❷❽

4.1K 630 2K
                                    

tw: cinayet

hyunjin

Dünyanın en uzun gecesi bitmek bilmiyordu. Minibüsün içinde Changbin ve benim aramda oturan Jeongin hıçkıra hıçkıra ağlarken gece daha başlamamıştı bile.

Jeongin'in vücudu titrerken boynumu oynatıp "Orospu çocuğunuz," diye bir kez daha bağırdım. Kimse ağzını açıp bir şey demiyordu. "Geberteceğim hepinizi."

Sert mizacımla konuşurken Jeongin ağlamaya devam ediyordu. Minho'nun iç çekişlerini duyabiliyordum. Boğazına yapışıp nefesi kesilene kadar bastırmak istiyordum.

Chris arabayı kullanırken başını ovup duruyordu. Şimdi ne olacaktı? Nasıl devam edecektik hayatlarımıza? Yarın ayrılıyor oluşumuzun rahatlığı mıydı bu?

"Duydunuz mu? Hepinizi tek tek gömeceğim!"

Bir kez daha bağırdığımda Minho öndeki koltuktan bana dönüp dik dik bakmaya başladı.

"Ne bakıyorsun lan?"

"Sus artık. Şovu bırak."

Minho'nun üzerine doğru atlarken Jisung girdi araya. Beni geri çekerken hepsi sessizdi.

"Boku yiyip susuyor musunuz?"

Changbin, Jeongin'e sarılıp onu sakinleştirmeye çalışıyordu ama Jeongin irkilip geri çekiliyordu hemen. Changbin de anlayışla karşılıyordu lakin yanımızda içli içli ağlarken sakin kalmak bir hayli zordu.

"Ya var ya hepiniz iğrençsiniz," diye çıkıştı Changbin. "Kimsiniz siz ya? Tanıyamıyorum hiçbirinizi."

"Nasıl yaparsınız böyle bir şey," diye devam ettiğinde Chris sonunda konuşabilmişti.

Ofladı önce. "Kafamız yerinde değildi tamam mı? Roldü her şey. Yeter artık."

"Kendini böyle mi savunuyorsun amına koyayım? Gel sik çocuğu kafam güzeldi de. Rolü mü olur böyle bir şeyin? Buradaki amaç ne zaten?"

Herkes birbirine bağırırken Jeongin'in ağlama sesleri minibüsün içinde yankılanıyordu. Bazen çığlık atıyordu. Tam bir kaos çıkmıştı şu an.

"Piç kurusu!"

"Melekmişsin gibi davranma!"

"En azından tecavüzcü değilim!"

Changbin'in son sözüyle Minho onun üzerine atlarken arka koltukta her şey birbirine girmişti. Jeongin bir çığlık daha atınca ona döndüm. Sakinleştirmek istiyordum ama dokununca ağlaması şiddetleniyordu. Bu olanlar üzerinde travma etkisi bırakmıştı.

Bir yandan da nasıl Minho'yla yattığını düşünüyordum. Sensiz yaşayamam diye ağlıyordu yanımda. "Yaşayabiliyormuşsun demek ki," diye geçirdim içimden. İki hafta bensizken kendini Minho'nun kucağında buluyorsa ortada bir sıkıntı vardı. Tabii, herkes hata yapardı. Ben de bir sürü hata yaptım. Düzeltmeye çalışıyordum. Jeongin de yaptığının bir hata olduğunu anlamış gibiydi.

Minibüsün içindeki kavga devam ederken Jeongin'in duyabileceği bir şekilde "Özür dilerim," dedim. Kafasını kaldırıp bana baktı. Gözünden akmakta olan yaşı sildim, bir daha özür diledim. Benim suçumdu. Jeongin'in Minho'yla yatması tamamen benim suçumdu. Onu yalnız bırakan bendim. Değersizmiş gibi hissettirmiştim. Sikimsonik hareketlerimle benden uzaklaştırmıştım. Tüm bunlar da yine Minho'nun suçuydu. O an gözüm dönerken önümdeki çocuğun boğazına yapıştım.

Arabanın içinde sarsılırken Chris bizi durdurmaya çalışıyordu. Bir elini bize uzatmış ayırabileceğine inanıyordu ama bilmiyordu ki Minho'dan sonra ilk geberteceğim oydu.

celladıma gülümserken, skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin