𝐾𝑎𝑛𝑙𝚤 𝐾𝑎ℎ𝑣𝑎𝑙𝑡𝚤

854 83 70
                                    



🩸

Jungkook üzerini giyindikten sonra saçına bir havlu sarıp banyodan çıktığı gibi leziz bir omlet kokusu doldu burnuna. Çok geçmeden omletin pastırmayla birlikte piştiğini anladı.

Mutfağa yöneldi hızlıca. Daha doğru bir tabirle ayakları onu oraya sürükledi. Taehyung mutfaktaydı ve bu mis kokan kahvaltıyı hazırlayan da oydu.

"Napıyorsun?"

Taehyung gülümsedi. "Omlet."

Jungkook tavadan yükselen kokuları içine çekti. "Hem şifacısın hem de aşçı."

Taehyung sırıtmayı sürdürerek pastırmalı omleti tabağa indirdi. O da umursamamaya çalışıyordu. Hiç olmamış gibi davranmak istediği belli oluyordu.

Jungkook'sa korkusunu ve endişesini iliklerinde hissediyordu. Ne kadar gülse de. "N-nereye sakladın?" Çekinerek sormuştu. Taehyung'u huzursuz etmek istemese de merak ediyordu.

"Çöpe attım." Taehyung yüzündeki gülümsemesini silerek kahvaltı hazırlamaya devam etti.

Jungkook'sa anlayamamıştı. Olduğu gibi çöpe mi atmıştı koca torbayı?! Yakalanmaları an meselesiydi. Nasıl rahat bir şekilde böyle bir dikkatsizlik yapmış olabilirdi ki?

"Ne?" Diye sormakla yetindi.

"Kimse çöpte gördüğü cesetleri sorgulamaz, sadece kendi yiyemediğine hayıflanır. Tabii içindekini insan sanıyorsa."

Taehyung'un sakinliği Jungkook'u ürkütüyordu. Olayları ona düzgünce anlatmamıştı ve Jungkook'un kafası karışıp duruyordu sürekli.

"Sana söylemiştim, insan öldürüp kanını içebilmek için yönetimden izin almak zorundasın. Vücuttaki bütün kanı içtiklerinde beden çöpten başka bir işe yaramıyor. Ve mantıken çöpler insan cesetleriyle dolu oluyor. Yani o pakettekilerin vampir olduğunu kimse çakmaz."

Jungkook olayı anladığını belirterek kafasını salladı. Ama bir soru işareti belirmişti şimdi Taehyung hakkında. O da mı insan öldürmüştü? Bu çok ihtimaldi, o da bir vampirdi sonuçta ve mantıken o da oldukça tehlikeliydi.

"S-sen hiç... insan öldürdün mü?"

Taehyung sorulardan rahatsız olduğunu belli etmeye başlamıştı şimdi. İyice durgunlaşmıştı ve bakışları değişmişti.

"Hayır."

Jungkook ona inanıp inanmayacağını düşünürken Taehyung durdu birden. Hiç kıpırdamıyor, gözlerini bile kırpmıyordu.

Jungkook omlete çevirdi bakışlarını, yanacak gibi görünüyordu fakat Taehyung hâlâ kıpırdamıyordu.

"T-taehyung?"

Taehyung'un bakışları gericiydi. Bir noktaya donakalmıştı ve bakışlarıyla birlikte bütün vücudu da donup kalmıştı.

Jungkook ocağın altını kapattı ve Taehyung'u dürttü yavaşça. Endişelenmeye başlamıştı. Her ne olduysa eski hâline dönmesini istiyordu.

Taehyung birden elini, ağzını ve burnunu kapayacak şekilde yüzüne götürdü. O sırada parmakları arasından koyu renkli, tıpkı bir zehri andıran kanı dışarıya fışkırdı.

Jungkook olayın şokunu atlatana kadar kan her yere bulaşmıştı bile. Taehyung öksürüyor, hiç durmadan elinin kapattığı ağzından ve burnundan kanlar fışkırmaya devam ediyordu.

Taehyung elini çekince suratının kanla kaplanan yarısı açıkta kalmıştı. Kendini lavabonun önüne attı fakat ne fayda? Korktuğu, kızıla dönen gözlerinden anlaşılıyordu.

𝟼𝟶 𝙶𝚄̈𝙽 |  𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin