Selammmlaaaarrrrr💕💕
Nasılsınızz hayat nası gidiyor?
Uzun zamandır yeni bölüm atmamıştım ama aklıma fikir gelmiyordu ben de zorlayıp kötü bir şey yazmak istemiyordum o yüzden ilham gelene kadar bekledim ve bence güzel bir bölüm oldu. Fena olmadı.İyi okumalaarrrr💘💘💘
🩸
Etraf normal bir şekilde, hatta belki fazlasıyla sessizdi. Tek gürültü, bir taşın üzerine kendini yığmış olan Taehyung'un ayakkabısını sertçe toprağa sürtüp durmasıydı. Ayağı toprağı umutsuzca eşelerken gözleri çaresizce karşısındaki toprak yığınına bakıyordu.
Yaklaşık yarım saattir burada, ıssız mezarlıkta durmuş Bogum'un üzerindeki topraktan tepeciği izliyorlardı. Başında sadece ahşap bir tahta olan mezarın toprağı da bir o ahşap kadar kuruydu. Rüzgar estiğinde kuru parçalar uçuşuyor, tozlar mermer mezarların üzerine konuyordu.
Taehyung tanımadığı ölünün mezarının üzerine indirdiği alkollü kan şişesinin tıpasını açtı gevşekçe. Boynu bükülmüş, omurgası yamulmuş ve kolları sarkmıştı. Alkollü kanla kuru toprağı sırılsıklam etti ve şişede kalanı kafasına dikledi. Kırmızı damlalar çenesinden mermere damlıyorlardı.
Jungkook Taehyung'un fazla sarhoş olmasını istemediğinden şişeyi kaptı elinden ve Bogum'un toprağına boşalttı. Çünkü bu Taehyung'un bu şekilde bitirdiği 4. şişeydi. Taehyung'un mezarlığın ortasında bağırıp çağırıp ağlayacağını düşünmüştü fakat o, oturduğu yerde iki büklüm bir şekilde sessizce ağlamaya başladı. Ne hıçkırıyor, ne de inliyordu. Jungkook yanağından süzülen yaşları görmese ağladığını anlayamazdı.
Yanına oturdu ve kolunu omuzlarına sardı, onu zorla çekermişçesine kafasını omzuna yasladı. Suçlu hissediyordu hâlâ, Taehyung'un onu affetmiş olması ise daha çok utanç veriyordu. Bogum onun yüzünden ölmüştü ve bu kaçınılmaz bir gerçekti. Eğer birazcık mantığını kullansaydı, dışarı çıkmasaydı Bogum hâlâ hayatta olacaktı.
Birden bire daha da kötü hissetmeye başladı Jungkook. Bunu sadece Taehyung'un sarhoşluğuna bağlamak istiyordu. Çünkü aklını okuyabilen Taehyung onu ne durduruyor, ne senin suçun değildi diyor, ne de böyle düşünmemesi gerektiğini söylüyordu. Onu düşünceleriyle başbaşa mı bırakmıştı yoksa gerçekten suçlunun Jungkook olduğunu mu düşünüyordu?
Jungkook suçlu olduğunun farkındaydı fakat bunu Taehyung'un da düşünmesini istemiyordu. Teselli bekliyordu ama ondan çıt çıkmıyordu. O da kendini suçlu hissediyor olmalıydı. En yakın arkadaşının ölümüne sebep olmasına rağmen onu sevdiği için reddedemediğinden suçlu hissediyor olmalıydı.
Jungkook bu düşünceleri bir kenara fırlattı. Kafasının içerisinde bunları tartışmaktansa sevgilisine destek olmak daha akıllıcaydı. Eline uzandı ve tuttu, Taehyung da elini sımsıkı tutarak karşılık verdi.
O an Jungkook Taehyung'a destek olmaktan başka yapabileceği daha akıllı bir şey olduğunu farketti. Taehyung sarhoştu ve onu konuşturabilir, geçmişi hakkında bilgi alabilirdi.
"Onunla yaşadıklarını hatırlıyorsun dimi? insanken yaşadıklarınızı?"
Taehyung'tan tek ve sert bir cevap duyuldu. "Beni rahat bırak. Hatırladıklarımı anlatmak istesem anlatırdım zaten."
Jungkook özür diledi ve sessizce oturmayı sürdürdü. Daha başka bir şey söylemedi ve o da onunla birlikte mezarı izledi. Taehyung'un cevabı incitici olsa da haklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝟼𝟶 𝙶𝚄̈𝙽 | 𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺
VampiroJungkook, tek isteği parka çıkıp kitap okumakken kendini bir vampirin yatağında bulur...