34.Bölüm: BAZI VEDALAR CAN YAKAR

29 16 2
                                    

Finalimizin bir bölüm öncesinden hepinize koskocaman merhabaaa!!! Nasılsınız? Her şey yolunda mı? Bu bölümü Meriç'in ağzından okuyacaksınız ve sonraki bölümde zaten final. Ne çok şey yaşamışız bu zamana kadar değil mi? Hayır, ağlamayacağım o yüzden kaçıyorum hemen. Siz de bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? İyi okumalar!!

Şarkılar:
Bak Bana - Sena Şener
Oysa Bir Umuttu - Kıraç
Zifiri - Haluk Levent
Deli Kan - Melike Şahin
Sarhoş Gibiyim - Erkin Koray
imkansız bir aşk denir - yunusemre & Şekersiz

Şarkılar:Bak Bana  - Sena ŞenerOysa Bir Umuttu - Kıraç Zifiri - Haluk Levent Deli Kan - Melike Şahin  Sarhoş Gibiyim - Erkin Korayimkansız bir aşk denir - yunusemre & Şekersiz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

34.Bölüm: BAZI VEDALAR CAN YAKAR

"Eğer bu ölümse ölümden korkmamalı, onun güzel yüzünde ölüm bile güzeldi."
~Francesco Petrarca

...

Meriç Palas

"Vuhu!" diye bağırdım, kaydıraktan kayan kızımın elini tutarken. İki yaşına çoktan girmişti ama benim gözümde hâlâ küçücük bir bebekti.

"Babi!" diye bağırdı Lilya merdivenlerden çıkarken. Baba diyebiliyordu ama bana durmadan babi diyordu. Sanırım babi demek daha çok hoşuna gidiyordu.

"Babim!"

"Babi cikcik?" diye sordu. Bu sorusunun Türkçe meali: "Baba eve gidince bana Civciv çalar mısın?" demekti.

"Sen istersin de baban çalmaz mı çirkin ördek?"

Kendi gibi minik dişlerini göstererek kocaman gülümsedi ve ellerini çırptı. Onun neşe dolu kıkırtılarını duymak yüzümü gülümsetiyordu. Cikcik dediği şey civcivdi. Aynı Süveyda'ya çaldığım gibi küçük meleğime de çalıyordum. Ona en son Tuğkan'dan Civciv çaldığımda çok mutlu olmuştu. Daha küçücüktü ama çoğu şeyi anlıyordu. Günce'yle yaşıt gibi davranıyordu. Hele ki küçük civcivim, güzel kızım, dünyam benim dediğim yerde mest oluyordu.

Lilya kaçıncı kez kaydığını sayamadığım kaydıraktan tekrar kayarken hava birden bire kapattı ve havanın kapatmasıyla içimi garip bir sıkıntı ele geçirdi. Kalbim bana alarm veriyor gibiydi. Sanki bir yerde birine bir şey oluyordu. Sevdiğim birine. İçimi kaplayan sıkıntıya aldırış etmemeye çalışırken Lilya tekrar kayıp yanımda durup elimi tuttu.

"Babi addi ev!"

"Eve mi gidelim babacığım?" Kafasını salladı.

"Seni kucağıma almamı ister misin?" Tekrar saçlarının her bir teline kurban olduğum başını salladı. Ellerimi koltuk altlarından geçirdim.

"Hadi bakalım uçuyoruz! Bir! İki! Üç! Hoppa!"

Yine o kıkırtılar. Hastası olduğum kıkırtılar. Baba olmak hayatımdaki en doğru karar olabilirdi. Lilya hayatımıza girdiğinden beri kendimi Dünya'nın en şanslı adamı gibi hissediyordum. Lilya Allah'ım ben ne iyilik yaptım da bu güzelliğin babası olmamaya layık görüldüm diye sorgulamama sebep oluyordu.

 KALPTEKİ SİYAH NOKTA (TAMAMLANDI, DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin