ÇÜNKÜ HAYAT ÖLMEYİ DEĞİL YAŞAMAYI SEÇTİ...
Sevgi neydi ? Bu sorunun cevabını Ateş hiç öğrenmemişti . Ne sevilmişti , nede sevmişti . Ta ki o güne kadar, Ateş sevgi nedir bilmezdi . Ateş istedi ki sadece bir kez sevilsin . Ateş annesinden alamadığı s...
Herkese merhabalar . Yeni bir bölüm ile geldim . Şimdiden iyi okumalar .
Bölümü oylamayı unutmayın şekerlerim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Doğa Çiçek
&&
Eskilerden bahsediyorduk . Herkes geçmişte yaşadığı komik anıları anlatıyorlardı . Tabi bunu en çok Sezer yapıyordu , çünkü Ateşe yaşadıklarımız dan bahsetmesi hoşuna gider gibi bir hali vardı.
Yemeklerimizi yemiş , çaylarımızı içmiştik . Hava kararmış ve bir az soğumuştu . Çardakta hep beraber oturmuş sohbet ediyorduk ve bir yandan da , barış ın gelirken aldığı yaş pastayı yiyorduk .
Yaş pastayı küçüklüğümden beri hep severdim ve her doğum günümde ailem mutlaka alırlardı .
"Bakın bakın akıma ne geldi " diye hevesle anlatmaya başladı Sezer " bak şimdi Ateş , biz yaklaşık 6-7 yıl önce hep beraber dere kenarında pikniğe gittik " diye anlatınca aklıma o sahne geldi ve birden elimdeki tabağı masaya bıraktım
"Sakın! , sakın bak, Sezer !" Diye cırladım ama Sezer anlatmaya devam etti
"İşte orada..."
"Sezer seninle küserim , yemin ediyorum küser giderim burdan !" Dedim çaresizlikle fakat Sezer beni dinlemeden anlatmaya devam etti
"Biz ne güzel sofra kurmuşuz , oturup yemek yicez ama bir baktık gece yok " diye anlatan Sezer'in suratına öylece baka kaldım
"Allah, Allah neredeki bu kız ? " dedi Hilal
"Yeter yeter susun artık !" Dedim yavaş yavaş sinirleniyordum sanki
Ve bu yaptıkları hiç hoş değildi . Benim geçmişte yaşadığım bir olayı şimdi Ateşe , baş düşmanıma söyleyemezlerdi . Buna izin vermezdim .
"Sonra biz bu sakarı aramaya başladık . Ve bil baktık nerede " diye ekledi Bora
Tabi bütün olanları zevkle dinleyen Ateş , sonunda onu ne bekleyiceğini bilmediği için sakin sakin konuşan kişilere bakıyordu .
"Aşk olsun sendemi ya , bora ! " Diye sordum
Tabi beni dinleyen yok ki ? Sezer sözü üstlenerek konuşmaya devam etti
"Gittiğimiz derenin kenarında, üstü başı inek pisliğine bulanmış , saçı başı dağınık bir şekilde, ağlıyordu " dediği esnada midem tekrar bulanmaya başlamıştı bile
Onlara küserek arkama yaslandım ve ellerimi göğsümün üzerinde birleştirdim .
"Biz bunun yanına gidip ne oldu diye sorduk ve bize verdiği cevap ne biliyormusun ?" Diye sordu Barış
Ateş ise hayla merakla dinliyordu
"Ben ineği sevmek istemiştim ama o bana tekme attı " sesini inceltip , aklı sıra beni taklit ederek konuştu ve bunları diyince herkes kahkahalara boğulurken Ateş sadece gülümseyerek bana baktı
