Tüm eşyalarımı almış, çıkışa doğru yürürken telefonuma kayıtlı olmayan bir numaradan mesaj geldi.
Merak ile telefonumu açıp mesaja baktım.
"Çıkmadan önce odama uğra."
Şirketten çıkmama yaklaşık on beş adım vardı.
Derin bir nefes verip "Kimsiniz?" diye yazıp mesajı yolladım.
"Patronunuzum, Filiz Hanım. Patronunuz."
Numarasını daha önce ne o ne de bir başkası vermişti.
"Kusura bakmayın, numaranız ben de yoktu."
"Geliyorum şimdi."
Bana görüldü atmasını umursamadan telefonu kapatıp cebime koydum.
Odasına geldiğimde kapıyı tıktıkladım.
"Gel!"
Kapıyı açıp içeri girdikten sonra içeride tanıdık bir yüz olduğunu gördüm.
Kapıyı kapatırken amcama baktım.
Bana duygularını yansıtmadan bakmaya çalışıyordu.
Tolga Bey'in amcam ile konuşması bitmezken odasını inceledim.
Geneli koyu renklerden oluşan odası sadeliği sevdiğini gösteriyordu.
"Orhan Bey sizi yeni çalışanımız ile tanıştırmak istiyorum." diyen Tolga Bey ile gülümseyerek amcama baktım.
Elimi uzattım ve "Filiz Saklangıç." dedim.
Soyadımı bu kadar rahatlıkla söylemem amcamı huzursuz ederken elimi sıktı.
"Memnun oldum Filiz Hanım."
"Ben de Orhan Bey."
Amcam elini çekerken Tolga Bey, "Filiz Hanım bugün toplantıda eski sezonda ona göre yaptığımız bazı hatalar hakkında konuştu." dediğinde amcam şok içinde bana baktı.
"Hatalar değil. Herkesin güzel gördüğü duyguların acımasız halini yansıtmanız oldukça cesurca ve ilgi çekici lakin zamanını uygun görmedim."
"Uygun görmediniz mi?" diyen amcam durmam için bana bakıyordu.
"Şimdi düşündüğünüz fikrin zamanı mı peki?"
"Aşkın vakti olmaz."
"Orhan Bey siz çıkabilirsiniz. Filiz Hanım lütfen siz de oturun." diyen Tolga Bey ile amcama son bir bakış atıp Tolga Bey'in masasının önündeki deri koltuğa oturdum.
Amcam odadan çıktığında Tolga Bey, "Son söylediğinizi tekrar söyleyin lütfen." dedi.
"Aşkın vakti olmaz mı?"
"Reklam için kullanılabilecek bir söz." derken bu durumdan memnun olduğunu yüzünden anlıyordum.
Rahatlayarak çiçeğimi ve çantamı bir kenara koydum.
"Başka bir fikrin var mı?" diye sorduğunda olumsuz anlamda başımı salladım.
"Daha acemiyim, unutmayın bunu." dediğimde güldü.
"Tecrübeli biri olarak benim mi bulmam lazım?"
Başımla onu onayladım.
"O zaman bulduğum fikri sizinle paylaşayım."
"Lütfen."
"14 Şubat sevgililer için resmileşmiş bir tarih."
"Kesinlikle."
"Bugün toplantıda bana ne yaparsam tutulacağını söylemiştiniz." dediğinde "Yeni bir sevgililer günü oluşturmayı düşünmüyorsunuz herhalde." dedim.
Cümlem bitince gülümsemesi o kadar çok büyümüştü ki beni şok etmeye yetmişti.
"Yeni sevgililer günü?"
"Yeni sevgililer günü."
"Pazarlamayı başarırsak çok büyük bir proje olabilir."
"Bunu pazarlama bölümüne bırak. Sen yeni mezunsun. Her türlü bilgi aklından daha silinmedi."
"Evet?" dedim, anlamamıştım cümleyi nereye bağlayacağını.
"Senden aklındaki bilgiler silinmeden en iyi tasarımlarını yapmanı istiyorum."
"Tabii Tolga Bey, bu benim görevim."
"Bu projenin önemini anlamanı istiyorum. Eğer başarılı olursak hepimiz kazanırız ama sen çömez olarak adını duyurursun."
"Endişeniz olmasın." dediğimde memnuniyetle arkasına yaslandı.
Gözleri çiçeklerime takılmıştı.
"Sever misiniz manolyaları?"
"Fazlasıyla."
"Sizinle her karşılaştığımda sizden manolya kokusu alıyorum." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.
Parfüm kokumu fark etmesini beklemezdim.
"Manolyanın hikayesini bilir misiniz?" diye konuyu değiştirdiğinde merakla ona baktım.
"Hayır."
Aslında biliyordum, sadece onun bilip bilmediğini merak ediyordum.
Bilmemem onu şaşırtmıştı, sorgulamadan anlatmaya başladı.
"Günlerden bir gün manolya çiçeği hemen yanı başında yetişen açelya çiçeğine aşık olmuş. Lakin manolya çiçeğinin bu aşkı karşılık bulmaz. Aşk acısı çeken manolya çiçeğinin zamanla kalbi ikiye ayrılarak vücudundan kopar. Böylece manolya çiçeğinden iki ağaç oluşur. Bunlar uzun ve güçlü manolya ile beyaz ve zarif çiçekleriyle yıldızlı manolyadır. Bu hikaye sonrasında manolyanın iç kısmının bitkinin kalbini ve ruhunu temsil ettiği söylenmektedir."
"Çok etkileyici." dediğimde gözlerimin içine baktı.
"Projemiz patladığında beyaz ve zarif manolya sen olacaksın."
"Bu durumda uzun ve güçlü manolya siz mi olacaksınız?"
"Ben aşk olarak işimi görürüm." dediğinde sözlerimin yanlış anlaşıldığını fark ettim.
"Bunu demek istememiştim. Ben... Projede tanınma, yani..."
"O anlamda söylemediğinin farkındayım. Açıklamaya gerek yok."
Utançtan kızarırken "Teşekkürler." dedim.
"Artık çıkabilirsin."
Ayağa kalkarken "Teşekkürler Tolga Bey, iyi akşamlar." dedim.
"İyi akşamlar Filiz Hanım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü ve Zarif
Chick-Lit"Sever misiniz manolyaları?" "Fazlasıyla." "Sizinle her karşılaştığımda sizden manolya kokusu alıyorum." dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Parfüm kokumu fark etmesini beklemezdim. "Manolyanın hikayesini bilir misiniz?" diye konuyu değiştirdiğinde me...