"Taehyung, sence buraya gelmekle doğru mu yaptık. Ya babam beni zorla alıkoyar ve senden ayırırsa?"
Endişeliydi. Benim güzel bebeğim hem gergin hem de endişeliydi. Ve aslına bakarsanız endişeli hissetmesi oldukça normaldi. Sonuçta bunca zamandır babasından kaçmış bir prensti ve şimdi bir anda kendi ayaklarıyla tekrar dönmesi onu korkutuyordu.bu yüzden ona doğru dönmüş, elini güven vermek istermişcesine sıkmıştım.
"Korkma bebeğim, ben yanındayım. Ben varken baban sana hiçbir şey yapamaz. Buna cesaret ederse eğer, karşısında beni bulur."
Sözlerim onu biraz da olsa sakinleştirmiş, derin bir nefes alarak omuzlarını dikleştirmişti.
"Pekala, hadi gidelim o zaman."
"Prens jeon!"
Aniden birinin jungkook'a seslenmesiyle, ikimizde başımızı sesin geldiği yöne çevirmiştik.
Orta yaşlarda olduğu açıkça belli olan siyah saçlı esmer kadın koştura koştura yanımıza gelip bir anda jungkook'a sarılmıştı. Kaşlarımı karmaşayla çatmış durumu çözmeye çalışırken jungkook konuşarak beni aydınlatmıştı.
"Lucia noona?"
Adının lucia olduğunu öğrendiğim kadın sarılmayı bırakmış geri çekilerek ellerini jungkook'un yüzüne koymuştu.
"Jungkook, bebeğim. Nasılsın? nerelerdeydin? seni ne kadar çok merak ettim haberin var mı? neden bana haber vermeden gittin?"
"Noona ben iyiyim. Sadece gidişim biraz ani oldu ve sana haber veremedim. Üzgünüm."
"Tamam canım tamam. Sorun yok. Sen iyisin ya, o bana yeter "
Lucia'nin bakışları bir anlığına bana döndüğünde kaşları karmaşayla çatılmış, biraz daha yaklaşarak dikkatle incelemeye başlamıştı yüzümü. Bende bir şeyleri çözmeye çalışır gibi bakıyordu ve sanki sonunda çözmüş gibi kaşları havalanmış işaret parmağını bana doğrultarak "Sen... Sen taehyung'sun öyle değil mi? vincent'ın oğlu?" Dediğinde şaşırmıştım. Hadi babam neyse de beni nereden tanıyordu?
"Noona? Sen Taehyung'u nerden tanıyorsun?"
Benim de cevabını merak ettiğim soruyu soran eşimle, lucia gülümseyerek cevap vermişti.
"Onu tanımamamın imaknı yok canım. Çünkü ben onun halasıyım"
"Ne? Halası mı?"
"Ne? Halam mı?"
Jungkook'la aynı anda sorduğumuz soruya ufak bir kıkırtı bırakıp "evet" demişti.
"Vincent, sana benden bahsetmedi mi Taehyung?"
"Bir halam olduğundan bahsetmişti ama onun görev için başka bir gezegene gittiğini söylemişti."
"Doğru söylemiş"
"Görev mi? ne görevi? ben doğumdan beri sen benim yanımda değil miydin noona? ne ara bir göreve gittin?"
Jungkook'un ard arda sorduğu sorulara karşı tekrar ufak bir kıkırtı bırakmış, ellerini jungkook'un saçlarına çıkararak okşamaya başlamıştı.
"Görevim sendin zaten minik bebeğim. Seni korumak, seni büyütmek ve sana sahip çıkmak"
"Ben miydim? Nasıl yani? Neden ki?"
"Ruh eşini bulabilmen için tabiki de bebeğim ama görüyorum ki sen onu çoktan bulmuşsun."
Bakışları bana kaydığında gözlerimi kaçırmış, kaşlarımı çatmıştım.
"Bebeğim demesen mi acaba?"
Bir anda ağzımdan dökülen kelimelerle lucia'nın tek kaşı havalanmış, 32 diş gülümseyerek bakmaya başlamıştı bana.
"Ne o velet, kıskandın mı yoksa? Halan'dan da kıskanmazsın herhalde."
"Eşime bir tek ben bebeğim diyebilirim. Hala'lara ayrıcalık tanımıyorum."
"Bak sen şu küçük kaplana ya, söz konusu eşi olunca nasıl da çıkarıyor hemen pençelerini."
"Noona sen Taehyung'un ruh eşim olduğunu biliyor muydun?"
"Biliyordum canım. Vincent'la beraber, Taehyung doğar doğmaz geleceğini öğrenmek için onu bir kahine götürmüştük. Kahin onun bir ruh eşine sahip olduğunu ve eşini korumazsak eğer onu kaybedeceğini söylemişti. Hangi anlamda kaybedeceğimizi bilmediğimiz için vincent bana bu görevi, yani seni koruma görevini vermişti. O gün kahin bana seni gösterdiğinde o kadar büyülenmiştim ki jungkook anlatamam. Çok güzel ve çok tatlı bir bebektin. O yüzden bir süre sonra bu durum benim için bir görev olmaktan çıktı ve severek yaptığım bir işe dönüştü."
Lucia'nın Anlattıkları beni şaşırmıştı. Bir ruh eşim olduğunu en başından beri biliyorlardı ve bana söylememişlerdi. İyi ama babam neden bana söylememişti ki? Benim mi bulmamı istemişti?
"Pekala, bunları daha sonra konuşuruz noona. Babam nerede?"
"Ofisinde canım. Zaten sen gittiğinden beri bir değişik, ofisinden çıkmaz oldu. Sürekli bir araştırma peşinde."
"Araştırma mı? Ne araştırması bu?"
"Bilmiyoruz tatlım. Kimseye bir şey söylemiyor."
"Bizi ona götürür müsün?"
Araya girerek konuştuğumda Halam başıyla beni onaylayıp "tabi ki götürürüm canım benim. Gelin hadi" demişti.
○○○
Ya arkadaşlar bakın normalde Taehyung'un bir halası yoktu tamam mı? ama nasıl olduysa yazarken bir anda oluverdi.
Şaka gibi ama bazen aşırı doğaçlama yazıyorum. Bazen aklımda olan bir şeyi yazayım diyorum ama yazarken konu bambaşka yerlere kayıyor hikaye kendi kendine şekilleniyor jskxjdk
♡♡Bu aradabebişlerimlütfenbukitabıma da bir şans verin.
Boynu bükükkaldı yavrumun 🥺
Beğeneceğinizi umuyorum...✌🏻
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.