"Felix, Uno oynayacağız gelsene."
Uzandığım koltuktan odanın ortasındaki masanın etrafına yere çökmüş seslenen arkadaşlarıma kaydı bakışlarım. Suratımı buruşturdum.
"Hyung son seferden sonra bir daha seninle asla oynamam."
Chan Hyung kahkaha attığında ben de hafifçe güldüm ama uzandığım yerden de kalkmadım. Bize ait olan yurt dairesindeydik ancak bu gece boş olmamızın rahatlığıyla beraber takılmaya karar vermiştik. Hemen karşımda ve mutfakla birleşik olan salonun ortasındaki masanın etrafında Jeongin, Seungmin, Changbin ve Chan dizilmiş bir kart oyunu oynuyordu. Minho ve Jisung' sa duvara asılı olan televizyondan bir anime açmış onu izliyordu.
Elinde su bardağıyla karşımda beliren Hyunjin başımı hafifçe kaldırarak açtığı boşluğa oturdu ve kaldırdığı başımı dizlerine yasladı.
"Uykun mu geldi bebeğim?"
Sırt üstü dönerek ona daha rahat bakmamı sağladım, yüzünü direkt görmek bana hiç iyi gelmemişti. Her açıdan çok yakışıklıydı.
"Birazcık... Senin?"
Tek eli saçlarımı bularak okşarken diğer eli bir yudum aldığı suyu yandaki komidine bıraktı. Kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. Eli saçlarımda dolaşırken daha da mayışsam da aklıma gelenle diğerlerini kontrol ettim. Herkes başka şeylerle meşguldü ve bizimle ilgilenen yoktu. Tekrar Hyunjin' e baktığımda beni izlediğini fark ederek gülümsedim.
"Hyunjin sana bir şey soracağım ama kızma tamam mı?"
Başını olumlu anlamda sallarken mırıldandı. "Yine ne geliyor bakalım?"
Hafifçe kıkırdamamın ardından diyeceğim şeyin ciddi bir şey olduğunu düşünerek ciddileştim.
"Şey... Benim bildiklerimi Chan Hyung biliyor mu?"
Derin bir nefes alırken Chan' ı kontrol edip tekrar bana döndü. "Bilmiyor. Anlatmak istemedim çünkü-"
"Çünkü şahit yoktu, biliyorum."
Zaten gerisini bildiğim cümleyi tamamladığımda beni onayladı. Dudaklarımı büzerken sessizce mırıldandım. "Anlatsak? Chan Hyung' un çevresi geniştir. Bir şekilde bir yol veya kanıt bulur belki."
İç çekerken saçlarımı okşayan eli yanağıma kaydı ve hafifçe orayı okşadı. "Sanmıyorum bebeğim, ailem de çok denedi vaktinde."
Direkt reddetmemesi beni ümitlendirdiğinde dizlerinden başımı kaldırarak oturur pozisyona geçtim. Yüzüne yaklaşarak heyecanla konuştum.
"Bir denesek? Olur mu?"
Hyunjin heyecanlı yüzüme buruk bir tebessümle bakıyordu. Bu gülümsemesi içimi acıttığında ellerini tutarak ona destek olmak istedim. Çok umutsuz bir durum olarak bakıyordu. Yine de bir umut vardı ve Chan' a güveniyordum. Üyeler için her şeyi yapabilecek bir liderdi.
Ümitsizliğini gördüğümde tekrar ekledim. "Benim için yapmaz mısın bunu? Hm?"
Sorduğum soruyla gülümseyerek ellerimizi ayırdı ve yanaklarımı sıktı. Yüzüm sıkmasıyla esnediğinde ellerimle yanaklarımı tuttum ve ona sinirli olduğunu düşündüğüm bakışlarımı gönderdim. O ise bununla daha çok gülümsemişti.
"Senin için her şeyi yaparım."
Kurduğu cümle yanaklarımdan boynuma kadar kızarmamı sağladığında utanarak göğsüne sokuldum ve kollarımı beline sardım. O da beni kolunun altına alırken bir yandan utançtan kaybolan sesimi geri getirmeye çalışarak mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
edit | hyunlix ✓
FanfictionFelix ve Hyunjin aynı gruptaki iki idoldü ve hayranlar ikisini yakıştırmalarına rağmen sevgili değillerdi, sadece arkadaşlardı. Ta ki Felix ikisinin bir editinde Hyunjin'in ona olan bakışlarını fark edinceye kadar. ✓minsung, chanmin, jeongbin ✓texti...