❷❸

4.1K 604 967
                                    

jisung

Uzun zamandır eskisi gibi hissettiğim ilk andı sanırım. Bodrum katında herkes uzanmış telefonlarına bakıyor veya sohbet ediyordu. Tek fark Minho'nun içine çektiği sigara ve Chan'ın içtiği biraydı. Bir de bana tedirgin gözlerle bakan Hyunjin.

Buraya gelmeden önce bahçeden girer girmez Hyunjin beni bekliyormuş gibi yaslandığı şeftali ağacından çekilip üstünü düzeltmiş ve eve doğru adımlamamı beklemişti. Benimle konuşacağını anlamıştım bu yüzden ona doğru yürüdüm.

Elindeki yaprağı parçalara ayırıyor, çeviriyor, büküyor şekilden şekile sokuyordu. Gergin olduğunu anlamak zor değildi yani. "Jeongin yok mu," dedi bahçe kapısına bakarak. Olumsuz anlamda kafa salladığımda o da "Anladım," der gibi hafifçe oynattı kafasını. "Birazdan gelir ama, saçını kurutuyordu."

Dudaklarını yaladıktan sonra gözünü oynadığı yapraktan çekip bana çıkardı. Bir şey söylemeye çalıştığı çok belli oluyordu ama bir türlü cesareti bulamamıştı.

"Bir şey mi söylemek istiyorsun?"

"Evet," dedi kafa sallarken. Yaprağı yere atmış ellerini pantalonuna siliyordu. "Bir şey konuşmak istiyorum."

"Tamam, konuşalım," dedim tahta çitlerin üstüne otururken. O da ağaca yaslanıp parmaklarıyla oynamaya başladı.

"Şu video olayını biliyorsun..."

Kafa salladım. Aslına bakarsak bu konu benim de en son konuşmak istediğim şeydi. Jeongin'e karşı çok suçlu hissediyordum fakat diğer yanda uzun süredir aşık olduğum kişi vardı. Ortaokuldan beri tanıyordum onu lakin hayatımın her anında var gibiydi. Kendimi çok fazla kaptırdığımın farkındaydım, elimden bir şey gelmiyordu. Ondan hoşlanmadan geçirdiğim bir hayat istemiyordum, her nedense içimde birlikte olabileceğimize inanan bir Jisung vardı. Olmuştuk da.

Yanında kimse kalmayınca fark etmişti beni.

"Hı hı," diye mırıldandığımda nefesini verip ellerini bacaklarının iki yanına koydu.

"Jeongin'in öğrenmesini istemiyorum."

Sanırım bu durumdan hoşnut değil gözüküyordum halbuki susacağım çok belliydi. Minho için bunu da saklayacaktım. Video ortaya çıkarsa olan Jeongin'e de olsa çeken kişi Minho olduğu için büyük ihtimalle başı belaya girecekti. Kendimden utanıyordum düşüncelerim için ama dediğim gibi elimde değildi resmen.

Bir şey demediğimde beni ikna etmeye çalışır gibi konuşmaya devam etti. "Videoyu sildirdim. Başından beri haberim yoktu, gerçekten... Jeongin'in böyle bir şey yaşaması istediğim son şey. Biliyorum kuzenin ama ben de ona senin kadar değer veriyorum."

Sen benden daha fazla değer veriyorsun demeyi düşündüm o an. Kesinlikle ona benim verdiğimden çok daha fazla değer veriyordu. O sevdiği kişiyi düşünüyordu çünkü, ben de onun gibi yapıyordum: Sevdiğim kişiyi düşünüyordum.

"Samimiyetime inanmıyor olabilirsin haftalar önce söylediklerimi düşünce ama gerçekten o kişi değilim artık. Lütfen benim için bunu sır olarak sakla."

"Tamam," dedim uzatmadan. "Bu olayı sen de unutacaksın, ben de."

"Teşekkür ederim," deyip bana sarıldı. Sarılırken yakın arkadaşlar olduğumuzu hatırladım, tamamen unutmuştum. Bu yaz, diğer yazlardan çok farklıydı.

"Bir şeyler yapalım ya," dedi Felix bacaklarını Seungmin'in üzerinden çekerken. "Mal gibi yatıyoruz sürekli."

"Ne yapalım?"

"Yüzmeye gidebiliriz," dedi Changbin Seungmin'in kulağıyla oynarken. Seungmin'le dertleri neydi bilmiyorum.

"Yüze yüze balık olduk."

celladıma gülümserken, skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin