0.7

11.3K 1.1K 1.6K
                                    

Gözlerimi kısarak Seungmin' le konuşan Hyunjin' i inceledim. Hayır, hiç geçen gün konuşmadığımızda olduğu gibi sıkıntılı durmuyordu. Servisteki bana olan tavırlarından sonra yine öyle olur sanmıştım ama hayır, bu tavırları sadece banaydı bu sefer. Hatta diğer herkesle o kadar normaldi ki bu sefer kimse sorgulamamıştı bile aramızda bir problem olup olmadığını. Garip davranan tek kişi ben gibi duruyordum üstüne üstlük.

Sinirle dışarı bir nefes verdim, şu an nasıl bu kadar mutlu olabilirdi? Bana böyle soğuk davranıp neden herkese iyi davranıyordu? Kafayı yemek üzereydim gerçekten.

"Hey neyin var Yongbok-ah, çok garipsin bugün?" diyerek yanımdan seslenen Jisung ile kafamı iki yana salladım ve Hyunjin' den bakışlarımı çektim. Kör değilse bir saattir onu izlediğimi fark etmiş olmalıydı ama ona rağmen dönüp bakmamışt bana.

"Bir şeyim yok, sadece uykusuz kalmış olmalıyım."  Söylenmeme Minho hyung kafasını sallayarak katıldı.

"Evet gecenin köründe bile uyanıktı, hatta duvarlara..." diye başlayacak olmasıyla hızla onu böldüm.

"Hyung, Chan Hyung seni sormuştu. Git bir bak istersen."

Minho "Ne alaka ya?" diye söylense de kolunun altında göğsüne yaslanan Han' ı bırakarak ayaklanmıştı yine de. Kayıt odasına doğru gitmesiyle rahatlayarak bir nefes verdim.

Çoğumuz kayıt işimizi bitirmiştik ve bekleme odasında zaman geçiriyorduk, şu an kayıt odasında Chan ve Jeongin olmalıydı. Minho Hyung duvarlara kafamı vurduğumu söyleseydi zaten küçük olan odada bunun Hyunjin' e gitmeme ihtimali yoktu ve bir de böyle rezil olamazdım. Minho' nun gitmesiyle Han oturduğumuz koltukta bana doğru yanaştı.

"Bugün çok yakışıklı görünüyorsun bebeğim." diyerek kur yapmasıyla sırıttım.

"Şımartma beni Hanji." derken omzuna hafifçe vurmuştum. Han, nasıl desem... Romantik bir insandı. Grupta hepimize kur yapıyordu, Minho ile sevgililerdi ama çok yakın arkadaş olduğumuz için bize kur yapmasına artık Minho bile alışmıştı. Biraz böyle anlaşıyorduk.

Han dudaklarını öpücük haline getirip alayla üzerime doğru eğildiğinde ben de şakasına karşılık verir gibi yaptım ve bunu yapmamla yüzünü buruşturarak geri çekilmesi bir oldu.

"Karşı taraf istemediğinde bunu yapmak daha keyifli Yongbokkie, sen çok isteklisin." diyerek gülmesiyle ben de ona katıldım. Bakışlarım istemsizce tekrar Hyunjin, Seungmin ve Changbin' in oturduğu koltuğa döndüğünde beklediğim şey Hyunjin' le göz göze gelmek değildi.

Bir saat boyunca gözlerimi dikip onu izlemiştim ama o ben ona bakmazken mi bana bakmayı seçmişti gerçekten? Göz göze gelmemizle hemen bakışlarını tekrar Seungmin' e çevirmişti. Herkes sabahtan beri Hyunjin' e istikrarlı bir şekilde baktığımın farkında olsa da umursamıyorlardı. Seungmin ve Changbin arada bana göz kırpıp birbirleriyle konuşmaya devam ediyordu sadece.

"Gerçekten bir garipsin bugün." diyen Jisung' a döndüm tekrar.

"Neyin var?" diye sormasıyla omuz silktim.

"Uyuyamadım dedim ya."

Jisung imayla sırıttı. "Uyuyamamanın yan etkisi Hyunjin' i izlemek mi bebeğim?" Fısıldayarak konuştuğu için bunu sadece ben duymuştum.

Kaşlarım çatılırken sertçe omzundan itekledim. "Siz ne bela bir çiftsiniz ya? Birinizden kurtulsam diğeri salmıyor. İmdat diye bağıracağım az kaldı."

O sırada dediğimi duymuş gibi içeri giren Minho korkutucu bakışlarla bana bakıyordu. "Chan ben kimseyi çağırmadım dedi Felix, air fry' ı kaç dereceye ısıtmamı istersin senin için?"

edit | hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin