• 3.5

104 8 1
                                    

Ameliyat Günü

Mürvet Hanım'ın omzunu sıktığımda eliyle ağzını kapattı.
Sensörlü kapı açıldı.
Berkay'ın sedyesi ve başındaki birkaç doktor sensörlü kapıdan geçti. Sensörlü kapı kapandığında bizim için geri sayım süresi başlamıştı.

'Ameliyathane' yazan sensörlü kapının önüne konumlanmış sandalyelere oturduk.

Hatice Mürvet teyzenin diğer yanında durmuş, destek oluyordu. Mürvet teyzenin diğer yanında ben dururken ne diyeceğimi bilmiyordum.
Bülent diğer yanımda ayağını sallayıp dururken öylece beyaz, parlak zemine bakıyordu.

Sadece dört kişiydik. Normal de Berkay'ın akrabaları gelmek istese de Berkay bunu istemediğini, kalabalıktan geri kaçındığını belirtmişti.

Saatlerce ameliyathaneye giren çıkan maskeli hemşireler hariç katta sinek uçmuyordu.
Kaç saat geçtiğini bilmesem de yanımdaki Bülent ayağa kalktı aniden.

"Ben gideyim, herkese kahve alayım. Yoksa bu sıçtığımın saati geçmeyecek."

Sinirli adımlarla yanımızdan ayrılırken oflayarak ameliyathane kapısına nefretle baktım.

Bir kapının arkasındaydı bizi sevdiklerimizle kavuşturan.

Bir kapının arkasındaydı bizi sevdiklerimizle ayıran.

Bu çelişkiye ben bile dayanamamıştım. Dudaklarımı kemirirken sensörlü kapı açıldı ve hızlı adımlarla bir hemşire ameliyathanede çıktı.

Bir şeyler oluyordu.
Kalbim göğüs kafesimi delmek isteyerek çarparken hızlıca ayağa kalkıp arkasına bakmadan giden hemşirenin koluma tutundum.

Endişe dolu gözleri bana baktı.

"Hanımefendi acelem var, izninizle..."

Kolunu bırakmadım. Korkuyla dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım.

"Ona birşey mi oldu?"

Kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Bu konu hakkında bilgim yok. Ben sadece bana denileni yaparım. İzninizle..."
Kolunu benden kurtarıp giderken elim yavaşça yanıma düştü.

Gözyaşlarım yanaklarımdan akarken merakla beni izleyen bakışlara karşılık Hatice ve Mürvet teyzeye döndüm.

"Birşey yok."

Sessizce yerime geçip oturdum. Yüzümü iki elimin arasına alırken ayaklarım titriyordu.

Derin derin nefesler almaya başladım.
Sakin ol.
Sakin ol.

Birkaç dakika sonra elinde kahve tepsisiyle bakış açıma giren Bülent'e baktım dalgınca.
O da durgun bir şekilde bana baktı.

Gözlerimiz kesiştiğinde ona gülümsemek istedim ama asla dudaklarım kıvrılmıyordu. Adım sesleri kesildiğinde yanı başımıza gelen Bülent'in bana uzattığı tepside kalan kahveyi gördüm.

Kahveyi tek elimle sıkıca tutup aldığımda ona bakma gereği duymadım.

Bir yudum aldığımda kurumuş boğazımı yakıp geçen kahvenin bıraktığı tadı sevmiştim.
Hızlı hızlı kahveyi içtikten sonra boş karton bardağı tepsiye koydum.

Kafamı kaldırdığında Mürvet Hanım'ın sessizce beklediğini gördüm. Hatice'de durgunca yere bakıyordu.

🌙

Kaç saat olduğunu bilmesem de her bir tarafımın uyuştuğunu fark ederek olduğum yerde rahatsızca kımıldandım.

Tam ağzımı açıp konuşacağım vakit açılan sensörlü kapıdan doktor çıktı.
Yüzünde maskesi, bonesi yoktu.

Ameliyat bitmişti!

Benim ayağa kalkmamla doktorun geldiğini fark edip ayağa kalkmaları bir oldu.

Doktorun önüne doluştuğumuzda doktorun yorgunluktan kısılmış sözlerine baktım.

Umutla.
Hevesle.

"Ameliyat bitti." Diye söze başladı doktor.

Kafamı salladım devam etmesini teşvik ederek.

"Herhangi bir olumsuzluk meydana gelmedi. İlk yirmi dört saat çok önemli...
Ameliyatın etki edip etmediğini hastamız uyandığında anlayacağız. Geçmiş olsun."

Doktorun söyledikleri günlerce uyuşan beynime sihir gibi gelmişti.
Dönüp Bülent'e sarıldıktan sonra diğer hepsine sarıldım.

Başarmıştı veya başarmamıştı.

Ama başarmıştı!

Yüzüm istemsizfe gülerken biraz sonra sensörlü kapı açıldı ve sedye çıktı.
Sedyenin üstünde narkoz etkisiyle uyutulan Berkay'ın yüzüne baktım özlemle.

Onu birkaç saat geçmesine rağmen delice özlemiştim.

Normalde beyaz olan teni ilacın etkisiyle iyice açılmıştı. Onun yüzüne gülümseyerek baktığımda hemşireler sedyeyi bekletmeden odaya götürdüler.

İlk gün yoğun bakımda kalacak, daha sonra sıkıntı çıkmazsa norma odaya alınacaktı.

Saydam cama yaklaşıp onu gördüm.
Uyuyordu.
Elim cama dokundu ve onun yüzünü sevdi.

"Başardın sevgilim... Beni bırakmadın..."
Diye kendi kendime fısıldamadan kendimi alamadım.

Saat on bölüme konn💅🏻🤠

OYSA -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin