𝑆𝑒𝑣𝑔𝑖𝑙𝑖𝑛𝑖𝑛 𝐼̇ℎ𝑎𝑛𝑒𝑡𝑖

904 65 27
                                        



🩸

Dolunay tam tepede, bir bulut önüne geçmek üzereyken bile parlıyordu. Oldukça büyüktü ve üzerindeki karaltılar seçilebiliyordu. Böyle bir ay çok nadir görünürdü.

Bulutlar kara gökyüzünde hızla uçuşuyorlardı. Rüzgar fazlaydı ve camın eşiğindeki boşluktan sesi odaya doluyordu. Serin rüzgar ufacık aralıktan kaçıp içeri doluyor, yerde döşeklerde uyuyan iki vampirin tenini sıyırıyordu. Vücut ısıları insanlarınki kadar yüksek olmayan vampirler soğuğu pek de hissetmiyorlardı.

Ay ışığının doldurduğu odada yerde bir gölge belirdi. Işığın açısından olsa gerek biraz biçimsizdi. Gölge yavaş haraketlerle odanın bir ucundan öteki ucuna, uyuyan vampirlere doğru ilerledi.

Vampirlerden biri ise rahatsızca kıpırdanmaya başlamıştı, gölgeyi sezmiş olmalıydı ama uykusunu sürdürüyordu. Gözlerini sıkıştırdı ve araladı hafifçe. Uykulu, meraklı bakışlarını odaya çevirdi. Karşısında görmesi gereken bir koltukken iki bacak koltuğun önünde duruyordu.

Korkuyla başını kaldırdı ve yüzüne baktı. Oda karanlık olduğundan pasparlak kırmızı gözler dışında hiçbir şey göremiyordu.

Büyük dolunayın önünden geçen bulut çekildiğinde ayın ışıkları iki uzun dişi aydınlattı. Ne olduğunu anlayamayan vampir ise çığlığı bastı. Bir vampir neden ona saldırmaya gelmişti ki? Sonuçta o da bir vampirdi.

Taehyung duyduğu çığlıkla uyandı. Kafasını hızla Bogum'a çevirdi, onun üzerine atlamış Jungkook ve Jungkook'la boğuşan Bogum'la karşılaştı. Hızla doğruldu ve ikiliye koştu.

"Olamaz, hayır! Jungkook dur!"

Jungkook'u omuzlarından sertçe kavradı ve geri çekti. Bir yandan da onun canını yakmamaya çalışıyordu.

"Bogum, seni ısırdı mı?!"

"Hayır! Hayır ısırmadı!"

Taehyung Jungkook'u tek başına zaptedemiyordu. Çok güçlüydü ve ondan kurtulabilmek için çırpınıyordu. Yine kendinde değildi, ilaçlarını almadığı için olmuş olmalıydı bu. Taehyung ona hiç söylememişti ama Jungkook ilaçlarını almadığında dönüşüyordu. Kötü olan ise, dönüştüğünde birini ısırırsa sonsuza kadar vampir olarak kalacak olmasıydı. Taehyung'un en büyük korkusu da buydu.

Taehyung korkuyla Bogum'a çantaya koyduğu uyuşturucuyu aceleyle getirmesini söyledi. Bogum çantaya koşarken o da Jungkook'un kaçmasını olabildiğince önlemeye çalıştı. Ona baktığında tek hissettiği suçluluktu. İlacını daha erken vermeliydi.

Bogum elinde sakinleştirici dolu bir iğneyle geldi ve hemen Taehyung'a verdi. Taehyung'sa iğneyi direkt Jungkook'a sapladı.

"İyisin sorun yok, iyisin sorun yok." Jungkook'un çırpınışları azalır ve hareketleri de yavaşlarken Taehyung derin bir nefes aldı. Sonunda rahatlamıştı. Saldırgan Jungkook uykuya dalmadan önce tekrar kapkara siyaha dönen gözleriyle üzerinde duran Taehyung'a baktı. Onu görünce gülümsedi ve sakinleştiricinin etkisiyle uykuya daldı.

Taehyung hiç durmadan kaldırdı onu ve tekrar yatağa götürdü. Gülümsemesi daha önce hiç hissetmediği duyguları hissetmesine sebep olmuştu. Gülümsemesinden beteri ise bakışlarıydı. Yorgun kara gözlerden ayrılan o bakışlar kadar ağır hiçbir şey yoktu.

Taehyung tekrar dikkatlice yatağa indirdi onu. Ona sarılmak istedi, sıkıca sarılmak istedi ama yapmadı. Üzerini örttü, son bir kez kontrol etti ve odadan çıktı.

Geri Bogum'un yanına döndüğünde birkaç dakika önce olan şey yüzünden beti benzi atmış, korkmuş yüzüyle karşılaştı.

"Altıma sıçtım. Bu bir abartmaydı, ama eğer gerçeğini soracak olursan, altıma işedim. Donumu değiştirmeye gidiyorum." dedi Bogum ve ayağa fırladı, hızla oda değiştirdi ve gözden kayboldu.

𝟼𝟶 𝙶𝚄̈𝙽 |  𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin