E̶x̶c̶i̶t̶a̶t̶i̶o̶

21

"Sakin kalın,lütfen."
Tok sesin sahibine dönerken adam uzun sakallarını okşadı.

"..Özelikle bu zamanlarda sıkça yaşadıklarımızın sizi ne denli yorduğunu biliyoruz. Okul ve bakanlık olarak..-"
Sözünü kesen pembeliğe bürünmüş kadının onun önüne geçmesiydi. Kadın tiz bir şekilde boğazını temizledi ve söze girdi.

"Sayın Sihir Bakanımız sizleri bir hafta istirahata ve derslerden uzak kafayı dinleyebileceğiniz birkaç güne davet ediyor. Bugün her ne olduysa sebebini,yani şaka yapmak isterken okula ciddi hasar vermiş öğrencileri bulacağız. Bunun dışında korkulacak hiçbir durum yok. Mr.Malfoy,biraz daha iyi. Tabii bu diğerleri için de geçerli. Ruh emiciler yüzünden Revirde ki çoğu arkadaşınız iyileşti..."

O sırada konuşmayı dinlemeyen Harry'in bakışları Malfoy adını duyar duymaz Slytherin masasına dikildi. Harry,platin sarısı saçlara sahip çocuğu anında bulurken en son gördüğünden biraz daha kötü bir durumda olduğunu farketti. Bu farkediş yerinde gerilmesine neden olurken karşısındaki kıvırcık saçlı kız söz aldı.

"O şey artık bir kaşık değil."
Harry kızın sesiyle bakışları Slytherin masasından ayırıp kıza dikti.

"Ne?"
Çocuğun eline doğru uzanıp bükülmüş kaşığı havalandırdı.

"Öfke sana biraz fazla zararlı geliyor gibi,he? Ne dersin? Pft,sen böyle günlerde bile Ronla da benimle de konuşmamış birisin,buna mı cevap vereceksin."
Harry omzularını düşürüp iç geçirirken arkadaşına bakındı. Konuşmak için dudaklarını araladı.

"Her Weasley'e babalarının nasıl olduğunu,Mr.Weasley'e ise bakanlık'ın dikkatini çekmemek için gelemediğimi bildiren geçmiş olsun kartı gönderdim. Bir hafta sonraki Noel'de ise onların yanında olacağım,Hermione. Daha ne yapayım?"
Kıvırcık saçlı kızın gözlerine dikti yeşilliklerini.

"Ateş-Kes'e ne dersin?"
Kız ince bir şekilde hıhlayıp tek omzunu düşürürken Harry ayaklandı. Ayaklanırken kıza doğru eğildi.

"Size anlattığım ihtiyaç odasında sizi bekliyorum. Hannah'a sen iletirsin,Luna bende."
Harrye karşı olan kızgınlığı gayet iyi erirken başını onaylarcasına salladı. Yemeğine devam eden kızla Harry masadan ayrıldı ve Ravenclaw masasına doğru ilerledi. Slytherin masasının yanındaki masaya yaklaşır yaklaşmaz birkaç Slytherin'in bakışlarını yakalamıştı bile.

"Cho,birkaç dakikalığına bakabilir misin?"
Çekik gözlü kız yüzündeki gülümsemeyle kavradığı bıçağı bırakırken yanındaki kızların sırıtışlarını Harry görmezden geldi. Tekrardan Cho'ya sırılsıklam aşık peşinde dolaşan Harry olmayı pek özlediği söylenemezdi.

"Luna yemeğe inmedi mi?"
Güzel kızın gülümsemesi beklemediği soru karşısında solarken konuşmak için dudaklarını araladı.

"Hayır,neden onu arıyorsun ki?"
Harry kaşlarını havalandırarak bakındı.

"Niye aramayayım ki?"

"Yani bilirsin biraz tuhaf. Hemde oldukça! Boynundakiler,giyim tarzı,gördüğünü iddaa ettiği şeyler...En başında babasını biliyor olmalısın. Yazdıklarını da.."
Harry diliyle dudaklarını ıslatırken kollarını göğsünde birleştirerek arkasına yaslandı.

"Bana inanan tek medya ajansından bahsediyoruz değil mi?"
Çekik gözlü güzel kız eliyle boynunu kaşıdı.

"Yani...Sen onun yazdığı tek mantıklı şey olabilirsin."
Harry sözü bitince duran kıza karşı sabırla bekledi. Yeşil gözleri Cho ve Slytherin masasındaki sarışın arasında paslaşırken Malfoyun mavi gözlerini üzerinde hissetti.