Bölüm 5

163 9 0
                                    

"NE?"

Yoongi'nin bir anda bağırmasıyla göz devirmiş omuzuna vurarak konuşmuştum "ne bağırıyorsun gerizekalı dikkat çekiyoruz senin yüzünden" panikle etrafıma bakındığımda yine onunla göz göze gelmiştim. Yanında ki pembe saçlı arkadaşıyla oturmuş çoğu kişi gibi bize bakıyolardı ama nedense bakışları tuhaftı sanki bir şeyi çözmeye çalışır gibi kaşlarını çatmış dikkatle bana bakıyordu çok keskin ve yoğundu bakışları, bu yüzden daha fazla dayanamamış bakışlarımı ondan çektiğim gibi yoongiyi de kolundan tutmuş, ileride gördüğüm kafeterya'ya doğru çekiştirmiştim.

Kafeterya'da gördüğüm boş bir masaya oturduğumda yoongi de hemen karşımda ki yerini almış büyük bir merakla bana bakmaya başlamıştı. Kafamı iki yana sallayıp "ne var" diye sorduğumda " Anlatsana amk deminden beri anlatmanı bekliyorum" demişti.

Ellerimle yüzümü sıvazlayıp kaşlarımı çatarak "Ne anlayatım yoongi?" Demiştim.

"Onu görür görmez ne hissettiğini anlatmakla başlayabilirsin mesela canım arkadaşım hm?"

Ne yoongi'den ne de hissettiğim bu hislerden kaçamayacağımı anladığım da pes edip anlatmaya başlamıştım

"Bak yoongi bu, bu çok tuhaf bir durum. İlk defa böyle bir şey başıma geliyor ve ben hissettiğim bu şeyi sana nasıl anlatacağımı bile bilmiyorum. Yoon... ben onu gördüğüm ilk anda kalbimin bir anda kulaklarımda yankılanışını duydum. Bu zamana kadar varlığını unuttuğum kalbim, onu gördükten sonra kendini belli etti. Sanki göğüs kafesimden çıkmak ister gibi bir anda böyle hızlı hızlı atmaya başladı. Ne yapacağımı, ne tepki vereceğimi bilemedim. Öylece donup kaldım resmen. Sonra bir şey oldu, göz göze geldik ve ben o an öldüm sandım yoongi. Nefes alamadım. Nefesim kesildi. Ben o parıl parıl parlayan gözlere ruhumu bıraktım. Nasıl oldu anlamadım bile, kayboldum bir anda gözlerinin derinliğinde. Yoongi gözleri, gözleri çok güzeldi. O kadar parlaktı ki sanki tüm yıldızları ve galaksiyi içine hapsetmiş gibiydi. Gözlerinde bambaşka bi evren vardı ve ben baktıkça o evrende kaybolmak istedim, beni oraya hapsetsinler istedim. Yoon, bu nasıl bir şey böyle. İlk defa gördüğüm birine karşı bu kadar yoğun hissetmem normal mi? Neden bir anda böyle oldu? neden birden bire böyle şeyler hissetmeye başladım bilmiyorum. Bana neler olduğunu anlayamıyorum."

Konuşmam biter bitmez bi cevap bekler gibi bakışlarımı yoongi'ye çevirdiğimde bana gülümseyerek baktığını gördüm. Anlamadığım için surat aşmış "Neden gülümsüyorsun komik mi?" Diye homurdanmıştım. Evet prens olabilirdim. Evet sert bir yapımda olabilirdi. Ama bu sadece çevremdekilere ve tanımadığım kişilere karşı oluşturduğm bir duvardı. Ben sadece arkadaşlarımın yanında tamamen kendim gibi olabiliyordum. Dışarıya gösterdiğim soguk ve sert tavrlarımı bi kenara bırakıp, onların yanında daha yumuşak ve çocuksu olabiliyordum. İşte bu yüzden beni en iyi onlar tanırdı.

En sonunda yoongi'nin sevecen bir şekilde elimi tutmasıyla kendime gelip ona odaklandığımda, bana asla tahmin edemeyeceğim ve asla başıma gelmeyeceğini düşündüğüm o şeyi söyledi.

"Taehyung, geçmiş olsun canım arkadaşım ama sen aşık olmuşsun. Hemde ilk görüşte."

Contingency (Taekook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin