16

204 35 6
                                    

"N'aber çocuklar?"
Harry Gryffindor masasında boş olan sandalyeye geçerken yanında hızla boşalan sandalyelerle yüksek sesiyle söz aldı.

"İşte bu gururumu okşattı."
Harry oturduğu yerde masanındaki çoğunluğun bakışları altında uzandığı kırmızı elmaya dişlerini geçirirken oda arkadaşı söz aldı.

''İyi misin,Potter?"
Çocuğun merakla değil de korkuyla karışık sorusuna başını onaylarcasına salladı.

"Hiç bu kadar iyi olmamıştım dostum,annenin mektubunda okumuşsundur sanıyordum."
Onun yanındaki siyahi çocuğa dikti yeşil gözlerini.

"Yine birkaç yalan salayıverdim,ortalığa..Sonuçta bu benim işim değil mi? Ailemi katleden ve 'ölmüş' olan büyücüyü diriltip arkadaşımı öldürtüğüm hakkında uzun bir nutuk çektim,sizin zihniyetlerinizin benzedikleri kişilere.."

Harry çatalanı kavrarken Weasley ikizlerine bakınmadan konuşmak için dudaklarını araladı.
"Ne dersin,Fred? Ya sen George? Bu götlere iksir fırlatmaktan daha iyi bir şaka mı?"

İkizlerin çatık kaşları masada Harryi dinleyen herkesin yüzünde vardı. Bazıları çocuğun onlarla alay etmesine sinirlenirken belli bir kesim ise kendini küçük bir sorgulamaya çekiyordu. Harry kısa kahvaltısından bir tane daha elma alırken tekrar söz aldı.

"Takımda olanların sahada olması lazım.."
Bakışlarını ondan büyük ikizlere tekrar dikti.
"..Muggle dünyasında Ruh Emicilerle uğramakla muggle toplumundan can sıkıntısından size ettiğim yalanlardan ise Büyücü toplumumdan dışlandım da..takımda mıyım hâlâ merak ediyorum"

Harryin sorusuna Fred yanıt verdi.
"Takım da sadece kaptanlık için bir düzenleme olacak yani herkes eski pozisyonlarında kalmaya devam edecek de..Harry sen iyi olduğuna emin misin?"
Harry ayağa kalkarken elindeki elmayla masadan ayrıldı. Onun bu hızlı kalkışına salondaki gürültüye rağmen Gryffindorlar dağınık saçlı çocuğa gözlerini dikti.

"İyiyim,dostum. İyiyim...Ölümünüz ani asanız sivri olsun,"
Uzaklaşmaya koyulan çocuğun arkasından kıvırcık saçlı kız arkadaşlarına dönüp söz aldı.

"Bu günaydın mı yoksa hoşçakalın mı demekti?"
Seamus yerinde yüzündeki kızarıklıkla otururken Hermioneye yanıt verdi.

"Bu daha çok canınız cehenneme deme şekliydi"

-

"Popülerliğini kaybetmiş gibisin"

"Sende korumalarını kaybetmiş gibisin. Otlanmaya mı çıkardın yoksa?"

Sandalyeyi kendine doğru çekip oturan çocuk sinsice gülümseyip dağınık saçlıya aldırmadan tekrar söz aldı.

"Yoksa Weasley ve Granger de mi sana artık inanmıyor?"
Dedi ve ekledi.
"Acizliğinin galiba bir sınırı yok"

"Seninde benimle konuşmak için açmadığın konu yok,Malfoy."
Kitabını yüksek bir sesle kapatırken bakışlarını ilk defa Slytherine dikti.

"Ne istiyorsun?"
Harry kaşları çatık bir şekilde çocuğa bakınırken Malfoy sırıttı

"Yanına gelmem için birşey istemem mi gerekli?"

"Evet."
Harry usulca başını sallarken konuşmak için dudaklarını araladı.

"Ha,seninle görüşmek için çıldırıyorum demenin başka bir yoluysa bu pek şikayetçi olmam"
Draco mavi gözlerini devirirken sıkıntıyla nefes verdi. Masanın üzerindeki dağınıklığa aldırmadan aralarından birkaç parça parşömen parçası çıkardı. Mavi gözleri birkaç saniyeliğine satırlarda dolaşırken konuşmak için dudaklarını araladı

E̶x̶c̶i̶t̶a̶t̶i̶o̶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin