3.7

9.2K 786 1.9K
                                        

"Tamam Hyunjin açıyorum kapı-"

Cümlemi bölen şey bir anda belime sarılan eller tarafından kucaklanmamdı. Şaşkınlığı üzerimden atar atmaz hızla kollarımı Hyunjin' in boynuna dolayarak düşmemi engellemeye çalıştım, bacaklarımı da aynı hızla beline doladım. Onunsa belimdeki elleri kalçama giderek beni desteklemiş ve yerimi sağlamlaştırmıştı.

"Konuşacaktık hani?" Sahte bir neşeyle sorduğum soruya cevap vermek için ağzını açtığında, nefesinin tam boyun girintime denk geldiğini fark ederek gerildim. Boyun fetişim olduğunu bilmesi, beni bazen gerçekten zorluyordu.

"Konuşacağız." Ne yaptığının farkında gibi nefeslerinin köprücük kemiğime vurmasına izin vermişti. Gerilmemi engelleyemezken yüz yüze gelmemizi olabildiğince geciktirmeye çalışıyordum. Çünkü az önce banyoda fark etmiştim ki gözlerimin şişi gram inmemişti. Az önce mesajlara bakarken başımı hiç göğsünden kaldıramadığım için görmemişti yüzümü.

"Tamam indir beni, konuşalım."

Hyunjin alayla güldü ve kalçamı destekleyen ellerinden birini belime sardı. "Böyle konuşacağız."

Yutkunmama engel olamazken inmek adına hafifçe çırpındım ama kalçamdaki elini sıkılaştırmasıyla bu harekete anında son verdim.

"Amacın intikam almak mı?" diye mırıldandığımda aklımın son köşesi ses kaydımdaydı ama duygularım ve hormonlarım tamamen halinden memnundu.

Hyunjin başını boyun girintimden çekerek aramıza biraz mesafe koyduğunda tek dileğim göz altlarımı fark etmemesiydi. Alttan bana bakan gözleri dudaklarıma kaydığında kucağındaki beni hafifçe hareket ettirerek daha aşağı getirdi ve yüz yüze gelmemizi sağladı. Gözleri dudaklarımdan ayrılmazken ben nefesimi tutmuş ne yapacağını bekliyordum.

Birden dudaklarımın üzerine kapanan dudaklarıylaysa anında karşılık vermeye çalıştım ancak hızla bir öpücük kondurup geri çekildi. Neden çekildiğini anlamayarak kaşlarımı çattım ve bakışlarımı ona yönelttim. Alaylı bir yüz ifadesiyle bakıyordu.

"Demek o gün bunu yaptığını çok iyi hatırlıyordun."

Ona bakakalırken sertçe omzundan ittirdim yaptığını anladığımda. "Ya! Utandım söylemeye işte."

Hyunjin sırıtırken kaşları havalandı. "Öyle mi? Kucağıma çıktığın günün sabahı hiçbir şey yokmuş gibi davrandın, sonra beni öptün ve yine hiçbir şey hatırlamıyormuş gibi davrandın." Havalanan kaşları çatılırken ekledi. "Seni öptüğümü bilmene rağmen beni 'sana kız ayarlayalım' diyerek kışkırttın?"

Son dediği şey yeni aklına gelmiş gibiydi ve kendisi bile dediğine şaşırmıştı. Sahtece güldüm. "Yok artık, ben yapar mıyım öyle şey?"

Gülerken göz göze gelmemizle bir an duraksadı, aklına bir şey geldiğini ve ondan duraksadığını düşünsem de sessizliğimi korudum. Hyunjin'se sesinde bariz olan bir şaşkınlıkla sordu.

"Sen ağladın mı?"

Gözlerim kocaman olurken anında bakışlarımı kaçırmamı engelleyememiştim. Az önce gözlerime baktığını düşünürken anın büyüsüyle unutmuştum gözlerimin şişliğini. "Niye ağlayayım?" diye mırıldandım isteksizce.

Hyunjin'den cevap gelmediğinde bakışlarım onu bulurken dudaklarını birbirine bastırarak bana baktığını gördüm. Bakışlarındaki hüzün ne düşündüğünü anlamama yettiğinde yanlış anlamasından korkarak hızla konuştum.

"Yemin ederim kimse kötü bir şey yazmadı."

Hyunjin'in bakışları biraz olsun yumuşarken adımları yanımızdaki yatağın ucunu buldu ve belimden tutarak beni yatağa oturttu. Ne yaptığını anlayamadığım ve ağlamama üreteceğim bahaneyi düşündüğüm için tepki bile verememiştim.

edit | hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin