Selammm! Nasılsınız? Şöyle bir geriye dönüp bakıyorum da bu bölümden bir ya da iki bölüm sonra kitabı yarılamış olacağız ne çok şey yaşamışız böyle ya? Ben gidiyorum, size iyi okumalar!!! Bölüme yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın yorumlarınızın hepsini okuyorum :)
Şarkılar;
İnce Buz Üstünde Yürüyorum- Cem Adrian & Şebnem Ferah
Yağmurlar- Şebnem Ferah
Üstü Kalsın- Kendimden Hallice15. Bölüm: SON DURAK
Ailemin ölümünün üzerinden tam 40 saat geçmişti ama ben hâlâ morgdaki hallerini unutamamıştım. Acım asla geçmemişti ama artık kafam biraz daha yerindeydi ve sorgulayabiliyordum. Ailem nasıl gaz kaçağından ölebilirdi ki? Gazın koku yapması lazımdı ve onların da bunu fark edip evden çıkması lazımdı.
Nasıl anlayamadıklarını aklım bir türlü almıyordu. Aklımdaki tilkiler bana onların öldürüldüğünü söylüyordu ama buna inanmak istemiyordum. Şimdi arabaydık, cenazeden çıkmıştık, karakola doğru gidiyorduk. Polis geldiğimiz gibi ifade vermemi istemişti ama Güney şu an iyi olmadığımı cenazeden sonra almalarının daha sağlıklı olacağını söylemişti ve polisler de bunu kabul ettiği için şimdi karakola ifade vermeye gidiyordum.Meriç arabayı sürerken ben de dirseğimi camın kenarına yaslamış, gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuş bir vaziyette oturup yolu seyrediyordum. Yani sözde yolu seyrediyordum. Gözlerim yoldaydı ama aklım hâlâ onlardaydı. Hemencecik zehirlemezdi o gaz koku yapması gerekiyordu ve biz bakımını daha yeni yaptırmıştık. Mantıklı düşününce yaşanması imkansız bir olaydı. Yaşanması için adamın bakımını düzgün yapmamış olması gerekirdi ama kaç yıldır bakımını yapan adamı değiştirmemiştik. Babamın bir arkadaşıydı. Telefonumdan mesaj sesi geldi ama karakola yaklaştığımız için umursamadım. Muhtemelen akrabalar başın sağolsun mesajı atmaya devam ediyorlardı.
Karakolun önüne geldiğimizde siyah gözlüğümü ve şalımı çıkartıp koltuğa bıraktım. Karakola girerken derin nefes aldım ve içeriye girdim. Bir polis yanımıza geldi.
"Süveyda Karaca? Değil mi?" diye sordu.
"Evet," dedim. "Hasan ve Ayten Karaca için ifade vermeye geldim."
Polis eliyle merdivenleri göstererek "Bu taraftan," dedi.
İfade vermek için odaya girdiğimde arkamdan bir polis daha odaya geldi.
"Öncelikle merhaba Süveyda Hanım. Ben Tuncay. Ailenizin ölümüne itiraz ettiğiniz için ufak bir araştırma başlattık size birkaç soru sorup göndereceğim," dedi. Halbuki itiraz eden ben değildim Ece'ydi. Onun da aklı almadığı için benim itiraz ettiğimi söylemişti, polislere.
"Merhaba," dedim.
"Ailenizin ölümün gaz kaçağı değil bir cinayet olduğunu mu düşünüyorsunuz?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALPTEKİ SİYAH NOKTA (TAMAMLANDI, DÜZENLENİYOR)
Teen FictionSüveyda'ydım ben 19 yaşında, tek hedefi üniversite sınavında ilk 3'e girmek olan o kızdım. Sırf bunun için mezuna kalmıştım. Ailem öz ailem değildi. Öz ailem beni terk etmişti ve onları merak etmiyordum. Ta ki karşıma garip, tehditkar notlar çıkana...