Benimle Ol

366 50 175
                                    

Defile başarıyla sona erdiğinde gözlerim mutluluktan dolmuştu.

Ayağa kalktım ve tüm tebrikleri almaya başladım.

Tolga'ya döndüğümde benimle gurur duyduğu belli bir bakışı vardı.

Paris'e ilk gittiğimizde açık arttırmadan önce tanıştığım iş adamları yanıma geldiğinde onlara döndüm.

"Defileyi çok başarılı bulduk, sizi çok tebrik ederiz."

Gülümseyerek teşekkür ettim.

"Lakin sizden yeni başarılar da görmek isteriz."

Böyle bir yorum almak tuhaftı.

"Tabii ki, daha çok çalışacağım ve yeni tasarımlar ortaya dökeceğim."

Adamlar dediğime güldü ve "Kendimizi iyi açıklayamadık. Biz farklı başarılardan bahsediyoruz." dedi.

"Kusura bakmayın, anlayamadım. Lütfen dediğinizi biraz daha açın."

"Demek istediğimizi Tolga Bey size daha iyi anlatır." deyip arkama baktıklarında Tolga'ya döndüm.

Diz çökmüş bir halde durduğunu fark ettiğimde konuştuğum adamlara baktım.

Gülümseyerek geriye çekilmişlerdi.

Geri Tolga'ya döndüm.

Elindeki kadife kutuyı açtı.

Paris'te aldığı pembe taşlı yüzüktü bu.

"Bu yüzüğün açık arttırmaya çıkartıldığını ilk duyduğumda aklıma sen gelmiştin."

Gözlerim dolarken Tolga'ya odaklanmıştım.

"Paris'e gittiğimiz ilk gün seninle evleneceğimi anlamıştım. Hayatımızın sonuna kadar benimle olmalısın. Hayır, hayır... Sana ait olmalıydım."

"Tolga..."

"Bu yüzüğü almayı başardığımdan beri aklımda bugün var."

Derin bir nefes aldı.

"Filiz belki acele ediyorum fakat dün anladım ki sevdiklerimizi çok kolay kaybedebiliyoruz."

Sağ dizini de yere indirdi ve iki dizi üzerine çöktü.

"Sana nasıl teklif sunayım? Öyle aşığım, öyle seni arzuluyorum ki sana evetten başka seçenek sunmak istemiyorum. Senin ayaklarına kapanıyorum, isteklerimi sıralıyorum. Lütfen benimle evlen Filiz. Senden çocuklarım olsun istiyorum. Torunlarımızı birlikte sevelim, birlikte gömülelim istiyorum."

Gözümden akan yaşı sildim.

"Ömrümüzün yettiği zamana kadar benimle ol."

Başımla onu onayladım.

"Benden önce ölmek yok. Sensiz yaşayamam." dediğimde gülümseyerek yüzüğü kutusundan çıkarıp parmağıma geçirdi.

Ayağa kalktığında mutlulukla ona sarıldım.

Belimden sıkıca sarılıp beni etrafında döndürdüğünde kahkaha attım.

Beni yere indirdiğine ona baktım.

"Vakit, hiçbir zaman önemli değil. Seni seviyorum. Acele veya geç önemsiz. Sadece seninle olmak istiyorum." dediğimde yüzümü elleri arasına aldı.

"Çevre çok kalabalık ve kameralar var. Gerçekten öpecek misin?" diye fısıldadığımda güldü.

"Benim için de vakit önemli değil. seni seviyorum. Nerede olursak olalım, seninle olmak istiyorum."

Dediğine gülümserken dudaklarımızı birleştirdi.

Gözlerimi yumarken ellerimi sırtına götürdüm.

Tolga kendini bana doğru bırakırken elime bir sıvı akmıştı.

Anlamayarak ondan ayrıldım ve elime baktım.

Bu kandı.

Tolga'ya korkuyla baktığımda bana gülümsedi.

Dizlerinin üzerine düştüğünde korkuyla yanına eğildim.

"Bu sefer ki diz çökmem evlenmek için değil." dediğinde endişeyle "Biri ambulans çağırsın!" diye bağırdım.

Çıkış kapısına baktığımda kapının sonuna kadar açık olduğunu ve açık tutanın Kağan olduğunu gördüm.

Tolga kucağıma düşerken sırtına baktım.

Birden çok kurşun yarası vardı.

Kağan'ın peşinden koşup onu vurabilirdim.

Ama bu Tolga'nın son anları ise?

"Biri şu adamı durdursun!" diye bağırdım, ağlayarak.

Kağan arkasını dönüp giderken Tolga elimden tuttu.

"Tolga..."

Gözyaşlarım yüzüne damlarken "Beni batıramadın." dedi.

"Saçmalama, seni asla batırmam."

"Şirketim senindir."

"Benim falan değil. İyileşeceksin ve işine devam edeceksin."

Tolga elimi öptü.

"Şirketimdeki kasanın şifresi..."

"Sakın Tolga. Sakın. İyi olacaksın. Şifre falan istemiyorum."

Tolga gözlerini yumarken "Seninle geçirdiğim bir ayda hayatımın değiştiğini hissettim. Teşekkür ederim." dedim.

"Sevgilim yumma gözlerini, daha önümüzde uzun aylar var. Yaşlanıp huysuzlanacaksın daha."

"Seni seviyorum."

Tolga'nın gözleri kapandığında endişe ile "Tolga!" dedim.

"Sevgilim lütfen uyan, benimle kal."

Cevap yoktu.

Ona sıkıca sararken yüzümü gömdüm.

"Sensiz yaşayamam."

Güçlü ve ZarifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin