İlk bölümü salıyorum artık bol beğenili ve bol yorumlu bir kitap olur inşallah amin 🤲🏻
Kitap hakkında ki yorumlarınızı gerçekten merak ediyorum lütfen arada bir yorum yapmayı unutmayın🙏🏻
''Taehyung, hoş geldin oğlum''
kendi evimde ne güzel sessiz sedasız oturmuş kitap okurken bir anda dijital saatimden aldığım aramayla irkilmiş, saatime bakmıştım. Arayan babamdı. Genelde önemli bir şey olmadıkça aramazdı beni, çünkü gereksiz yere rahatsız edilmekten hoşlanmadığımı bilirdi. Bu yüzden onu çok bekletmeden aramasını yanıtlamış saatimde oluşan hologram sayesinde de yüzünü görebilmiştim. Bu bir nevi dünyalı insanların yaptığı görüntülü aramalar gibiydi.
Aramayı yanıtladıktan sonra ne olduğunu, neden bir anda aradığını sormuştum ama babam yüz yüze konuşmamız gerektiğini söylediğinde tamam diyerek armayı sonlandırmış, üstümü değiştirdikten sonra evden çıkarak uçan arabama binmiş, hızla merkezdeki büyük binamıza gelmiştim. Açıkçası yolda gelirken babamın ne söyleyeceğine dair ufak bir tahmin yürütmüştüm ve umarım düşündüğüm şey değildir diye geçirmiştim içimden.
binaya girer girmez asansöre binmiş, en sonuncu kata basarak beklemiştim. Kapılar kapanır kapanmaz sadece 3 saniyelik bir hızla sonuncu kata gelmiştim. Bu son kat bizim dairemizin katıydı ve her isteyen giremezdi. Çünkü parmak iziyle çalışırdı, burada sadece bizim ve tanıdığımız bir kaç kişinin parmak izleri kayıtlıydı.
kapılar açılır açılmaz kendimi geniş koridora atmış, salona doğru ilerlemiştim. Salonumuzdaki otomatik kapı benim gelmemle hızla açıldığında babamı dev penceremizin önünde kolları arkasında bağlı dışarıyı izlerken bulmuştum. Anında bana dönerek tebessüm edip, hoş geldin diyerek konuşmuştu.
Derin bir nefes alarak yanına gitmiş ''hoş buldum baba'' diyerek cevaplamıştım onu. Babam da önüne dönerek gülümsemiş '' seni buraya neden çağırdığımı biliyor musun evlat'' demişti.
bende tıpkı onun gibi gülümseyerek konuşmuştum. ''tahmin etmesi zor değil baba, sadece tahminimde yanılmayı umuyorum''
'' yanılmanı çok isterdim oğlum, ama maalesef diyemeyeceğim sanırım''
babamın konuşmasıyla bıkkın bir nefes verip gözlerimi devirmiştim.
''lilith mi yine?''
sorum karşısında babam ufak bir kıkırtı bırakmış bana dönerek '' bu gezgende benim küçük yaramaz cadımdan başka, kim bize sorun çıkartabilir ki evlat'' dediğinde kendime engel olamamış ''ahh gerçekten şu küçük cadı asla akıllanmıyor. ikiz olmamıza rağmen o kadar farklıyız ki kendimi onun kardeşi değil de abisi gibi hissediyorum'' diyerek homurdanmıştım.
Babam bu lafımla büyük bir kahkaha patlatmış ''haklısın'' diyerek devam etmişti cümlesine. ''şimdi git ve lütfen küçük kardeşini bul oğlum.''
Lilith... benim yaramaz ikizim.
sürekli düzenli olarak farklı farklı gezegenlere kaçar kendi çapında maceralara atılırdı. Ona ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım asla akıllanmaz. Bildiğini ve canının istediğini yapmaya devam ederdi. Bizse sürekli peşine takılıp, onu gizlendiği ve saklandığı yerlerden çıkartarak eve geri getirirdik.
''bu sefer ki durağımız neresi'' diye bıkkınca sorduğumda babam gülümsemiş, küçükken bir ara anlattığı ve benim merak edip sürekli olarak araştırdığım, her şeylerini ezbere bildiğim o gezegeni söylemişti.
''Dünya''
İştetaehyung'umuzun herkesten uzak yaşadığı evi
Abartıdan uzak, gayet modern ve sade
malum prensimizin dünya gezegenine karşı ayrı bir ilgisi var🤷🏼♀️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.