• 2.2

104 7 1
                                    

Ağlamaları hıçkırıklara dönüştüğünde mavi sweatini sıktım. "Ştt. Duru. Tamam güzelim. Sakin ol, ağlama. Bak üzülüyorum." Saçlarımı okşarken konuşmaya başlayınca sustum. Onu üzmek istemiyordum.

"Seni seviyorum Berkay. Duydun mu beni? Ayrılma benden, öyle şeylerde düşünme." "Oy. Kıyamam ben sana... Özür dilerim öyle düşündüğüm için."
Göğsünden geri çekildim ve gözlerine baktım. Yüzğnde ki hüzün yerine mazur bir ifade yerleşmişti. Gözlerimi görünce dudaklarını büzdü ve gözlerimin altını öptü.

"Her damla gözyaşına bir parça kalp bırakıyorum. Ağlama tamam mı?" Kafamı olumlu anlamda salladım ve yine ona sarıldım.

Birine doyamamak dedikleri şey buysa eğer ben çok güzel anlamıştım bir kere.
O da bana sarıldı bir süre sessizce sarılı kaldık. Daha sonra beraber mutfaktan çıkıp diğerlerinin yanına geldik.
"Eee? Çözüldü mü sorunlar?" Hatice'nin sorusuyla gülümseyerek kafamı salladım.
"Sonunda be. Sessizliğiniz çekilmiyor valla."

Berkay gülerek elimi tuttu.
"Eee? Ne yapacağız bugün?
Bunu diyen Bülent'ti. Biz tanışmamıştık ki.
"Ben Duru bu arada. Araya kaynadı." Gülümseyerek bana baktı: "Aynen öyle oldu. Bende Bülent. Berkay'ın lise arkadaşıyım." Berkay'a baktım. Bir ara aramızda böyle bir muhabbet geçmişti.
"Öyle mi? Hangi bölümdesin şuan?" "Ben tıp okuyorum." Kaşlarım aniden kalktı. "Voov. Baya iyi. Tebrik ederim zor bir bölüm." "Tabii öyle. Ama insanın istediği meslek olunca yaşıyor birşeyleri."

Kafamı haklısın dercesine salladım.
"Sen? Hangi bölümdesin?" "Ben moda ve tekstil tasarımı"
"Güzel bölüm." "Teşekkürler." Tekrardan etrafı sessizlik sardığında Hatice konuştu:
"Eee, ne yapıyoruz bugün?"
"Hava kapalı. Bence evde oturup birşeyler yapmalıyız."

Diye fikrimi öne sürdüm. Herkes bana hak verdikten sonra Hatice yerinden kalkıp çıkışa doğru yürüdü: "Monoply'i getireyim."
Hatice oturma odasından çıkınca bizde ortada ki sehpanın etrafına oturduk.
Berkay'a da yardım edip yanıma oturttuktan sonra Hatice Monoply'i getirip masaya bıraktı.
Dizilimleri hallettiğimizde Berkay tapucu Bülent'te banka olmuştu.
Oyunun ortalarına doğru herkese para ödemekten bımışytım. Ve iflas edecektim. Dudaklarımı öne doğru büzdüm.

"Yok böyle birşey. İflas ettim ben!" Elimdeki yüz lirayı ortaya koydum.
Sadece yüz TL'm kalmıştı.

Saniyesinde Berkay parayı ortadan aldı ve bana bütün parasını verdi.
"İlk fırsatta vazgeçme minik Duru."
"Bütün paranı bana veremezsin. Bölüşelim."
Biraz ısrar etse de parasını saymış ve ikiye bölmüştü.
Paramı geri aldığımda Bülent konuştu:

"Sevgili oyunu mu oldu bu?"
Gülerek kafamı eğdiğim de Berkay cevap verdi: "Uğraşma kardeşim. Çalış senin de olur."
"Çalıştın mı sen? Bir mesajla başladı." Diye Hatice konuştuğunda aklıma gelen şeyle kafamı kaldırıp Berkay'a baktım: "Berkay, what ne demek?"

🌙

Akşam bölüm atmamı ister misiniz? 💅🏻

OYSA -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin