• 2.0

117 5 0
                                    

"Berkay. Uyandın mı? Gireceğim?"
"Berkay?"
"Oha."
"Tövbe tövbe."
"Bismillahirrahmanirrahim."

Gözlerim duyduğum birkaç kelimeyle istemsizce açılırken gözlerim ilk onun pürüzsüz tenini gördü.
Gülümseyerek hâlâ göğsünde duran elimi yanaklarına götürdüm. O uyanmıştı ve bir yere bakıyordu.

Yanağını usulca okşadığımda bakışları hemen bana döndü ve avucunu öptü.
Daha sonra tekrar daha yeni baktığı yere baktığında bende merakla oraya çevirdim bakışlarımı.
Tabii ya.
Daha yeni gelen sesler Hatice'den geliyordu.
Utançla yüzümü su yeşili yorganın altına saklarken Berkay'ın gülme sesini duydum: "Gitti. Çık güzelim."

Usulca yorganın altından çıkıp ona baktığımda eğilip yanağımı öptü.

"Off çok seviyorum ya. Utangaç sevgilimi."
"Ya Berkay! Utandırma beni."
"Ama bir tatlı oluyorsun bir tatlı oluyorsun üff."
Cıklayarak yataktan indim.

Onu tabii ki de unutmadım ve gördüğüm beyaz dolabın iki kapağını açarak ona döndüm.

"Evet. Beyefendimiz ne giymek ister?"

"Ben giyinme işimi leydime bırakıyorum."

Sırıtarak dolaba baktım daha sonra pencereye.
Hava kapalıydı.
O yüzden sweatshirtlere bakıyordum. Biraz sonra mavi bir sweat ve gri bir eşofman çıkarttım dolaptan ve minik mavi koltuğa koydum ikisini üst üste.

Dolabı geri kapatıp ona döndüm.
"Kendin giyinebilecek misin?"
"Ah. Kalbim ağrıyor bugün.
Giyinemeyeceğim."
"Ya Berkay. Dalgaya vurma da söyle."
"Üstümü giyerim de. Altıma yardım edebilirsin. Ama rahatsız olursan etme. Bülent gelmiştir o yardım eder."
"Bülent?" Diye sorduğumda güldü: "Yani beni Hatice giydirmeyeceğine göre? En yakın arkadaşım Bülent geliyor. O yardımcı oluyor."

Omuz silktim.
Ben varken o kimdi?
Tamam fazla gaza gelmiştim ama yapabilirdim bence..bir elimle gözümü kapatsam diğer elimle yardımcı olsam.
"Ederim ben yardım..gerek yok ona." Diye gaza gelip konuştum.

Bismillah diyerek mi başlayalım?

Ne işim olur benim adam giyidirmekle?
Kendime tekrardan küfür edip arkamı döndüm.
"Sen üstünü giy. Altını giyeceğinde yardımcı olurum." Diyerek dönmüştüm.
"Kıyafet?" Diye sorduğunda "kıyafet ha şey. Kıyafet tabii."
Karşılık verip kıyafetleri yanına bıraktım.
Yok. Hiç iyi gelmemişti üstünü değiştirme fikri. Utanıyordum bir kere.
Biraz sonra tekrar seslendiği de ona döndüm.

Üstüne seçtiğim şeyi giymişti ve saçlarını düzeltiyordu.
Kıvırcık Marulum benim.

Genzimi temizleyip gergin adımlarla yanına ilerledim.
Ellerim gri eşofmana uzandığında ellerimin titrediğini fark ettim.
Tam eşofmanı tutacaktım ki Berkay'ın eli elimi kavradı. Bakışlarım hemen onu bulduğunda gülümseyerek konuştu: "Çık sen güzelim benim. Bülent'i çağır yeter bana."

"Şey. Ben özü-" "saçmalamaya başladım sen yine Duru. Ne yapacağız?" "Ben çıkayım en iyisi." "Bence de..." Diyerek beni onayladığı da hızlı adımlarla odadan çıktım. Hâlâ pijamalarım üstümde olsa da öncelik Berkay'dı.
Mutfağa girdiğimde Hatice'nin kahvaltı hazırladığını ve yanında ki adamında ona yardım ettiğini gördüm.
-sanırım Bülent buydu.-
"Şey. Bülent sensin sanırım Berkay seni çağırıyor." Sesim bıçak gibi girmişti. İkisinin de bakışları beni buldu. Bülent gülümseyerek kafasını salladı. Elimdeki kahvaltılıkları masaya bırakıp mutfaktan çıktı.

Bende onun arkasından çıkacakken Hatice'nin sesini duydum: "Utangaçlık var biraz bence?" Güldü. "Utanma gerek yok." Ona kafamı çevirmeden mutfaktan çıktım ve bana verdikleri odanın önüne geldim.
O sırada Berlay'ın sesini duymamla elim kapının üstünde kaldı.
Evet, kulak misafiri oldum. Birazcık.
Önce Berkay'ın sesini sonra Bülent'in sesini duydum.
"Ona haksızlık mı ediyorum Bülent? Her koşulda yanımda olacağını söylüyor ama benim gibi bir adamla..."
"Ne varmış oğlum senin halinde? Evet bazı talihsizlikler yaşandı ama bu sonsuza kadar kalacak değil ki. Ameliyat şansın var."
"Biliyor musun Bülent, o ameliyat olmasam da benimle kalacakmış..."
"İşte zor bulunur böylesi..."
"Benden daha iyilerini mi hakediyor sence?"
"Berkay. Bu aralar Hatice'yle türk dizisini fazla mı kaçırdın kardeşim? Ne o öyle? Seviyor kız seni işte. Üzmek mi istiyorsun anlamadım ki?"
"Ben mi onu üzmek isteyeceğim? Saçma salak konuşma Bülent. Ne bileyim. Duru güzel anladın mı beni? Benim gibi bir insanla mutlu olabilir mi?"

"Daha yeni mutfakta gördüm. Mutluydu kardeşim. Mutlu olacakta."
"Eğer olmazsa ne olacak? Beni sevdiğini pişman olursa? Ya hiç yürüyemezsem?"
"Berkay. Hayata pozitif enerji gönder bence. Böyle ömür geçmez kardeşim. Tamam?"

Sesler kesildiğinde nefesimi tutup kapımı açtım ve içeri girdim.
Kapıyı arkamdan kapattım ve sırtımı kapıya yaslayıp yere çöktüm.

Berkay onu sevdiğime pişman olacağımı mı dişünüyordu?

Ona öyle mi hissettirmiştim?
Gözümden bir yaş firar ettiğinde onu silmek için bir eyleme girmedim. Bir yaş daha, bir yaş daha.

Ben ağlıyordum.
Çünkü kendisini bana layık görmüyordu.

🌙

Bugünlerde kafayı taktığım bir şarkıyı bırakıyorum buraya
Aşkın Ateşi 🤌🏻🤌🏻

OYSA -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin