Efe'yle denizden çıktıktan sonra eve dönmüştük. Bizimkiler bize garip garip bakmışlardı ama biz koşa koşa odamıza gitmiştik çünkü üşüyorduk. Üzerimizdeki tuzlu suyu atmak için ikimiz de yan yana olan banyolara girdik ve aynı anda odaya girdik. Kesin hasta olacaktık.
''Ben başka yerde giyinirim.'' dedi Efe ama durdurdum. ''Arkamızı döneriz uğraşma şimdi.''
Bana bakmayacağından emindim ama ben hafiften kesse miydim acaba?
Kıyafetlerimizi alıp birbirimize sırtlarımızı döndük ve giyindik. Gerçekten bakmamak için çok direnmiştim ama hızla giyinince arkamı dönmüş bulundum.
''Tüh ya.'' dedim. Pantolonunu giymişti, üzerine tişörtünü geçiriyordu. Giydikten sonra bana baktı. ''Resmen taciz ediliyorum.''
''Üstüme iyilik sağlık. Hiç de değil yani..'' Gülerek yanağımı öptü. ''Gel saçlarını kurutalım.''
Dolaptaki saç kurutma makinesini ve benim dolabımdaki tarağı alıp yanıma geldi. ''Otur yavrum.'' dedi yatağı işaret ederek. Ben oturunca önce arkama geçti ve saçlarımı taradı. ''Uyurum şimdi görürsün bak.''
''Uyumak istersen erteleyebilirim rezervasyonu.''
''Yok herkes hazırlanmıştır şimdi. Heves kırmayalım.'' Taradığı saçlarımı öptü. ''Ne güzel kokuyorsun öyle. Bebek gibi. Bebeğim gibi..''
''Bana bak seni bir yerim.''
''Olur.''
Ama yememe müsaade etmeden kurutma makinesini açtı ve özenle saçlarımı kuruttu.
''Toplasam mı acaba?''
''Bence açık kalsın ama tabii sen bilirsin.''
''Kalsın o zaman.'' dedim ve tarakla makası yerine koyduktan sonra bizi bekleyen arkadaşlarımızın yanına döndük.
''Ağaç olduk kardeşim.''
"Siz niye sürekli söyleniyorsunuz acaba?" dedim cümleyi kuran Kerem'e.
"Ama yenge sizi bekliyoruz."
"Bekle ne var yani? Orada da Sedef'i keseceksin burada da?"
"Tabii ki sevgilimi keseceğim başka ne yapacağım?"
"Başka bir şey yoksa çıkabiliriz bence." dedi Çağıl. Hepimiz peşine takıldık. Gideceğimiz yer çok uzak olmadığı için yürümeyi tercih etmiştik. Deniz boyunda güzel bir mekandı. İçeri girdiğimizde bizi denize bakan üstü açık teras tarzı bir yere aldılar.
Yerleştik ve siparişlerimizi verdik.
"Burası çok güzelmiş."
"Senden güzel olmasın, öyledir." dedi Efe. Bu çocuk bulduğu her fırsatta bana yürümekten vazgeçmeyecekti herhalde.
Kerem ve Sedef bir şeyler konuşuyorlardı. Sedef ve Boran fotoğraf çekiliyorlardı ve Selim sessizce oturuyordu. Son günlerde onda bir şeyler vardı. Fazla sessizdi.
"Selim," diye seslendim. Baştaki tatsız olayı unutmuş temiz bir sayfa açmıştık çoktan. Seslenmemle bana baktı. "Efendim Efsar?"
"Sen iyi misin?" Ben bunu sorunca herkes dikkat kesildi. "İyiyim neden?"
"Durgunsun sanki."
"Size söylemem gereken bir şey var."
"Söyle kardeşim." dedi Boran.
"Biliyorsunuz hepiniz Emir'le iletişimi kestiniz. Kesip kesmemek benim tercihimdi ve yine bildiğiniz gibi ben kesmedim."
"Evet, gayet normal. Konu ne?" dedi Kerem de merakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Baklava | Texting
Teen FictionBilinmeyen: Çok çirkinsin. Efsar: *aynaya karşı*