VIII

33 4 4
                                    

Gresson's malikanesinde saat akşam sekizi gösterirken, Ceren ikinci kattaki yemek odasının kapısını arkasından kapatarak koridora çıktı. Yemekler yeni servis edilmeye başlamıştı ve ziyafetin başlamasına yaklaşık beş on dakika vardı. Bu sırada lavaboya gitmek için izin istemiş ve Bayan Silver ona banyoyu kullanabileceğini, koridordaki soldan üçüncü kapıya gitmesi gerektiğini söylemişti.

Kapı kapanır kapanmaz gülüşmeler kesildi ve tabak çatal sesleri yerini rahatsız edici sessizliğe bıraktı. Bambaşka bir diyara geçmiş gibi hissediyordu. Sanki bütün kasabada sadece yemek salonu güvenli alandı ve o güvenli alandan ayrılmıştı. Şimdi tek yoldaşı, tüm şiddetiyle süren yağmur sesi ve uzaklardan, çok uzaklardan gelen gök gürültüsüydü.

Gözlerinin karanlığa alıştıktan sonra karanlık koridoru inceledi. Koridor tamamen karanlık olmasa da elektrik kesintisinden dolayı büyük ölçüde karanlıktı, tek ışık kaynağı duvarlara belirli aralıklarla yerleştirilmiş meşalelerden süzülen ışıktı. Bu kadar büyük bir evde jeneratör olmaması da ayrı bir gariplikti.

Telefonunun flaşını açtı ve istemeye isteme ürkütücü koridorda ilerledi. Korkuyordu ama adımları hızlıydı, bir an önce banyoya ulaşmak istiyordu. Orası da karanlıktı ama en azından yolda yaratıklar olmadığından emin olacaktı, en azından geçtiği yerlerde. Küçükken de böyleydi, köye gittiklerinde anneannesinin evinde kalmaktan çok korkardı. İki katlı, bahçeli köy evinin lavabosu evin dışında, ahırın hemen yanındaydı. Geceleri lavaboya gitmesi gerektiği zaman da ablasını uyandırır, koşar adımlarla lavaboya giderler, birisi gözcü olup etrafı kolaçan ederken diğeri de çok hızlı bir şekilde işini hallederdi. Bazen küçük erkek kardeşleri onları korkutmak amacıyla sinsice takip eder, arkadan yaklaşıp gözcüyü korkuturdu. Ceren de sabahları onunla oyun oynamayarak öcünü alırdı.

Altın çerçeveli tabloların yanından geçti. Tanımadığı ama önemli olduklarını düşündüğü kimselerin portesiydi bunlar. Karanlıkta kim oldukları seçilemese de soylu kıyafetleri giymişlerdi. Ya ailenin geçmişte yaşamış önemli ataları ya da sevdikleri ünlü kişiler olmalıydı. Ceren bir an için Dean'ın da tablosunu burada gördüğünü hayal etti. Karanlıklar içinde bir ışık gibi parlayan yakışıklı yüz... Eh, bu malikanenin gotik havasını bozardı.

Karanlıklar içinde bir tanesi gözüne takıldı, diğerlerinden daha farklı, daha acı. Kan kırmızısı kıyafetlere bürünmüş tekerlekli sandalyedeki kadın, kendisinin şeytanî ikizi gibi büyük bir ihtişamla tabloda parlıyordu. Örgülü sarı saçları ve kahverengi gözleri dışında Ceren'in tıpatıp aynısıydı. Karanlıkta kendine benzediğini tam anlayamasa da az çok andırdığını fark etmemek için kör olmak lazımdı. Yine de bu konu üzerinde fazla durmadı. Kendine benzeyen şanslı kişilere daha önce de rastlamıştı ve şu an tek istediği bir an önce lavaboya ulaşmaktı.

Hemen sağındaki odadan gelen eşya devrilme sesiyle sıçradı. Muhtemelen birisi pencereyi açık unutmuştu ve rüzgâr lanetli odayı cezalandırıyordu fakat böyle bir ortamda çıkan her ani ses insanı ürkütürdü. Kalp atışları hızlanırken flaşı tekrar önüne tuttu, sol tarafındaki nereye indiğini bilmediği (bilmek de istemediği) merdivenleri geçti ve adımlarını hızlandırıp kendini banyoya attı. Kapıyı da kapatmayı ihmal etmemişti, zira ne kadar çok kontrol etmesi gereken yer olursa o kadar tehlikede hissederdi, şimdi sadece sol tarafında uzanan karanlık banyoya dikkat etmesi yeterli olacaktı.

Telefonunu -flaş ışığı tavana yansıyacak şekilde- banyo aynasının rafına koydu. Koyabileceği en yüksek nokta burasıydı ve banyo biraz olsun aydınlanmıştı, en azından etrafı görebiliyordu. Sol eliyle saçlarını topladı ve altın işlemeli klozetin önünde diz çöküp saatlerdir içinde biriken kusma dürtüsünü klozetin içine bıraktı. Çok acı bir kusmuktu, hani şu boş midenizle kustuğunuz, az ama etkili olanlardan. İkinci defa kusup kusmayacağını kontrol etti fakat midesi boştu. Bitkin bir hâlde ayağa kalktı ve elini yüzünü yıkadı, aynaya baktığında solgun teninin üstüne çöken acımasız bitkinliği çaresizce izledi.

KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin