Contingency (Taekook)

Bölüm 18

⚠️OKUMADAN GEÇMEYİN!⚠️

️ Bebişlerim neden hiç yorum yapmıyorsunuz. Hayır yani illa sınır mı koymam lazım yorum yapmanız için hmm?🥺

Su sırlar zaten bölüm yazmakta sıkıntı çekiyorum taslakta 2 bölümüm kaldı
ve açıkçası ben onları hemen salmak istemiyorum. Çünkü ilhamım yok.

Ama olurda bir kaç yorum görürsem eğer, diğer bölümü geciktirmeden atarım.
Aksi takdirde şerefsizlik yapıp 1 hafta bile bekletebilirim yani🤭🤷🏼‍♀️

Tık tık tık...

"Kral jeon. Müsait miydiniz efendim?"

"Gezegenler aşkına Lucia! sana rahatsız edilmek istemediğimi söylemedim mi ben?"

Kral jeon'un çalışma odasının önüne gelmiş, içeri girmeyi bekliyorduk.
Lucia, Kral jeon'un söylediği son şeye gözlerini devirmiş fısıldayarak konuşmuştu.

"Sanki keyfimizden rahatsız ediyoruz ya, adama bak. Jungkook alınma bebişim ama baban bazen gerçekten çok çekilmez bir Kral olabiliyor."

Jungkook, lucia'nın söyledikleriyle ellerini dudaklarına kapatarak kıkırdamıştı.

"Biliyorum noona."

Ufak dedikodularının ardından lucia tekrar kapıya dönmüş konuşmaya devam etmişti.

"Ama efendim, bu çok önemli."

"Şu an, üzerinde araştırmalar yaptığım şeyden daha önemli ne olabilir acaba lucia?"

"Efendim, prens jeon burada."

"Hani, nerede?

Kapı bir hışımla açıldığında Kral jeon söylenerek etrafına bakmış ve gözleri anında önündeki oğlunu bulmuştu.

"Jungkook? Gezegenler aşkına, nerelerdeydin sen! her yerde seni arıyoruz."

"Sana da merhaba baba."

"Bırak şimdi merhaba'yı. Bunca zamandır nerelerdeydin sen onu söyle!?"

"Cehennemin dibindeydi. Sizene?"

Daha fazla sert tavırlarına sabredememiş, kendimi araya girerken bulmuştum. O kim oluyordu da benim eşimle bu şekilde konuşabiliyordu. Şuan Kral olması ya da jungkook'un babası olması umrumda bile değildi.

Sözlerimle bakışları bana dönmüş, kaşlarını çatarak öfkeyle konuşmuştu.

"Sen, sen kim oluyorsun da benimle böyle laubali laubali konuşabiliyorsun çocuk? Senin karşında bir Kral var. Haddini bil!"

"Pabucumun kralı"

"Bir şey mi dedin?"

Kısık sesle söylediğim şeyi duymamış olması komikti çünkü jungkook ve halam şu an gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı.

"Kim olduğumu sormuştunuz öyle değil mi? O halde size kendimi tanıtayım. Ben taehyung. Kim Taehyung. Jüpiter gezegeninin prensi, jungkook'un eşiyim."

"Jüpiter gezegeninin prensi mi? Ayrıca bir dakika ne? Jungkook'un eşiyim mi dedin sen? Bu ne demek oluyor jungkook!?"

Kral jeon'un şaşkın ve öfkeli ses tonuna karşın, jungkook gayet sakin bir şekilde cevap vermişti.

"Duydun işte baba. Taehyung benim eşim. Ruh eşim."

"Gezegenler aşkına! bu nasıl mümkün olabilir. Çabuk girin içeri, konuşacağız."