Bölüm 23

92 6 0
                                    

⚠️🔞Hayatımda ilk defa smut yazdım arkadaşlar ve iyi mi oldu kötü oldu bilmiyorum. Ve Açıkçası aklımda hiç smut yazmak da yoktu yani. Öyle bir anda gelişiverdi her şey. 

Dayanamadılarsa demek ki 🤭😳🤫

➡️Not: Bence mekanı gözünüzde canlandırabilmeniz için ilk önce sondaki resimlere bakıp öyle okumaya başlayın.
Derim ben...🙄🤷🏼‍♀️


JUNGKOOK

"Jungkook, gözlerini açabilirsin güzelim."

Taehyung'un sesini duymamla kapatmış olduğum gözlerimi yavaşça açmış, olduğum yere büyük bir hayranlıkla bakmaya başlamıştım.

Gözlerim manzaranın güzelliği ve muhteşemliğiyle kocaman olmuş, dudaklarım şaşkınlıkla aralanmıştı.

"Tanrım! Taehyung, burası muhteşem bir yer. kesinlikle, şimdiye kadar ki gördüğümüz yerlerden kat ve kat daha güzel."

Yemyeşil çimler ve pembe çiçeklerle kaplı bir uçurum kenarındaydık. Koskoca boş bir arazide, sadece pembe çiçeklere sahip büyük bir ağaç vardı. Ve bu ağacın dalına yerleştirilmiş, güllerle kaplı büyük, yuvarlak bir salıncak vardı. Salıncağa oturduğunuz takdirde  hem ay'ı hem de manzarayı karşınıza almış oluyordunuz. Bu görüntü kesinlikle görülmeye değer bir görüntüydü. Nefes kesiciydi.

Uçuruma biraz daha yaklaştığımda karşımda gördüğüm bu mükemmel ötesi manzara ise apayrı bir güzellikti.

Küçüklü büyüklü tepeler bu tepelerin önüne yerleştirilmiş yeşil ağaçlar, orta da duran büyük bir göl ve bu gölün yanında yer alan pembe çiçeklerle kaplı ağaçlar ve yerde ki pembe çiçekler. Hepsi birbirinden benzersiz ve farklıydılar ama uyumları inkar edilemeyecek bir şekilde göz kamaştırıcıydı.

"Güzelim. Hadi gel, biraz oturalım."

Taehyung elimden tutarak beni geriye çekip salıncağa götürdüğünde, ben daha oturmak için hamle yapamadan beni kucağına alıp kendisi oturmamı sağlamıştı.

Salıncağın üzerinde ki rahat mindere oturmamla, taehyung'da hemen yanımda ki yerini alarak oturmuştu.

Beklemeden kafamı omzuna yaslayıp derin bir nefes almıştım. Şu an o kadar mutlu ve huzurluyudum ki, hiç bir şey bu mutluluğumu bozamazdı.

Taehyung elini omzuma atıp saçlarımın arasına derin bir öpücük bıraktığında, ufak bir tebessüm etmiştim.

"Nasıl hissediyorsun meleğim?"

"Nasıl hissettiğimi biliyorsun tae."

"Evet, ama ben sözlü olarak da duymak istiyorum."

Kıkırdayarak söylediği şeyle başımı omzundan kaldırmış, gözlerinin içine bakarak cevaplamıştım onu.

"Mutlu ve huzurlu hissediyorum sevgilim. Tam burada seninle birlikte  olmak, bana cenetteymişim gibi hissettiriyor."

"Jungkook... Benim minik yıldızım. Güzel gözlü bebeğim. Seni o kadar çok seviyorum ki, bazen bunu kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum."

"Kelimelere dökmene gerek yok ki taehyung'um. Bakışların, hislerin, hatta dokunuşların bile fazlasıyla anlatıyor her şeyi."

Bir elini yanağıma koyup baş parmağıyla elmacık kemiğimi okşadığında, bende elimi elinin üzerine koyarak konuşmuştum.

"Ve taehyung... bende seni çok seviyorum aşkım."

Son lafımdan sonra hiç beklemeden dudaklarına kapandığımda, tereddüt etmeden karşılık vermişti öpücüğüme.

Contingency (Taekook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin