𝑇𝑒ℎ𝑑𝑖𝑡 𝑚𝑖 𝐷𝑜𝑠𝑡 𝑚𝑢

776 68 33
                                    


🩸

Taehyung, Jungkook'un ağzından çıkan son cümleyle korku ve heyecan karışık bir şekilde Jungkook'u hızla boynundan yakalayıp üzerinden attı ve kabinin duvarına yasladı.

Jungkook'un siyahtan iyice kırmızıya dönen gözlerini gördükçe kendine kızıyordu. O kontrolden çıkıp Taehyung'u bile zaptedebilecek kuvvete ulaşmadan Taehyung onu bırakıp hızla kabinden banyoya fırladı. Bu kadar ödlek olduğuna inanamıyordu.

O eskiden bu kadar korkak değildi. Herkes ona karşı çıkmaya korkardı, en çok kanı o içerdi, kimse ona dokunamazdı. Şimdi sadece semptom gösteren bir insandan korkar olmuştu.

Bunları düşünemeyecek kadar korktuğundan, düşünmek için sonraya sakladı ve banyodan fırlayıp kapıyı tam Jungkook onu yakalamak üzereyken kapattı. Jungkook var gücüyle kapıya vuruyor, sanki ezeli düşmanıymış gibi paramparça etmeye çalışıyordu fakat yapamıyordu.

Kendinde değildi ve bu Taehyung'u korkutuyordu. Kendine zarar verebilirdi içeride. Taehyung Jungkook hâlâ ürkütücü şekilde kalın ve genizden çıkan hırlamalarıyla birlikte kapıyı kırmaya çalışırken hızlıca odasına koştu ve şişe dolu masaya koştu.

Hiçbir şişenin kırılmasını önemsemeden 0 rh negatifler için olan şişeyi arandı delice. Arkadan gelen kapıyı tırmalama, hırpalama sesleri ve Jungkook'un bağırışları onu hiç olmadığı kadar geriyor, şişeyi doğru düzgün arayamıyordu.

Sonunda- şişelerin çoğunu yere düşürüp kırdıktan sonra -aradığı şişeyi buldu ve kaptığı gibi diğer raftaki şırıngalardan bir tane kaptı.

Nasıl yapacağını bilmiyordu. Kapıyı açtığı gibi Jungkook üzerine atlayacaktı. Kapının arkasında durup açmaya karar verdi. Böylece Jungkook dışarı fırladığında onu tutup iğneyi boynuna saplayabilirdi.

Nefeslenip gözlerini yumdu ve sakinleşip titremesini durdurmaya çalıştı. Daha fazla beklerse yapamayacağını biliyordu. Birden kapıyı açtı ve Jungkook kapıya dayanmış olduğundan direkt olarak dışarı yığıldı.

Taehyung, Jungkook görüş açısına girer girmez üzerine atıldı ve deliden farksız olan Jungkook'u duvara yaslayıp iğneyi boynuna sapladı. O sırada parmaklarında ve tırnaklarındaki nedenini bilmediği acıyı hissetti.

Şırınganın bitmesini beklerken Jungkook'un onun gözlerine odaklanmış olan irileşmiş kırmızı gözlerinin yavaşça bulanık siyaha dönüşünü ve gittikçe kısılışını izledi. Yere yığılmaması için kendi vücudunu ona sıfırladı.

Onun gözlerine baktığında içindeki korkuyu ve yorgunluğu iliklerine kadar hissediyordu. Bu onu da korkutmuştu. Jungkook'un dayanıp dayanamayacağını bilmiyordu. Eğer o ölürse yaşamaya devam edemezdi. Hayatının sonuna kadar suçlu hisseder, bunu düşünmeden bir an bile geçiremezdi.

Jungkook dudaklarını yaladı ve ağzından solumaya devam etti. Sıcak nefesi Taehyung'un yüzünü okşuyordu. Dizleri boşalmıştı ve kendini tamamen Taehyung'a bırakmıştı.

Taehyung Jungkook'un çenesindeki nereden bulaştığını bilmediği kanı acıyan parmaklarıyla silerek, "İyi misin?" Diye sordu usulca. Jungkook'tan herhangi bir yanıt gelmedi.

Taehyung parmaklarının neden acıdığını o anda kavrayarak Jungkook'un elini tuttu ve görebileceği kadar kaldırdı. Tam da sandığı gibi parmak uçları yıpranmış, tırnaklarından bazıları kırılmış, bazıları ise fazlaca olmadan kalkmıştı.

Elini acıtmamaya çalışarak geri bıraktı ve o daha Jungkook'a dönmeden Jungkook çenesini onun omzuna indirdi birden. Taehyung'un ise nefesi kesildi. Bu yakınlığa alışana kadar solumayı unuttuğunu farketti ve göğsünü şişirdi.

𝟼𝟶 𝙶𝚄̈𝙽 |  𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin