|25|

7.7K 443 136
                                    

Herkese merhaba Ballarım. Biliyorum ki sizleri çok beklettim ancak gerekli açıklamayı yorumda bahsetmiştim. İki hafta süren finallerimi nihayet verdim. Tabii ki de bölümün gelmemesinin nedeni bununla sınırlı değil. Bu final haftasında hem işe gidip hem de sınavlarımı yapmaya çalışıyordum. Dinlenecek pek bir zamanım olduğu da söylenemez. Yine de burayı ve sizleri çok özlediğim için bölümü yayınlıyorum. Kendinize çok iyi bakın sizleri seviyorum 💕

 Kendinize çok iyi bakın sizleri seviyorum 💕

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*************

Arabaya bineli henüz beş dakika bile olmamıştı. Kafam cama yaslı bir şekilde beynimi yiyip kemiren düşünceler eşliğinde akıp giden yolu izliyordum yalnızca. Bir his vardı tüm bedenimi saran. Bir zehir misali ruhumu yavaş yavaş kuşatıp bir iz bile bırakmamaya yüz tutar gibiydi.

Aklımda onlarca soru dönüp dolaşıyordu. Özellikle de iki tanesi.Hak ediyor muydum tüm bu olanları? Ya da neden sürekli birilerine sanki bir gün beni sırtımdan vurmayaklarmış gibi güveniyordum ki?

Zaten en çok da güvendiklerimiz ihanet ederdi. Bunu da bugün çok iyi bir şekilde öğrenmiştim. Hiç beklemezdim ondan bana bunu yapabileceğini. Öyle çok güveniyordum ki ona, belki de ilk defa birine bu kadar bağlanıp içimi dökmüş olabilirdim.

Ama bir şeyi unutmuştum. Onu ayrı tutmuştum herkesten. Zaten en önemlisi herkes ihanet ederdi biliyordum. Yalnızca benim göremediğim şey o herkes gibi değildi ki. O belki de benim ilk dostum, ilk arkadaşımdı. Birazcık tökezlesem bana destek olur düşmeden doğrulmamı sağlardı.

Tabii düşmemi engelleyen  bu  ellerin arasında bir bıçağın olabileceği ve bir gün hiç beklemediğim bir anda düşünmeyip sırtımdan bıçaklamasını izleyeceğim aklımın ucundan bile geçmemişti.

Bir yıkımın son kalan eşyası gibi hissediyordum kendimi. Yalnızca teselli edebilenin ben olduğum ve bu harabede tuzla buz olan tüm yaşanmışlıkların sessizliği içerisinde izleyip sindirmeye çalışıyordum.

Boğazım düğüm düğüm olmuştu artık. Sinirden dolayı dolan gözlerimi bir saniyeliğine de olsa kapatıp arabadan gelen hafif müziğin kulaklarıma dolması eşliğinde kuruyan dudaklarımı ıslatarak içime derin bir nefes çekmiştim.

Boğuluyordum adeta. Aldığım nefes bile ciğerlerime yetmemeye başlamıştı. Son kez aldığım o ciğerlerimi yakan sıcak nefesin ardından gözlerimi yavaşça açarak gözlerimin akıp giden yolu bulmasını bir kez daha sağlamıştım.

Gerçekten gitmek istiyor muydum? Bana onlarca yapılan haksızlık ve yalan dolu konuşulan sözleri bir sineye mi çekmek istiyordum?
Kaçmak bir çözüm müydü yoksa yüzleşip hatalarını yüzlerine vurmak mı?

ACIVÂRİS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin