Sil Baştan

16. Bölüm

:
:
:
:
:
:

İYİ OKUMALAR...❤️

Yalın-Yaz Gülü

'Kavuşsak mı bir yaz günü?'

Yanağımda hissettiğim öpücükle gözlerimi açtım. Nerede olduğumuzu anlamaya çalışırken etrafıma bakıyordum. Hala arabadaydık. Sorar gözlerle Fatih'e baktığımda "Geldik." Dedi yalnızca.

"Ben ne zamandır uyuyorum ya?" Diyerek yerimde kıpırdandım. "Yarım saat kırk beş dakika falan anca oldu, yolda sürekli durduğumuz için planladığımız vakitte varamadık güzelim saat henüz dört."

Etrafıma baktığımda havanın henüz aydınlanmamış olduğunu gördüm. Ve inanılmaz uykum vardı. "O zaman bir an önce çıkıp uyuyalım." Fatih benim bu uykulu halime hafif bir tebessüm ederek kapısını açıp dışarıya çıktı. Benim kapıma gelip açtığında inmemi bekliyordu sanırım. Arabadan indiğimde Fatih'in valizi bile çoktan indirmiş olduğunu gördüm. Kapıyı kapattığında arabayı kitleyip elini belime koyarak beni yönlendirdi.

Lobiye ulaştığımızda hiç duraksamadan asonsere doğru yürüdü Fatih. Katı tuşladığında ona doğru dönüp anlımı omzuna yasladım.

Elini saçıma çıkararak, "Çok mu uykusu varmış benim bebeğimin?" Dedi. Uysalca kafamı sallayarak 'hmm' diye bir ses çıkarttım.

Asonser durduğunda birlikte koridora çıktık. Bir odanın önünde durduğumuzda Fatih ne zaman aldığını bilmediğim anahtarla kapıyı açtı.

İçeriye geçtiğimizde hemen yatağa bakındım bu sırada Fatih de valizi herhangi bir yere bırakıp lavaboya girmişti. Hemen yatağa doğru adımlayıp kendimi yatağa bıraktım.

Biraz zaman geçtikten sonra, "Zeynep..." Diye bir sesleniş duyduğumda gözlerimi açmadan cevapladım, "Ne?"

"Böyle rahat edemezsin hadi pijamalarını giy öyle uyursun."

Ona cevap verecek bir gücü kendimde bulamadığımda cevaplamaktan vazgeçtim. Bir iç çekişle uzaklaştığını hissettim.

Bir süre sonra üzerimin değiştirildiğini farketsem de hiç bozuntuya vermeden uykuma devam ettim. Fatih de yatağa uzanıp örtüyü ikimizin üzerine örttükten sonra kollarını arkamdan belime doladı.

Soluğu enseme çarparken, " Hala küsmüsün bana güzelim?"

Bir an önce sussun ve uykuma devam edeyim düşüncesiyle, "Ben kızmadim ki zaten sana öylesine trip atıyordum..." Diye mırıldandım.

"Bak ya... Ben de gelene kadar hanımefendinin gönlünü nasıl alacağımı düşünüp durayım anca." Dedi belimdeki eliyle olduğu yeri hafifçe okşarken.

Ona doğru dönüp elimi beline atarak iyice sokulduğum da, "Tamam hadi şimdi susta uyuyalım, Allah aşkına o kadar saattir araba kullanıyorsun hiç mi uykun gelmedi ya." Diye söylendim.

Ufak kıkırtısı yeni aydınlanmaya başlayan havayla birlikte odayı doldurduğunda, " Bak cidden sus güneş doğmadan uykuya dalmamız lazım."

Son sözlerimden sonra hiç bir şey söylemeden kolunu başımın altından geçirerek iyice kendine yapıştırdı beni. Durumumdan oldukça memnun bir şekilde bende ona sarılı olan kollarımı sıkılaştırdığımda uykuya dalmıştım.

*

Gözüme gelen güneş ışığıyla birlikte gözlerimi aralamak zorunda kaldım. Sabahın köründe ne diye gelip gözüme gözüme çarparsın ki!

Bakışlarımı Fatih'e çevirmek istediğimde göğsümü üzerindeki ağırlığı farkettim. Kafamı eğip baktığımda kafasını göğsüme yaslayıp kollarını belime dolamış bir bacağına benim bacaklarımın üzerine doğru atmış olan Fatih ile karşılaştım. Resmen vücüdumu abluka altına almıştı.