002000

85 13 3
                                    


*

Şey..

Ben çok aşığım..

Söylemiş miydim, bilmiyorum.. ben bayağı bir aşığım öyle böyle değil, deli divane..

Söylediysem bir daha söyleyeyim durun, ben çok aşığım..

Dudaklarının dudaklarımdaki hissi öyle güzeldi ki, tarifini nasıl yapsam böyle sanki çileği çikolataya batırmışsınız da o çikolatayı çileğin üzerinden yiyip ağzınızın içinde tüm her yere yayılışını hissetmeniz gibi..

Tarif edebildim mi? Edemedim bence..

Yumuşacıktı bi kere dudakları, onu öperken hissettiğim duygular öyle yoğundu ki, düşünme kabiliyetimi yitirmiş gibi hissettim kendimi.. tek düşünebildiğim içimde halaya kalkan kelebeklerin tüm bedenimde, damarlarımda, parmak uçlarıma kadar her bir hücremde dolaşıyor olmasıydı.

Durmadı.

Durmasını da istemedim zaten.

Kim ister Tanrı aşkına? Karşınızda sizi biri böyle güzel öpse, siz ister misiniz o kişi dursun?

Bende öyle düşünmüştüm.

Ben ayrılmaya çalıştım Taehyung'dan, çünkü dudaklarımda hissettiğim ıslaklığın gözyaşları olduğunu anlamıştım ve bunu bilerek onu öpmeye devam etmek garip gelmişti bana, durup gözyaşlarını silmek istedim. Neden ağladığını sormak istedim.

Başımı geriye çektiğimde izin vermedi bana. Ben geri çekildiğim an ensemden yakalayıp yine dudaklarını dudaklarımla buluşturdu.

"Yapma.." dedi kendini sadece bir santimcik benden uzaklaştırarak, "ayırma kendini benden.." konuşurken dudakları dudaklarıma değiyor, sıcak nefesini dudaklarımın üzerinde hissediyordum. Beklemeden yine kapandı dudaklarımın üzerine, ayrılmak istemedi, sonsuza dek dudakları dudaklarımın üzerinde kalsa şikayet etmezdim..

"Bunca sene.." dedi yeniden geri çekilerek, "bunca sene böyle bir güzellikten mahrum kaldığım için bana da yazıklar olsun.." elinin tersiyle gözlerinden akan yaşları sildi, ağlamıyordu artık.

Yaklaşıp minik bir öpücük kondurup geri çekildim yine, "acısını çıkarırız merak etme.." dedim fısıldayarak, inanın bana şu an bu cesaret nereden geliyor bilmiyorum.. Ama bunu çok sevmiştim, bu deli cesaretini, onunla böyle istediğim gibi konuşabilmeyi, özgürce ona onu sevdiğimi söyleyebilecek olmamı çok sevmiştim.

"Diyorsun.." dedi dudaklarımın üzerine doğru, "çıkaralım o zaman.." Yine beni öpmek için öne uzandı ama bu defa izin vermedim, geri çekildim.

"Bekleyin bakalım Taehyung beyi, siz yürümeyi bıraktınız resmen koşuyorsunuz, hızınız bilmem kaç.. yavaş.." son kelimeyi söylerken bilerek ona inat olsun diye dudaklarımın dudaklarına değeceği şekilde ona yaklaştım.. Onu deli ettiğimi nereden bileyim ben..

"benimle oyun oynama güzelim," dedi belimden yakaladığı gibi kendine yaklaştırdı beni, "Yıllarca bunun hayalini kurmuşum ben, bırak da hızımı ben belirleyeyim."

"Tamam, sen belirle.." dedim geriye yaslanıp, sırtımı sandalyenin arka kısmıyla buluşturup Taehyung'u daha net görebileceğim bir pozisyona soktum kendimi, ellerini mecburen belimden çekmek zorunda kalmıştı.. Bunun için kendime içimden şu an ben küfür ediyorum zaten, siz susar mısınız.. Bana küfür etmeyin.. "sen belirle ama önce bana neden ağladığını söyle, sulu göz olan benim Tete.. sen neden ağladın ha? ağlama sen bir daha."

Belimden çekmek zorunda kaldığı ellerini bacaklarıma yerleştirdi, her fırsatta benimle temas halinde olması çok hoşuma gitmişti.. Çok garipti ama çok güzel bir histi bu.. Ben onun benden nefret ettiğini sanıyordum ama meğerse çocuk bana deli divane aşıkmış ya.. Ah aşk.. sen ne güzel şeymişsin böyle.. Arkadaşlar aşık olun, çok güzel bir his he.

BİR TAVŞAN VARMIŞ KAPLAN AVINA ÇIKMIŞ | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin