga kıyamayarak bana sarılırken "O benim tek dostumdu." dedim.
"Bundan sonra senin dostun da sevgilin de benim." dediğinde Tolga'ya baktım.
"Sevgilim?"
"Saklamak falan istemiyorum. Seni seviyorum ve bunu herkes görsün, bilsin istiyorum."
"Ama Kağan?"
"Ne yapabilir kızım? Senin yanında ben varım."
Dayanamayarak ona sıkıca sarıldım ve "Seni seviyorum." dedim.
"Ben de seni seviyorum."
Derin bir nefes aldım.
"Şimdi acil bir şekilde Türkiye'ye dönmemiz gerekiyor." diyen Tolga'ya "Murat... Kardeşine kötü bir şey yapmadı, değil mi?" diye sordum.
Murat'tı bu.
İnsanları iyileştirmek için yemin etmiş, bunun uğruna sabah akşam çalışan biriydi.
En azından ben böyle tanıyordum.
Ceren'e zarar vermeye çalışmıyordur.
"Sizin evdelermiş. Adamlarım onları izliyor. Murat'ın tek bir şüpheli hareketiyle onu gebertirler."
Tolga'nın dediği ile kanım donmuştu.
Murat'ı...
Öldürürler miydi?
Tolga dediğinin farkında varınca "Merak etme, ben olmadan onu öldürmezler." dedi.
"Peki ya sen?"
Tolga yanıt vermediğinde "Ona bir şans veremez miyiz?" diye sordum.
"Acısız ölmesini sağlarım." deyip yürümeye başladığında gözümden bir yaş süzüldü.
Murat bana ihanet etmiş olabilirdi fakat ona karşı sevgim eksilmemişti.
Sadece ona kızgındım.
Kırgındım.
Öldürülmesine müsaade etmezdim.
Tolga telefonundan birini arayıp uçağın hazırlanmasını emrederken arkasından yürüyordum.
Tolga beni dinler miydi ki bu konuda?
Murat'ı ondan koruyabilir miydim?
Söz konusu kardeşi iken bu çok zor olacaktı.
Yürümeye devam ederken Murat'ın ben kıyafetlerimi ayarlarken söylediği bir söz aklıma geldi.
"Tolga."
"Efendim güzelim."
"Murat ben evde valizimi hazırlarken bana bir şey demişti."
"Ne demişti?"
"Arkadaşlarını eve çağıracağını ve onlarla kalacağını söylemişti."
Tolga'nın kaşları çatılırken "Ne demek istiyorsun?" diye sordu.
"Ceren'in bizim eve kalmaya gitmesi ani bir karar değil. Bunu planlamıştı. Bu planı Ceren'in de haberi olmalı."
"Ceren bana kafa dağıtmak için dağ evimize gideceğini söylemişti." dediğinde "İkisi de bize yalan söylemiş." dedim.
Tolga daha çok sinirlenirken "Ceren'in görüştüğü herif Murat mı?" diye sordu.
"İhtimali var."
"Kız kardeşimi kandırmış olmalı."
Murat'ı bir kızın duyguları ile oynarken hayal bile edemiyordum.
İstese kendilerine inanmam için benim duygularım ile de oynayabilirdi.
Onu nasıl koruyacağımı bilemezken Tolga derin bir nefes aldı.
"Oraya gittimizde neler olduğunu öğreneceğiz."
"Haklısın." diye mırıldandım.
Lütfen yaptığın hata hafif bir şeydir Murat.
Sanki yaptıklarının hafifliği kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü ve Zarif
Chick-Lit"Sever misiniz manolyaları?" "Fazlasıyla." "Sizinle her karşılaştığımda sizden manolya kokusu alıyorum." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Parfüm kokumu fark etmesini beklemezdim. "Manolyanın hikayesini bilir misiniz?" diye konuyu değiştirdiğinde me...