Lanet olsun.
"Sınırlar?" diye sordum.
"Evet. Sen neleri yapmazsın, ben neleri yapmam, anlaşmamızda bunları belirginleştirmemiz gerek."
"Kıyafetler için para kabul etme konusunda emin değilim. Bana yanlış geliyor." Kafamın içinde çınlayan "fahişe" kelimesiyle huzursuz bir tavırla kıpırdandım.
"Senin için para saçmak istiyorum. İzin ver sana kıyafetler alayım. Bazı ortamlarda bana eşlik etmene ihtiyaç duyabilirim ve iyi giyinmeni isterim. Bir iş edindiğin zaman, maaşının benim giymeni isteyeceğim türde kıyafetlere yetmeyeceğinden eminim."
"Yani senin yanında olmadığım zamanlarda onları giymem
gerekmeyecek, öyle mi?""Hayır."
"Tamam." Onları üniforma olarak düşün.
"Haftada dört kez egzersiz yapmak istemiyorum."
"Aaron, esnek, güçlü ve dinç olmana ihtiyacım var. Bana güven, egzersize ihtiyacın olacak."
"Ama herhalde haftada dört kez değil. Üç nasıl?"
"Dört kez yapmanı istiyorum."
"Bunun bir pazarlık olduğunu sanıyordum."
Dudaklarını büzdü.
"Pekâlâ, Bay Steele. Yine doğru bir noktaya parmak bastınız. Üç gün bir saat, bir gün yarım saate ne dersin?""Üç gün, üç saat. Burada olduğum süre boyunca senin sıkı egzersiz yapmamı sağlayacağın hissine kapıldım."
Muzip bir tavırla gülümserken, gözleri rahatlamış gibi parlıyordu.
"Evet, sağlayacağım. Tamam anlaştık. Şirketimde staj yapmak istemediğinden emin misin? Sıkı pazarlıkçısın."
"Hayır, bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum." Kurallarına baktım. Ağda? Nereye? Her yere mi? Iyyk.
"Ve sınırlar. İşte benimkiler." Bana ikinci bir kâğıt uzattı.
SINIRLAR
Ateşle oyun içeren eylem olmayacak.
İdrar yapma ya da dışkılamayı ya da bu eylemlerin ürünlerini içeren hiçbir hareket olmayacak.
İğne, bıçak, delme ya da kan içeren hiçbir eylem olmayacak.
Jinekolojik tibbi aletleri içeren hiçbir eylem olmayacak.
Çocuk ya da hayvan içeren hiçbir eylem olmayacak.
Ciltte kalıcı iz bırakacak hiçbir eylem olmayacak.
Nefes kontrolünü içeren hiçbir eylem olmayacak.
Bedenle elektrik akımı (dalgalı ya da direkt), ateş ya da alevin direkt temasını içeren hiçbir aktivite olmayacak.
lykk. Bunları yazmış! Elbette, hepsi çok mantıklı ve dürüst olmak gerekirse gerekli görünüyordu... Aklı başında kimse, bu tür bir şeye dahil olmak istemezdi tabii ki. Kendimi kusacak gibi
hissediyordum.
Kibarca,"Eklemek istediğin bir şey var mı?" diye sordu.
Lanet olsun. Hiçbir fikrim yoktu. Tamamen afallamıştım. Bana baktı ve alnını kırıştırarak,
"Yapmayacağın herhangi bir şey var mı?" diye sordu.
"Bilmiyorum."
"Ne demek bilmiyorum?"
Huzursuzluk içinde kıpırdanarak dudağımı ısırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grinin Elli Tonu (+18)
Romance+18 cinsel ögeler barındırır! Kendi kendime tekrarladım. " Sakin ol Aaron bu sadece bir röportaj."