1 bölüm

6.2K 86 47
                                    

Gün agirmaya  başlaya dursun erkenden kalkilirdi, köy yerinde ne kadar erken  başlanırsa, baslansin gün yetmezdi köylüye.Hele birde  mevsim yaz,  hasat vakti  ise  köylünün en yoğun olduğu zamanlardı.

Hali vakti iyice  olan yevmiyeci ,tutar ürününu harmandan  biran  önce kaldırır, durumu iyi  olmayanda  imece usulü çalışır birlik olunur kimsenin harmanı kalmazdi yazı, yabanda.

Yaşlı kadın  dizlerini bukmekte
ne kadar  zorlansada akşamdan mayalaladigi hamuru  pişirmek için tandira götüru verdi.

Kocasıyla kasabaya gitmiş  birkaç gün  kalivermisti. Bu yaştan  sonra kendisi için yaşanılacak yer orasiydi.

Kadınlar  ekmek yapmıyor ,su çekmiyor, bağa bahçeye gitmiyorlardi. 
Bütün gün evde  oturup televizyonun başını  bekliyorlardi.
Bu yaşına gelmiş  inaği ,danası, bağı bahçesiyle çırpınıp duruyordu.

Şehirde herşey hazır avratlarin  önüne geliyordu.Iki duvarın işini çok görüp daha sokraniyorlardi.

Oylesi yaşamak cokta iyi değildi
mabus gibi  dört duvarın arasında bir  ömür geçmezdii.Iki gün kalmışlar zaten canı sıkılmış ruhu darlannisti.

Burada  en azından hal, hatır, soran  konu, komşu vardı . Dışarı çıkıp şöyle  mis gibi iğde dallarının kokusunu cektinmi  adam yeniden yeresip canlaniyordu.

Köyde yaşamanın daha  iyi olduğuna kanaat getirip, aklındaki şehir düşüncesini  çoktan silip attı.

İnsan yaşlanmaya görsün iki ekmeği   pişirmeyi kendine yük sayıyordu.

Gencliginde oylemiydi!!
50 kilo undan  ekmek yapar ,kışlık kaldır bütün bağ ,bahçe ,çoluk çoğunda bakar kaynana, kayinbabasina hörmet ederdi.

Hey" gidi bitmiyecek gibi kullandığım gençliğim heyy...

Tandira giderken ocağin  üstüne   çayın suyunu koymayi ihmal  etmedi kaynayınca elbet  kocası demlerdi.

Yaşlanınca  aralarında sesiz bir iş bölümü oluşmuştu.
Toylugunda  elini  işe ,güce,sürmeyen adam Allah var şimdi eli kolu olmuştu.

Beze sardıği, dumanı üstünde tüten coreklerle içeri girdi ,kocasida sofrayı hazır etmiş haşlanmış yumurtaları soyyuyordu.

"Gel hanım gel"kimseden" hayır yok

O kadar uşak büyüt, besle  sonunda  yine bir  başina kal..

Bir taneside demezki gidip ana, babamızı  yokluyak bir hal ,hatır sorak.
Hastalansak ağzımıza, gözümüze kurt düşerde gelip bakarsalar şer...

"Tovbe" de !!!

Allah" korusun o nasıl laf?
Mevlam, ne onları  bize nede bizi  onlara yük etsin.
Vefalidir benim evlatlarim sağlığımız yerinde,çok şükür elde değiliz avucta değiliz.Her işimizi kendimiz görür,yaparız hasta,sayri olsak elbet gelirler.

Içten ,icede kocasına hak veriyor ama dışa  yansitmiyordu.

Gelinler el kızıydı ama oğullarına ne demeli?onlarda hiç yoklamaz ,hatırlarını sormazdi..
Torunları bile uzaktan ,uzaktan,  el gibi durur elin uşağı çeşmeden su tasirda onlara gücü yetmezdi..

Biliyordu bilmesine de ciğeri  ite atmış o bile yememiş evlatti işte vazgecilmyordu

Onlarında evlatları vardı elbet onlarda yaşlanacak  belleri bükülecekti.Kisi ne ederse eliyle oda giderdi kendiyle.

Haklısın" haklı olmayada ,hepsininde
işi gücü, var onlarda  artık ev oldu .
Coluk, çocuğa karıştılar ne etsinler durmadan bizimi gozetsinler..

CemileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin