• 3.3

96 7 1
                                    

Ameliyat Gününden Bir Gün Önce...

Bülent, ameliyat boyunca gerekli eşyaların içinde olduğu küçük valizi eline alıp evden çıkarken bende Berkay'ın söylediklerini yapıyordum.

Yarın Berkay ameliyata girecekti ve bugün hastaneye yatacaktı. Bir gün önceden ilaçları alacak ve orada herhangi bir duruma karşılık tedbir alınacaktı.
Şimdi cümbür cemaat hastaneye gidiyorduk.

Mürvet hanım ne kadar saklasa da gözlerinin arada sırada dolduğunu görüyordum. Gece ağlama seslerinin ondan geldiğini de biliyordum. Ama içten içe onunla gurur duydum.

Berkay'ın yanında gülümsemekten kendini alıkoymuyordu. Yüzündeki hüznü dışarıya taşımıyordu.
Oğlunun moralini bozmak istemiyordu.
Ama iyi bir gözlemci olmamın sebebiyle onun içten içe çürüdüğünü biliyordum.

Bülent'in aşağı inmesi üzerine bizde evden çıktık.
Asansörle aşağı indikten sonra herkesin üstündeki durgunluğu hissedebiliyordum.

Bu birkaç gün içerisinde Mürvet hanım herkese iyi gelmişti. Evde sıcak yemek pişer derler ya. O bakımdan. Hem de eve enerji gelmişti. Biz çok iyi anlaşmıştık ve biliyordum ki Berkay bundan da mutluluk duymuştu.

Yarım saat sonunda şehir merkezinde kalan hastaneye ulaştığımızda Berkay'ı tekerlekli sandalyeye yardım ederek oturtturduk ve kocaman olan hastaneye girdik.
Buraya gelmeden önce doktor bize gerekli bilgileri vermişti.
Danışmandan gerekli bilgileri alıp, doktorla görüştükten sonra Berkay'ın yarış izni verilmişti.

Şuan hastane kokan bir odada sadece beşimiz vardık. Berkay'ın kolunda bir serum takılıydı.
Ne kadar mutlu gözükse de gözlerinde ki yorgunluğu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

Ölüm sessizliği odayı satarken kapı tıktıklanıp açıldı ve içeriye bir doktorla bir hemşire girdi.
Birkaç ameliyat hakkında bilgi verip genel kontrolden sonra çıktılar.

Bu gece burada ben ve Mürvet hanım kalacaktık. Bülent ve Hatice eve geçecekler ve sabah ameliyata girmeden önce geleceklerdi.
Berkay'la biraz sohbet ettikten sonra giden ikiliye karşılık Berkay'da serumun etkisiyle uyumuştu.
Kendime engel olamayıp dudaklarımdan bir hıçkırıp koşarken hemen elimle ağzımı kapattım.
Hemen yanımda duran Mürvet teyze elini omzuma koyup sıvazladı.
Arkamızda kalan beyaz koltuğa oturduğumuzda ikimizde ağlamaya başladık.

Böyle birşey yaşayacağımı bende beklemiyordum. Ama günlerdir Berkay'ın yanında mutluluk taklidi yapmak beni de çok yormuştu. Onun için değerdi...

Birine sarılma ihtiyacımı gidermek isteyerek kollarımı Mürvet teyzeye doladım.
Kafamı omzuna koyup ağlamaya başladığımda sırtımı hemencecik anne edasıyla saran eli ve beni teselli eden sesi kulaklarıma doldu.

"Ağlama kızım, alllahın izniyle hiçbir şey olmaz."

Derin bir nefes alarak kafamı omzundan kaldırdım. Göz göze geldiğimizde hâlâ yaşlı olan gözlerimle ona baktım.

"Eğer ona birşey olursa ben toparlanamam... Onu bu kadar çok seviyorken ve başına birşey gelecekmiş korkusu... Çok çok zor..."

Mürvet teyze kafasını aşağı yukarı sallayarak ellerimi ellerinin arasına aldı.

"Hep beraber bunu da atlatacağız yavrum inşallah. Allah boynumuzu bükmesin. Berkay başaracak."

Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Başarmasa da olur... Bana geri gelsin yeter ki. Beni anlayan tek kişi O. O benim kaderim ki."

Omuzlarım tekrar sarsılmaya başladığında gözlerim tekrar yaşardı.

Berkay ölmezdi ki...
Ölemezdi.

Beni burada bu aptal insanların olduğu yerde bırakıp gidemezdi.

Ona bir gece öylece bağlanmışken bir gece öylece kopamazdım...

Artık günde bir bölüm atmaya karar verdim. Zaten yedi bölüm kaldı ve bölünler uzun 😺

OYSA -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin