Karanlık bir sır gibi saklamaya çalışıyordu etrafımı. Başıboş,ayak bile basılmamış bu harabe yerde yalnızca yönümü bulmak için kendimi kaybediyordum.
Üşüyordum. Bedenim hiç olmadığı kadar titriyordu. Ayakta nasıl durduğumu bile bilmiyordum aslında. Hareket etmek için ne güç sarf edersem sarf edeyim bulunduğum yerden bir türlü kopamıyordum.
Soğuğun esintisi bedenime usul usul işlemeye başlarken karanlığa ev sahipliği yapmış olan bu yerde başımı yavaşça yukarıya doğru kaldırmamla birlikte gözlerime ayın o eşsiz manzarası değmişti.
Sanki elimi kaldırsam tutacakmışım gibiydi. Eşsizdi. Gözlerimi kırpmadan öylece güzelliğine dalıp gitmiştim. Keşke dedim o an içimden, keşke dokunabilseydim. Keşke bu kadar imkansız olmasaydı beni karanlıktan aydınlığa kavuşturması.
"ANNE"
Bakışlarım halâ ayın olduğu yerde dururken karanlığın içerisinde beni çevreleyen bir his bütün bedenimi uyuşturmuş gibiydi. Naif ses kulaklarıma nüfuz eder etmez kalbimdeki ritim bozulmaya yüz tutmuştu âdeta.
Bir ayak sesi yavaşça kulaklarımda yankılanırken kalbimde oluşan o yakıcı his bütün bedenimi kuşatmaya başlamıştı. Kalbimin sesini çok rahat bir şekilde duyabiliyordum bu ıssız yerde.
Bakışlarımı ne olduğunu anlamak için yavaşça aydan çektiğim sırada karşımda gördüğüm hareketlilik bedenimin titremesini sağlamıştı. Kaskatı kesilmiştim adeta.
Hareket edemiyordum. Bütün gücüm bir anda bedenimi terk etmiş gibiydi.
"ANNE buradayım."
Ayak seslerini daha da net bir şekilde duymaya başlamamla birlikte ay da yavaş yavaş etrafımızı aydınlatmaya başlamıştı. Halâ bana söylediği cümlenin etkisinde kalmıştım.
Bozguna uğramış gibiydim. Binbir parçam oradan oraya savrulmuştu sanki. Aldığım her soluk ciğerlerime ulaşamadan nefesimi kesiyordu.
Beklemek hiç bu kadar acı verici olmamıştı. Öyle naif yürüyordu ki tıpkı eskiden benim attığım adımlar gibiydi. İlk başta gözüme çarpan şey, beyaz dizlerinin birazcık altında biten güzel bir elbiseydi.
Bana doğru yaklaşırken yavaşça savruluyordu. O ise esen rüzgara inat hiç durmadan gelmeye devam ediyordu. Beyaz teni şimdi çarpmıştı gözüme. Rüzgarda uçuşan kızıl saçlarıyla birebir uyum içerisindeydi.
Adımlarını birkaç adımda yavaşlatarak nihayet usulca karşımdaki yerini almıştı. Aramızda yalnızca üç adım kadar bir mesafe vardı.
Gözlerim ilk başta gözlerini bulurken kalbimin durduğunu hissetmiştim. Birisi aniden var gücünü tam da göğsüme vurarak bedenimin geriye doğru savrulmasını sağlamış gibiydi.
İnsanı İçine çeken bir karanlıktan ibaretti . Ömür boyu tek bir yere bakmak istesem yalnızca gözlerine bakmak isteyebilirdim. Adeta girdapı andırıyordu gözleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIVÂRİS
Acción"Sen beni terk edip kendine yeni bir yuva kurarken benim yuva kuracağım bir ailem yoktu. Senin her zaman yanında olan bir sürü insan vardı!! Ben burada kalmakla yetinebildim sadece. Acımı bile kimseyle paylaşamadım ben. İşte aramızdaki en büyük fark...