Biliyorum ki çok uzun zaman oldu Ballarım ve hepinizi çok çok özledim.
Bu bölüme gelecek olursak eğer diğer bölümden kesit sahnesiyle birebir değil öncelikle bunu belirtmeliyim. Nedeni ise o bölümü düzenlemeyişimden dolayı.
Ayrıca Ballarım 27. Bölümü okumadan bu bölümü okursanız pek bir şey anlamazsınız. İlk önce o bölümü okuyun ki bu bölüm daha rahat anlaşılsın
Bu arada Ballarım her bir bölüm düzenlenecek ilerleyen zamanlarda. Şunu da belirtmeliyim ki bu kitabı hiç bırakmak istemiyorum çünkü çok fazla emek sarfettiğim bir eser oldu benim için. Ancak hem sağlık sorunlarım hem de eğitim hayatımdan dolayı ara vermek zorunda kaldım. Olsun umarım tekrardan beraber oluruz Ballarım. Sizleri çok seviyorum kendinize çok iyi bakın 💕
******
"Demek dışarıda Zahir beye suikast düzenlendi ha"
Ayak parmak uçlarımdan enseme doğru ılık bir nefesin emaresiyle tüm bedenim titrerken yutkunmadan edememiştim. Gerçekten bu kadar aptal olabilir miydim? Tahmin etmem gereken ilk şeyi bir sineye ittiğimden dolayı şuanda kapana kısılmıştım lanet olsun ki.
Tam arkandaydı kalın sesin sahibi. Ne o bir hamle yapabiliyordu beni yakalamak için ne de ben kurtulmak için bir yol arama çabasına girmiştim. Kahretsin ki beynim çalıştırmayı unutmuş gibiydi. Şimdi ne yapacaktım?
"Arkanı dönmeyecek misin yoksa?"
Ni sefer ki nefesini tenimin en ücra köşelerinde hissettiğimde bedenimin uyuştuğunu hareket edemeyişimden anlamıştım. Zekice davranmalıydım öncelikle. Aksi halde yapacağım en ufak bir hata canıma mâl olabilirdi ki bunca yaşam çabama rağmen daha ilk levelde ölürsem cidden kendimi affetmezdim.
İlk kozumu oynamak için içime derin bir nefes çekerek sıkıca avucuma sıktığım parmaklarımı açmıştım. Yalnızca nefes seslerimizin duyulduğu odada daha fazla sessiz kalmamak adına sonunda arkamı dönmeye başlamıştım.
Arkaya doğru attığım ayağımla birlikte ilk önce gözlerim bir çift kuzguni siyah harelerle kesişmişti. Adeta elektrik çarpmış gibi titreyen bedenim keskin hareler karşında her ne kadar daha fazla titremeye meyilli olsa bile zor da olsa başımı dik tutarak korkumu bir nevi gizlemeyi başarmış sayılırdım.
"İstediğin gibi.... Döndüm işte"
Diyerek gözlerinin içerisine sanki hakkım varmış gibi meydan okurcasına bakmamıştım. Adam birazdan çat diye silahını çıkarıp alnımdan vursa geberip gidecektim ve hâlâ daha burada gelmiş adama meydan okuyordum.Karşımdaki beden öyle soğuk bakıyordu ki gözlerime hiç bu kadar üşüdüğümü hissetmemiştim. Gerçekten ilk defa bu kadar duygusuz bakan gözlerle karşılaşmıştım. Ki karşımdaki adam bunu hiç umursamadan göz temasını bir an bile kesmeden üzerime doğru bir adım atmıştı.
"Fazla cesur rolleri oynamayı bir an önce kes!! Bu ne cürret ki benim haneme, benim mekanıma elini kolunu sallaya sallaya girebilirsin!!"
Diyerek adeta tıslamıştı yüzüme doğru.Şimdi ne yapacaktım ki? Bu sefer ki adam fazla gözü kara çıkmıştı şansıma.
"Konuş yoksa konuşturmasını bilirim!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIVÂRİS
Action"Sen beni terk edip kendine yeni bir yuva kurarken benim yuva kuracağım bir ailem yoktu. Senin her zaman yanında olan bir sürü insan vardı!! Ben burada kalmakla yetinebildim sadece. Acımı bile kimseyle paylaşamadım ben. İşte aramızdaki en büyük fark...