Kalbim aylar sonra böyle hızlanmıştı.
Kapı zilim çalıyordu aylar sonra.
Üstüme giydiğim tişörtü aynaya bakarak düzelttim. Saçlarımı iki yandan örmüştüm yine.
O beni bıraktığı gibi bulmalıydı.Kapıyı açtığımda karşımda Berkay'ı gördüm. Onu aylar sonra görmenin verdiği heyecan, sevinç duygusu beni yerken onu ilk kez ayakta görmenin mutluluğu bambaşkaydı.
Upuzun boyu vardı.
Ben onun sadece omzuna geliyordum. Ayakkabısını çıkarıp içeri girdiğinde sanki hiçbir şey olmamış gibi kapıyı arkasından kapattım.Daha fazla dayanamadım. Kokusu buram buram burnuma gelirken dayanamazdın.
Ona doğru birkaç adım atıp sıkıca sarıldığımda o da bu anı çokça zaman beklemiş gibi ellerini hemen belime bağladı.Yüzünü saçlarımın arasına daldırırken ördüğümü fark etti ve gülümseyerek saçımı öptü.
"Kısacık boyun var..." Diye eklendiğinde karnına yalandan vurdum.
Onu geri bulmuştum çıkmazdan.
Hemde çok daha iyi bir şekilde.
Eğilip aniden dudağımı öptüğünde gri kalmadan karşılık verdim.Dört aydır onu görememek yangına körükle gitmekti.
Birkaç saniye sonra ayrıldığımızda oturma odasına geçtik. Yan yana oturup birbirimize sarılarak oturduğumuzda kafam onun göğsündeydi.
Örülü saçımın ucuyla oynarken o konuşmaya başladı."Seninle o gün ayrılma sebebim aslında o gece annemle konuşmallarınızı duymaktı... Sesin o kadar kırgın o kadar üzgün geliyordu ki. Kendime kızdım seni üzdüğüm için, buna sebep olduğum için...
Seni üzmek istemedim ben. Seni korumak istedim ama fark ediyorum ki daha çok üzdüm seni. Belki affedemezsin belki içinde her zaman bir yara kalacak. Ama her yara kabuk bağlayıp yok olur. Ben onu kanatmam. Onu seninle sarmaya yardım ederim. Ben seni bir daha bırakmam.
Sana söz veriyorum ki seni bırakmayacağım Duru."Ameliyats gireceği gün bu sözü vermesini istediğimde bana herkes gidecek bir gün diyerek vermemişti.
Çünkü benimle ayrılmayı o zaman düşünmüştü. Şimdiyse bana söz veriyordu. Beni bırakmayacaktı.
Ona tekrar sıkıca sarılıp dudağını öprüğümde birkaç saniye boyunca birbirimizden ayrılmadık. Daha sonra ona hazırladığım sofra aklıma düşünce geri çekilerek onu elinden tuttum.
Hiçbir eksiklik hissetmemiştim gibi geri gelmişti. Ve artık hiç gitmeyecekti.
İnternet üzerinden bakıp, izlediğim kadarıyla yaptığım yemekleri yerken sanki dünyanın en güzel yemeklerini yapmışım gibi sesler çıkarıyordu. Beni biraz çımartmadığını söylesem çok kötü bir yalancı olurum.
Yemekten sonra kahve yapıp birer bardak içtik. Onunla vakit geçirmeyi gerçekten acayip özlemiştim. Yanında getirdiği küçük çantayı görünce birkaç gün olsa da burada kalacağını anlayıp keyfim iyice yerine gelmişti.
Gece boyunca beraber gülmüş. Film izlemiş, fotoğraf çekinmiş, dedikodu yapmıştık.
Her seviglinin aylardır yaptığı şeyi bir gecede yapmıştık.
Biz başarmıştık.
Gece film izlerken sarılarak uyuyakaldığımızı sabah onun güzel kokusunu içme çekerken fark ettim. Kafamı göğsünden kaldırdığında eliyle tekrar beni göğsüne yatırdı.
"Yaa, Berkay hadi uyan. Çok uyudun. Hadii!"
Yanımdaki yastığı yüzüne attığımda beni tek hamleyle altına alıp gıdıklamaya başladı. Dört aydır gülemediğimin acısını çıkararak, kahkaha atarak güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYSA -Texting-
Chick-LitOYSA ADIYLA YAYINLANMIŞ İLK TEXTİNG TÜM HAKLARI SAKLIDIR Duru: What ne demek? 00:12 Duru Çevrimdışı 00:18 Berkay Çevrimiçi 03:16 Berkay: Ne. 03:25 Duru Çevrimiçi 03:27 Duru: Anlamayacak birşey denemiştim oysa. What ne demek? 03:28 İLK BEŞTE Kİ KATEG...