Bölüm 24

79 6 0
                                    

Bu amına koduğumun bölümü niye bu kadar uzun sürdü lan
Hayır ortada hiç bir şey de yok

Tek istediğim jungkook'umun biraz da olsa babasıyla arasını düzeltmekti
Ama yazdıkça yazdım. Ne yazdıysam bu kadar, 1800 1900 kelime oldu amk

Ben diğer bölümlerimi bu kadar uzatmadım lan





JUNGKOOK

Sabah yüzümde hissettiğim ufak dokunuşlar ve yumuşak dudaklarla uyanmış, gülümseyerek karşımda ki adama bakmıştım.

"Günaydın yıldızım"

"Günaydın aşkım"

Gözüme takılan boydan cam pencereyle, bir an duraksayıp nerede olduğumu sorgulamaya başlamıştım. Biz en son salıncakta uzanıyorduk. Ne ara bir odaya, hatta bir eve gelmiştik. Burası taehyung'un evi miydi?

"Taehyung, burası senin evin mi?"

Aklımdaki soruyu çekinmeden sorduğumda, taehyung hafif bir tebessümle yüzüme düşen mavi saç tutamlarımı kullağımın arkasına sıkıştırmıştı.

"Evet bitanem. Sen uyuya kaldıktan sonra gece üşütmeni istemedim. Bu yüzden seni evime getirdim."

Bazen gerçekten bu kadar ince düşünceli ve naif olmasına dayanamıyordum. Kalbimi eritiyordu.

Bu yüzden dayanamayıp dudağına baskılı bir öpücük kondurduğumda anında alt dudağımı kavramış, bizi küçük tatlı bir öpücüğün içine çekmişti.

"Acaba rica etsem, bu güzel ay prensi benimle kahvaltı yapmak ister mi?"

Geri çekilerek sorduğu soruya ufak bir kıkırtı bırakmıştım. Anlaşılan yeni bir hitabım daha olmuştu.

"Bir ay prensi, nasıl olurda bu kadar yakışıklı bir güneş prensini reddedebilir?"

"Ha yakışıklı olmasam reddedeceksin yani?"

Bir anda söylediği şeyle dayanamayıp kahkaha atmış başımı sağa sola sallayarak yataktan kalkıp, odanın içindeki banyo olduğunu tahmin ettiğim kapıya doğru ilerlemiştim.

"Şapşal sevgilim benim"

"Yaa jungkook, gel buraya. Cevap vermeden nereye kaçıyorsun hain tavşan senii"

Hitabıyla elim kapı kulpunda durmuş, gözlerimi devirerek taehyung'a dönmüştüm. Her şey okey de tavşan ne alakaydı.

"Bir tavşan olmadığım kalmıştı zaten dimi taehyung. Gezegenler aşkına, söylesene daha kaç tane hitabım var benim?"

"Hmm Bilmem ki, öyle güzelliğine baktıkça bir anda dökülüyorlar ağzımdan."

Utanma jungkook, Utanma! Hayır. Dün sevişirken utanmadın, şimdi bir lafına mı utanacaksın?. Utanmak yok dedik.

"Bebeğim, hadi ama kasma bu kadar kendini. yanakların zaten direkt ele veriyorlar seni. Halâ neyin savaşını veriyorsun ki, ayrıca utangaç hallerini sevdiğimi biliyorsun."

"Off! sus taehyung ya suss"

Yine istemeden utanmış ve sitemle söylenip kendimi banyoya atmıştım.
Elimde değildi yeri geldiğinde arsız ve utanmaz olan ben. Taehyung'un en ufak bir sözünde kendimden geçiyor, utanmaktan kendimi alıkoyamıyordum.

2 dakikalık günlük bir rutinden sonra banyodan çıktığımda, taehyung'u oda da görememiştim. Sanırım güneş prensi kahvaltı için çoktan aşağıya inmişti.

Contingency (Taekook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin