7.2K 928 1.6K
                                    

jeongin

On altı yaşı benim için birçok şey açısından bir ilkti. Aynı şekilde Hyunjin de.

On altı yaşımda ilk öpücüğümü vermiştim, Hyunjin'e. On altı yaşımda ilk birlikteliğimi yaşamıştım, Hyunjin'le. On altı yaşımda, ilk defa Haein dedenin arabasını kaçırmıştık, Hyunjin de yanımdaydı.

Araba kaçırma mevzusu yine sıkıldığımız anlardan birinde parlak zekalı Minho'nun aklına gelmişti. On altı yaşında, gerçekten hiç sıkılmadığım kadar sıkılmıştım ya da hiç bu kadar sıkılan insanlarla bir arada bulunmamıştım. Her yazımın onlarla geçtiğini düşünürsek, ikinci seçenek eleniyordu fakat ben o yaz farklı insanlarlaydım. Hiçbiri aynı değildi.

Minho, arabayı kaçırıp kasabada turlamayı önerdi. Changbin gölete gidebileceğimizi söyledi. Seungmin araba bulmuşken, kızlarla gezmemiz gerektiğini düşünüyordu. Jisung, yakalanma ihtimalimizi söyleyen kişiydi. Felix her şeye uyardı. Hyunjin ise herkes bir fikir belirtirken ön koltuk benim kavgası yapıyordu. Yüzüme yerleşen gülümsemem ile dikkatim onun üzerindeydi.

Chris biraz gergindi çünkü arabayı kullanması gereken kişi oydu. Minho, o koltuğa oturduğunda hız yapmadan duramıyordu. Changbin'le ayağın frene yetişmez diye dalga geçiyorlardı oysaki geri kalan tayfa hayatında bir kere oturmamıştı direksiyon başına. Hyunjin de kullanabiliyordu fakat direksiyon hakimiyeti iyi değildi. Sürekli yoldan çıkıyor ya da etrafı izlemeye dalıyordu. Haein dedenin traktörü ile garaj kapısını yıkmışlığı vardı.

İlk araba kaçırma vukuatımız başarılı oldu. Felix, Hyunjin'in öne oturmasına izin vermemişti. Hyunjin de çok ısrar etmedi. Beni arkada görünce sessizce gelip yanıma oturdu. Daha dün gece birlikte olmuştuk ve Hyunjin bana gülümserken bile daha farklı gülümsemeye başlamıştı. Davranışları da olumlu yönde değişmişti.

''Kendimi Scooby Doo çekimlerinde gibi hissediyorum,'' dedi Jisung. ''Arabaların benzerliğini geçtim, şu an kimsenin bilmediği ıssız bir gölet arıyoruz. Gölden canavar çıkarsa hiç şaşırmam.''

''Gölden canavar çıkarsa seni göle atar kaçarız.''

Hepimiz Seungmin'in dediğine gülerken camdan dışarıya bakıyorduk, Changbin'in bahsettiği yerin varlığına olan inancımızı güçlü tutmaya çalışarak.

''Naber?''

Diğerleri kendi halinde bir şeylerle ilgilenirken Hyunjin bana döndü ve alçak tuttuğu ses tonuyla konuştu. Kulağıma değen nefesi ve bana olan yakınlığıyla gülümseyerek baktım ona. Bu çocuk beni gerçekten etkiliyordu.

''İyiyim, sen?''

''Seni düşündükçe daha iyi oluyorum.''

''Pek inandırıcı değil fakat etkileyici.''

Gülerek yerinde kıpırdandı. ''Bu gece inandırabilirim seni.''

''Şansını dene.''

Onu küçümsermişim gibi konuşunca gülmeye devam etti. Koltuğun altından elimi tuttu. Hissettiğim heyecanı mutluluk olan tanımlıyordum ve beni gerçekten mutlu ediyordu.

''Şu gölet hakkında ne biliyorsun Changbin?''

''Var olduğunu.''

''Güzel.''

''Asla bulamayacağız.''

''Doğumdan beri burada yaşıyorum ve öyle bir yer hakkında hiçbir şey duymadım,'' diyerek muhabbete dahil oldum. Diğerleri söylediğim şeye hak verirken Changbin ''Biraz inançlı olun be,'' diyerek cama döndü. Gerçekten biraz inançlı olmamız gerekiyordu çünkü henüz bulamasak da çoğu pisliğin orada yaşanacağı öyle bir yer mevcuttu.

celladıma gülümserken, skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin