3.4

9.1K 762 1K
                                    

"Ben bu odadan dışarı çıkamam, Hyunjin sen git."

Hyunjin' i sırtından iteklerken o olduğu yerden bir milim bile hareket etmemişti. Kahkaha atarak bana döndü.

"Ne kadar süre böyle saklanabilirsin ki?"

Omuz silktim ve ittirmeye devam ettim, kapıyı da açtığımda Hyunjin sonunda direnmeyi bırakmış ve kapının ağzına kadar ilerlemişti. Tam o an elimin altındaki sırtının çıplak olduğunu fark ettiğim andı. Gözlerim kocaman açılırken hızla Hyunjin' i geri içeri çektim ve kapıyı kapattım. Hyunjin sırtını kapıya yaslamış, sırıtarak beni izliyordu.

"Sonsuza kadar yaşamayı planlıyorum, arada bana yemek falan getirirsin gizlice."

Ciddi olduğumu fark etmesiyle kaşları çatıldı. "Bebeğim utanacak bir şey yapmadık. Utanma."

Başımı yukarı kaldırıp tavana bakarken kendime sabır dilendim. Dilenirken fark ettiğim gerçekle gözlerim hızla karşımdaki Hyunjin' i buldu. Bebeğim mi demişti o?

Sanki dediği şeyin beni etkisiz hale getirdiğini fark etmiş gibi belimi kavrayarak beni kucakladığında düşmemek için hızla kollarımı boynuna sardım.

"Ne yapıyorsun?"

Mırıldanmama cevap vermedi. Kucağında benimle beraber çalışma masamdaki sandalyeye oturduğunda alttan bakışlarını bana gönderiyordu.

"Seni sakinleştirmeye çalışıyorum."

Ellerimi boynundan omuzlarına indirirken kediye dönmüş gibi hissediyordum. Beni nasıl sakinleştireceğini çok iyi biliyordu. "Gruptaki mesajları görmedin mi? Benim bir süre insan görmemem en doğrusu."

Omuz silkti ve tek eliyle saçlarımı düzeltmeye başladı. Sabahtan beri krizlerden başımı kaldıramadığım ve bir ara kendimi yastıkla boğarak öldürmeye çalıştığım için saçım başım her yerim ayrı dağılmıştı. "Önce biraz sakin olalım, tamam mı?" Başımı hafifçe olumlu anlamda salladım, çok ikna edici bakıyordu. "Sonra konuşuruz bir şey demez çocuklar cidden rahatsız oluyorsan."

Tek elimi enseme atarken isteksizce mırıldandım. "Yani rahatsız olduğumdan değil, ben de söylemek istiyordum zaten de" duraksarken sinirle ekledim. "yatakta basılmasaydık iyiydi!"

Hyunjin tekrar gülerken saçlarımı okşamaya başladı, bu beni sakinleştiren bir hareketti maalesef. Anında biraz daha iyi olduğumu hissettim. "Bir şey olmaz biraz dalga geçerler sonra unuturlar, çok takma kafana. Sen utandığın için yapıyorlar zaten."

Kaşlarım çatılırken sinirle söylendim. "Utanmayacağım bak gör, o zaman yapabiliyorlar mı?"

Tekrar güldü, baş parmağı ve işaret parmağıyla öne büzdüğüm dudaklarımı kavradığında sinirim yok olmaya yüz tutmuştu. "Sinirlenince şu dudaklarını öne büzüyorsun ya, öpesim geliyor."

Parmaklarının arasındaki dudaklarıma aldırmadan "Op o zomon." diye söylendiğimde dudaklarım serbest olmadığı için garip bir şekilde çıkmıştı sesim. Yine de Hyunjin bunu anlamış gibi gülümserken hızla parmaklarının arasındaki dudaklarıma bir öpücük bırakıp geri çekildi. Parmaklarını da geri çektiğinde sinir falan kalmamıştı. Diğer tüm duyguların yerini karnımdaki kelebeklenme hissi almıştı.

"Utanmayacağım derken ciddi olduğunu hiç düşünmemiştim, hızlı değiştin."

Omuz silktim. "Sen de utanmam diyordun hiçbir şeye, ama dün gece gördük. Aşk insanı değiştiriyor işte."

Söylediklerimle tekrar hafifçe kızarmasıyla gülümsemeden edemedim. Dün gece onu sevdiğimi söylediğimde bir anda kıpkırmızı kesilmiş, ardından başımı göğsüne bastırarak yüzünü görmemi engellemeye çalışmıştı ama çoktan görmüştüm. Daha fazla utanmasını engellemek adına bir şey dememiştim. Aşktan ve onu sevdiğimden bahsettiğimde heyecanlanıyordu.

edit | hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin