Bir Gece Önce
Merdivenlerden indikten sonra ikimize ayrılmış olan ve genelde hep kullandığımız odaya ilerledim. Kapıyı yanımda gelen görevli kadın şifreyi tuşlayarak açtığında çoktan oturmuş ve içmeye başlamış olan Chan' a bir bakış attım ve karşısına oturdum. Görevli kadın yeni içkileri masaya dizdikten sonra odadan çıkarak ikimizi yalnız bırakmıştı.
Bu mekan genelde ünlülerin, iş adamlarının ya da idollerin içmeye geldiği, gizliliğe önem veren bir yerdi. Yerle arasında oldukça az mesafe olan masayla ben de Chan gibi yerdeki sarı minderlere çöktüm.
"Nerede kaldın ya?" diye söylenirken bana da bir bardak doldurmasıyla omuz silktim.
"Trafiğe kaldım."
Chan güldü. "Düzgün yalan söyle bari geri zekalı, gece ikide ne trafiği?"
Koyduğu içkiyi yudumlarken mırıldandım. "İyi, uyuyakaldım mutlu musun?"
Sırıttı ve içkisini içmeye devam etti. "Hâlâ yalan söylüyorsun."
"Ne istiyorsun, nefret mesajlarını okumakla meşgul olduğumu mu söyleyeyim illa?" Diye sinirlenmemle gülüşü duraksadı ve bardağımı kafama diktim.
"Hyunjin, mesaj atanların hakkında işlemler başlattığımı biliyorsun değil mi?"
Tek kolunu karşısında duran benim omzuma attığında kafamı olumlu anlamda salladım ve alayla gülümsedim. "İşlem başlatarak kurtulacağım kadar az değiller hyung, sen de çok iyi biliyorsun."
Üzüntüyle kafasını salladığında beni anladığını biliyordum. Grupta en çok nefrete maruz kalan üye bendim, benden sonra umursamaz tavırları nedeniyle Minho ve lider olması sebebiyle Chan. Üçümüz bu grupta en çok nefret alan kişilerdik ancak ikisinin aldığı nefretin toplamı bile benimkinin tırnağı etmezdi.
"Elimden geleni yapıyorum Hyunjin. Seni korumaya çalışıyorum, size bir şey olursa ben bununla yaşayamam biliyorsun."
Klasik konuşmalarımızdan biriydi, benim için endişelenmesiyle yüzüne bakıp gülümsedim. "Korkma, alıştım ben. Kendime bir şey yapacak değilim."
Chan derin bir şekilde iç çekti. Bundan korktuğunu biliyordum, kendime bir şey yapmamdan ancak ben öyle biri değildim. Günümüzde bazı idollere o kadar fazla yükleniliyordu ki sanki kamera önünde ideal insanlar gibi davranmamız ya da birden fazla alanda yetenekli olup kendimizi geliştirmeye çalışmamız yetmiyormuş gibi bizi insan olarak görmüyorlardı. Yapılan ufacık hatası yüzünden aldığı linçlere dayanamayarak intihar eden idoller vardı ve Chan bir gün benim haberimle kalkmaktan korkuyordu, biliyorum.
"Biliyorum ama elimden durdurmak için hiçbir şey gelmemesi beni mahvediyor." derken artık içtiği ağır içkilerden dolayı hafif sarhoş olduğunun farkındaydım. "Sadece geçmişte yaşanan her neyse onu senin ağzından duymak istiyorum Hyunjin. Anlatırsan bir şekilde seni savunabilirim, öyle biri olmadığını biliyorum."
Geçmişin aklıma gelmesiyle kaşlarım çatıldı ve kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım. "İstemiyorum hyung, kaç kez konuştuk bunu."
"Bu kadar nefret almayı bile kabulleneceğin kadar ne oldu da anlatmıyorsun?" diye sormasıyla üstümdeki siyah sweatin büyük cebine ellerimi soktum. Ellerimle oynadığımda gergin olduğumu bildiği için anlamasın diye yapmıştım bunu.
"Boşver, merak etme dedim ya kendime bir şey yapacak değilim. Ben alıştım bu duruma." Aldığım mesajların çirkinliğinin haddi hesabı yoktu ama dediğim gibi gerçekten alışmıştım. Sadece bazen çok hassas bir günümdeysem dayanamayıp ağlıyordum ama gerçekten sadece o kadardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
edit | hyunlix ✓
FanfictionFelix ve Hyunjin aynı gruptaki iki idoldü ve hayranlar ikisini yakıştırmalarına rağmen sevgili değillerdi, sadece arkadaşlardı. Ta ki Felix ikisinin bir editinde Hyunjin'in ona olan bakışlarını fark edinceye kadar. ✓minsung, chanmin, jeongbin ✓texti...