"Alya hanım."Arkamda duyduğum sesle birlikte olduğum yerde öylece donmuş bir vaziyette kalakalırken, karşımda duran iki kişi de hareketlerini durdurarak ardıma bakmaya başlamışlardı.
Boğazımda baş gösteren kuruluk hissinin yanı sıra kalbimin son derece hızlı atmaya başlamasıyla beraber ne yapacağımı bilememiştim. Hiç tahmin etmezdim bir gün bebeğimi almak zorunda kalan doktorumla karşı karşıya geleceğimi.
Üstelikte bundan henüz haberi dahi olmayan adamın da burada olacağını.Bakışlarımı önümde duran iki bedenden yavaşça ayırdığım esnada yavaşça yutkunarak bedenimi arkaya doğru çevirmiştim acele etmeden. Karşımda yüzündeki tebessümle gözlerimin içerisine doğru bakan kadınla göz göze gelmiştim.
Birkaç saniye kadar gözlerimin içerisine doğru baktığı esnada hemencecik arkamda, ona bakan iki bedene doğru bakışlarını değdirip hemen ardından tekrardan benimle buluşturmuştu gözlerini.
"Çok sevindim seni gördüğüme."
Uzun boyuyla bedenime doğru bir iki adım atarak tam da önümde durmuştu. Yüzümü delip geçen bakışları önce gözlerimi daha sonra ise taktığım peruk saçta durmuştu.
"Nasılsın Alya? En son seni gördüğüm zamandan daha iyi görünüyorsun."
Elini yavaşça koluma yerleştirerek bir arkadaş edasıyla ovuşturmuştu tenimi. Gözlerim bana sorusunun cevabını beklermiş gibi bakan kadında hala dururken ben de her ne kadar zorlansam da yüzüme ufak bir tebessüm yerleştirmiştim.
"Biraz zor oldu ama daha iyiyim şuanda Fulya hanım merak etmeyin."
Cevabımı duyar duymaz yüzündeki tebessüm daha da artmıştı.
"İyi olmana çok sevindim Alya. Toparlandığını görmek beni açıkçası çok mutlu etti."
Kolumda duran elini usulca tenimden çekerek tıpkı diğer elini koyduğu gibi o elini de beyaz önlüğün içine yerleştirmişti.
Bakışlarım pür dikkat ondayken yüzünün yavaş yavaş değiştiğine şahit olmuştum. Sanki çekiniyor gibiydi.Tebessümü bir anda kaybolup o'nun yerine üzüntü baş göstermişti bakışlarında. Sanki bir türlü bir şeyler söylemek istiyor da söyleyemiyormuş gibiydi.
"Alya nasıl söylenir bilmiyorum ama yaptığın düşü-
-fulya hanım, isterseniz odanızda konuşalım bunları.
Söylediği cümleyi ilk duyduğum anda beynimden vurulmuşa dönmüştüm adeta. Son saniyede ne söyleyeceğini anlar anlamaz hemencecik lafını kesmiştim zaten.
Kadın bilmiyordu ki bebeğin babasının arkamda bizi dinlediğini. Ona da bir şey diyemezdim zaten çünkü fulya hanımın bir haberi yoktu.
Yüzümün aldığı hal ve lafını bir anda kesmem onu şaşırtırken anlamaz bir şekilde yüzüme bakmaya başlamıştı. O da bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı şuanda.
"Fulya hanım, Serkan bey acilen ameliyat için sizi çağırıyor. Hastanızın doğumu başlamış."
Hemşirenin gelip de fulya hanımı çağırmasıyla birlikte hızlıca hemşireyi oynaylayan bir şeyler söyledikten sonra bir adım bana yaklaşarak bedenimi sarmalamıştı.
"Kendine çok dikkat et Alya. Neler olduğunu bilmiyorum ama en yakın zamanda tekrardan görüşelim olur mu?"
Kısık çıkan ses tonuyla konuşmasını bitirip yavaşça ayrılmıştı bedenimden. Başımı usulca aşağı yukarı doğru onu onaylarken son kez gözlerimin içerisine baktıktan sonra ayrılmıştı yanımdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIVÂRİS
Ação"Sen beni terk edip kendine yeni bir yuva kurarken benim yuva kuracağım bir ailem yoktu. Senin her zaman yanında olan bir sürü insan vardı!! Ben burada kalmakla yetinebildim sadece. Acımı bile kimseyle paylaşamadım ben. İşte aramızdaki en büyük fark...