11. Bölüm

1.9K 72 10
                                    

Kül-Cem Adrian

İyi Okumalar...🐥


Hayır Allah'ım lütfen... Şuan olmaz. Hiç ama hiç hazır değilim.

"Allah Allah sana ne canım. Biz konuşuyoruz öyle kızımla."

Babamın söyledikleriyle bakışlarım Fatih'i buldu.
O inanmazdı böyle şeylere. Anlardı yani.

Tam da tahmin ettiğim gibi bakışları ikimizin arasında şüpheyle gidip geldi. Sonunda dudaklarını aralayarak, " Eh iyi madem. Ben bir şeyler hazırlıyordum mutfakta. Sizde konuşmaya devam edin o zaman." Dedi.

Sanırım aramızda özel bir konu olduğunu düşünmüştü. Yoksa babamın yalanına inanmamıştı.

Babam da ayaklandı o arada, "Neyse bakalım kızım sana emanet. Benim bir kaç işim vardı. Gideyim şimdilik, sonra tekrar uğrarım.", "E yemeğe kalsaydın baba gitme, hem akşamda burada kalırsın."

Babam Fatih'in omzuna babacan bir tavırla vurdu.

Adamın babası ya hani ileri zekalı Zeynep...

"Dediğim gibi şimdilik gideyim de, gelirim yine." Fatih'te ayaklanmıştı artık. Babamın kararının kesin olduğunu farketmiş olmalıydı ki onu yolcu etmek için yerinden kalkmıştı.

Bunun üzerine ben de yerimde kıpırdanmaya başlamıştım ki, ayaktaki ikilinin kızgın bakışlarına maruz kaldım.

Yerime tekrardan yerleşerek, "Ya tamam bir sakin. Alın oturdum kıpırdamıyorum bile." Dedim.

İkisi de bana ufak bir tebessümle karşılık verdi.

Babam yanıma gelerek saçlarımın üzerine bir öpücük bıraktı, " Ben yeniden gelene kadar kendini toparla güzel kızım. Seni böyle görmek istemiyorum, o eski neşene kavuş artık." Son söyledikleriyle aslında uzun bir süredir gündemimiz de olan o konuya değindiğini de anlamıştım.

Giderken de, Fatih'e anlatmam gerektiğini söyleyen, kaş göz hareketleriyle beni tasdiklemişti.

Ama hayır baba. O güç bende yok.

Ben yine malum konulara dalıp gitmişken, salonun kapısında çoktan babamı yolcu etmiş olan Fatih belirdi.

Ona dudak bükerek baktım. Sanırım canım azıcık nazlanmak istiyordu.

Uzattığım bacaklarımın üzerine örttüğüm pikeyi hafif kaldırarak uzandığım yerde biraz yana kaydım.

Fatih'e tatlı bir bakış atarak, "Azıcık yanıma mı uzansan acaba?" Dedim.

İlk önce, uğruna ölebileceğim bir gülümseme bahşetti bana. Bir yandan da gelsem mi, gelmesem mi diye düşünüyordu sanırım.

Normalde bu fikre balıklama atlardı Fatih. Niye ikilemde kaldığını anlayamamıştım.

"Ya... Hastaneden de yeni çıktın zaten. Bir yerine bir şey olur şimdi. Canını falan yakarım..."

Göz devirerek ona çevirdim bakışlarımı, " Sen benim canımı yakabilir misin hiç ya? Gel iki dakika işte kıracak mısın beni hadi..." Dedim sondaki i'yi uzatarak.

Ne güzel bir histi, sevdiğin insana nazlanabilmek.

O an bir kez daha şükrettim Allah'a, onu bana verdiği için.

Allah cezanızı vermesin ya, şurada iki dram yapıyoruz. Yine aklıma İrem Derici geldi. 'Çok şükür,bin şükü seni bana verene...'

Sil Baştan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin