14.BÖLÜM

56 46 1
                                    

Selin'in Anlatımı İle

Sonunda gelmiştik yaa. Neden bu kadar uzunsa yol cidden! Eve girip yerleşmiştik bile. Çocuklarında hemen yanımızda ki evde olmaları çok iyi olmuştu. Yoksa sevgilimi çok özlicektim. Gerçi sadece ben değil, Tuğçe'de Ozan'ı özlerdi. Hatta şuanda bile özlüyordur. Kavga ettiklerinden dolayı konuşmayı geçtim birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı. Bir zamanlar bende böyleydim ya. Ama benim ki tam tersi, sürekli Savaş'a bakardım ben. E napim seviyordum. Hala da çok seviyorum. En önemlisi Melis'te Çağrı'yı özlüyor, bunu çok net bir şekilde anlıyorum. Ama işte inat ediyor. İnatçı keçi! Ne kadar itiraz etse de bunu herkes anlar. Dudaklar yalan söyler ama gözler asla yalan söylemez. Gözler kalbin aynasıdır.

...

Yemek yemek için kızlarla dışarı çıkıcaktık. Yani, bence diğerlerini de çağırmanın bir sakıncası olmaz;)

Selin: Kızlar? Siz dışarda bekleyin, ben bir lavaboya giricem.

Tuğçe: Tamam.

Melis: Okey.

İkiside beni onaylayıp çıkmıştı evden. Fazla oyalanmadan odama gidip Savaş'ı aradım.

Savaş: Alo sevgilim?

Selin: Aşkım biz yemek yemek için dışarı çıkıcaz. İsterseniz sizde gelin?

Savaş: Hahaha. Yine kızlardan habersiz aradın deme?

Selin: Nerden bildin be!? Dedektif misin sen?

Savaş: Bilirim ben, hahahah. Neyse çocuklara söylüyorum şimdi. Dışarda görüşürüz aşkım.

Selin: Görüşürüz sevgilim.

Telefonu kapatıp lavaboya gitmiştim. Elimi yüzümü yıkayıp çıkmıştım evden. Dışarı çıktığım gibi Savaşlar da bize doğru geliyordu.

Savaş: Kızlar? "Selin'e göz kırparak" Yemek yemeye gidiyoruz. Siz de bize katılsanıza?

Selin: Olur tabiki. Hatta süper olur.

Tuğçe: Öhm öhm. Iıı gerek yok, biz üçümüz "vurgulayarak" kız kıza yeriz.

Ozan: Bence bizde "Tuğçe'yi taklit ederek" erkek erkeğe yeriz.

Çağrı: Gençler! Tamam kavgalı olabilirsiniz ama bundan önce hepimiz arkadaşız bunu unutmayın.

Selin: Çağrı haklı! Melis? Ya sen ne diyorsun bu işe? Rahatsız olmazsın deme?

Melis: Beraber yiyelim. Hepimiz arkadaşız sonuçta. "Çağrı'ya bakarak" Ve ben rahatsız olmam.

Ne!? Bir dakka, bir dakka. Az önce noldu? Melis az önce ben rahatsız olmam mı dedi yoksa bana mı öyle geldi!? Herşey normale mi dönüyor yani? Ayy hadi inşallah ya. Bunun için ne kadar dil döktüm ben! Eski shipim yeniden alevleniyor, yaşasın!

Çağrı'nın Anlatımı İle

Bana bakıyordu. Ama artık nefret ediyormuş gibi bakmıyordu. Çok mutluydum. Az önce gözümün içine baka baka rahatsız olmam dedi. Benden mutlusu yok. Sanki yavaş yavaş yakınlaşıyorduk.

Çok güzel bir kafeye gelmiştik. Hepimiz karşılıklı oturmuştuk. Melis ve ben karşı karşıyaydım. İnanamıyorum! Hayatımın en güzel günleri. Lütfen bu bir rüya olmasın, lütfen. Siparişlerimizi verip beklemeye başlamıştık. Selin ve Savaş ortaya bir konu açıp konuşmaya başlamışlardı. Tuğçe ve Ozan'da hem onları dinliyor hem de sohbete dahil oluyorlardı. Biz ise sadece bakışıyorduk. Ne güzel bir kelimeydi: Biz. Hiçbir şey konuşmuyorduk. Etrafımızdakileri duymuyorduk. Zaman durmuştu adeta bizim için. Garson siparişlerimizi getirdiği zaman kendimize gelmiştik. Yemeğimizi yerken birinin telefonu çaldı. Melis'in telefonuydu bu. Acaba kim arıyordu? Ama eğer sorarsam yanlış anlar ve aramız şuan iyiyken kötüleşebilir bu yüzden istemiyordum bunu. Selin'e dönüp kaş göz işareti yaparak kimin aradığını sormasını istemiştim.

Selin: Kanka hayırdır, kim arıyor?

Melis Selin'e baktı sonra da korkarak bana bakıp cevap vermişti.

Melis: K-kerem a-arıyor.

Kan beynime sıçramıştı adeta. Neden arıyordu Melis'i!! Neden Melis'in yakasını bir türlü bırakmıyordu. Telefon ısrarla çalmaya devam ederken ben gozlerimi kapatmış derin nefesler alıp vererek sakinleşmeye çalışıyordum. Melis'te dayanamamış olacak ki telefonu açıp konuşmaya başlamıştı.

Melis: Efendim Kerem?

Melis: İyiyim sen nasılsın?

Melis: Anladım. Sen neden aramıştın beni?

Melis: Hayır öyle birşey demiyorum. Sadece merak ettim tatil zamanı neden aradığını!?

Melis: Ne hakkında?

Melis: Ne zaman?

Melis: Şehir dışındayım ben. Olmaz o yüzden.

Melis: Tamam söylerim. Görüşürüz.

Sinirim hala yatışmamışken bu anlam veremediğim konuşma daha çok germişti beni.

Savaş: Neden aramış!?

Melis telefonu kapatıp bana bakarak konuşmaya başladı.

Melis: Benimle buluşmak istediğini söyledi. Önemli birşey konuşucakmış.

Çok sinirliydim. Melis'te bu sinirimi görüyordu ve sanki gözleriyle bana sakin olmamı söylüyordu. Dayanamayıp konuşmaya başladım.

Çağrı: Ne diye aramış o pezevenk!?

Melis: Bende anlamadım konuşmak istiyormuş sadece.

Çağrı: Konuşmak istiyormuş!? E gelsin ben onunla çok güzel konuşurum! Konuşmak istiyormuş, pehh! Kim inanır buna sadece seni görmek için bahane arıyor şerefsiz!!

Melis: Çağrı tamam sakin ol lütfen. Hem gördün hemen kapattım zaten telefonu.

Çağrı: Sen bu çocukla konuşmuyordun bile. Neden birdenbire arıyor seni!! Kesin bir planı var kesin!

Melis: Çağrı tamam lütfen. B-beni korkutuyorsun şuan.

Elimi uzatıp Melis'in masanın üstündeki elini tuttum.

Çağrı: Hayır hayır. Sakın korkma benden, sana asla zarar vermem tamam mı? Özür dilerim Melis sadece sinirime hakim olamadım. Affet beni lütfen.

Uzun süre gözlerimin içine bakmıştı. Sakinleştiğimi görmüştü. Çünkü benim ilacım Melis'ti. Yanımda Melis olunca hemen sakinleşiyordum. Zaafımdı o benim.







Karmakarışık HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin