Bebişlerim arada bir de olsa yorum yapamaz mısınız ya tepkilerininizi gerçekten merak ediyorum.
Yorum yapın please 🙏🏻
"Senden hoşlanmıyorum, kehribar gözlüm... Sana aşığım."
Jungkook'un bir anda bana olan aşkını itiraf etmesiyle, kalbim daha önce hiç olmadığı kadar hızlı atmaya başlamış, içimde yeşeren mutluluk tohumları çiçek açarak, hoş kokularını yaymıştı etrafa.
Jungkook bana aşıktı. Benim ilk görüşte tutulduğum, güzelliğine kapılıp gittiğim parlak yıldızım, bana aşıktı. Benim ruh eşim, benim sevgime karşılık veriyordu. O kadar şaşkındım ki konuşamıyordum bile. Kendimde değildim ve hala donmuş bir şekilde jungkook'un suratına bakıyordum.
"Taehyung?..."
"Taehyung, iyi misin?"
Jungkook elini gözümün önünde sallayarak beni kendime getirdiğinde, kocaman gülümseyerek bedenini kendime çekmiş, sıkıca sarılmıştım ona. Görüş alanımın bulanıklaşmaya başladığında, gözlerimin dolduğunu anlamıştım. Hayatımda ilk defa gözlerim mutluluktan doluyordu. Çok yogun hissediyordum ve düşen tutamlarım da bunu kanıtlar gibi durmaksızın akıyorlardı.
Bir kaç dakikalık bir sarılmanın ardından geri çekilmiştim ve jungkook dolu gözlerimden akan yaşları gördüğü gibi ellerini yanaklarıma koymuş, şaşkın bir ifadeyle konuşmuştu.
"Taehyung'um... ne oldu? neden ağlıyorsun? Anlamıyorum. Üzgün de değilsin ki?"
"Bunlar mutluluk göz yaşları jungkook. Mutluluktan ağlıyorum. O kadar mutluyum ki, göz yaşlarımı durduramıyorum şuan. Ben... ben beklemiyordum. Bırak bana aşık olmanı, beni eşin olarak isteyeceğini bile düşünmemiştim ki ben. O kadar uzaktın gözümde. Evet, kabul şu kısacık zaman diliminde belki bir çok şey yaşadık. Yakınlaştık, eğlenceli vakitler geçirdik, herkese eşim olduğunu söyledim. Rol yaptık. Tabi bu her ne kadar benim için bir rol olmasada, o an öyleydi işte. Yine de tüm bu olanlara rağmen ben düşündüm ki, beni eşin olarak istemezsin. Belki sadece arkadaş olarak kalmamızı istersin."
Uzun soluklu cümlemin ardından derin bir nefes alıp jungkook'a baktığımda, Gözlerinde gördüğüm saf sevgi ve şefkat duygularından bi haber, ufak bir tebessümle izliyordu beni.
"Taehyung'um... benim kehribar gözlü biricik eşim. Neden seni reddedeceğimi düşündün ki. Bunu sana daha öncesinde de sormuştum hatırlarsan. O zaman seni tanımak istediğimi söylemiştim. Yani sana bir şans vermiştim. Buna rağmen hala olumsuz düşünmen beni bir tık üzdü açıkçası. Üstelik sana bu konuda her zaman olumlu yaklaştığımı düşünüyordum. Çünkü aksini düşünebileceğin bir harekette asla bulunmadım. Ben aslında bir şeyleri sana hep hareketlerimle belli etmeye çalıştım. Fark etmedin mi? yoksa fark edemeyeceğin kadar mı bağlıydın bu olumsuz cümlelere?"
Evet bunların farkındaydım jungkook'un bana karşı olan tavırları, hareketleri, en başından beri hep olumlu yönde olmuştu ama ben onları hep görmezden gelmiştim. Çünkü gerçek olmadıklarını düşünmüştüm.
Ben sanırım korkmuştum. Jungkook'un beni eşi olarak görmeyeceğinden, en sonunda beni bırakıp gidebileceğinden, beni asla onu sevdiğim gibi sevmeyeceğinden korkmuş, kendimi hep en kötüsüne hazırlamıştım. Bu yüzden onun olumlu sinyallerini görememiş, yok saymıştım.
"Jungkook ben sanırım korkmuştum. Beni reddedeceğinden, eşin olarak görmeyeceğinden, beni sevmeyeceğinden. Deli gibi korkmuş, kendimi hep en kötü senaryoya odaklamışım. Bu yüzden hareketlerini görememişim. Jungkook ben senin aşkından aptala dönmüşüm resmen. Ben normalde daha zeki bir prenstim."
Jungkook söylediklerimle büyük bir kahkaha atmış, eğilip dudaklarıma hızlı bir öpücük bırakarak geri çekilmişti.
"Şapşal prens seni"
"Jungkook?"
"Efendim Taehyung'um"
"Sen şimdi bana aşıksın ve beni eşin olarak kabul ediyorsun. Öyle değil mi?"
"Hmhm. Sana aşığım Taehyung ve evet, seni eşim olarak kabul ediyorum."
"O zaman benimle gelir misin güzelim?"
"Gelirim sevgilim."
Hiç tereddüt etmeden, nereye olduğunu bile sormadan kabul etmesi bir yana. Sevgilim diye hitap etmesi afallatmıştı beni.
Olurda bir gün ölürsem eğer, bu kesinlikle minik yıldızım yüzünden olacaktı.
"Nereye diye sormayacak mısın?"
"Sana daha öncesinde de söylemiştim Taehyung. Yanımda olduğun sürece seninle her yere gelirim. Bu ister uzay boşluğu olsun, ister bambaşka bir evren. Umrumda olmaz."
O an bir şeyin farkına varmıştım. Benim yaramaz ikizim, hayatında ilk defa kaçmakla çok doğru bir seçim yapmıştı. Çünkü ben onun sayesinde hayatımın aşkını, ruhumun eşini bulmuştum.
Ve sanırım bu yüzden ona bir teşekkür borçluydum.
◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.