1.Bölüm: "Komşu"
Bölümde kullanılan şarkı: Mariah Carey - All I Want for Christmas Is You
1 EYLÜL 2002
Jungkook
Etime kemiğime yapışmış keder, beni en uzun gecede apartmanımın çatı katına sürükledi. Çocuklar aşağı düşmesin diye burayı hapishaneye çevirmişlerdi. Neyse ki elimdeki anahtar sayesinde tel örgüleri iki yana açabilmiştim. Artık rüzgâr suratıma doğru eskisinden daha şiddetli esiyordu. Gözlerimi suratıma vuran soğuk havaya karşı kıstım. Başımı iyice yukarı kaldırıp gökyüzüne baktım. Bir zamanlar ay ışığına bakarak tek bir kadının hayalini kurardım. İsmini ay ışığından alan kadın, benim bir zamanlar âşık olduğum kadındı. Hâlâ evli olduğum kadındı. Beni aldatan kadındı.
Ona küsmüştüm. Darılmıştım. Asla affetmeyeceğim türden bir hatasına şahitlik etmiştim. İhanete uğramıştım. Gururumun derisi yüzülmüş ardından tuzların üzerine düşmüştü. Acı içinde bağırıyordu zavallı gururum... Kafamı koparmazsam veya kırmazsam gururumun acı çığlıkları asla susmayacaktı. Gözlerimi yakacak, saçlarımı yirmi kat daha hızlı beyazlatacak ve beni dünyanın en acınası adamı yapacaktı.
Gerçekten doğru insana rastladığımı düşünmüştüm. Aşk öyle tuhaf bir duyguydu ki sanki onunla evli olduğum süre boyunca hiç yere basmamıştım. Hep gökyüzünde süzülmüştüm. Onun yanında geçirdiğim her gün su gibi akıcı ve sıra dışıydı. Onu öptüğümde dudaklarımda dünyadaki en tatlı şekerin tadı kalırdı. Ona sarıldığımda, hiçbir ısıtıcıya ihtiyaç duymadan içim ısınırdı. Kısacası onun yanındayken dünyadaki hiçbir şeye gerek duymazdım. Sadece onun var olması benim için yeterliydi.
İlişkimiz boyunca ben bu dünyada yaşamıyordum. Onun içinde yaşıyordum. Meğer beni hayattan soyutlayan her şey aslında ölüme eşdeğermiş. Bilmiyordum. Bu gece öğrendim. Şimdi buradayım. Her şeyi bitireceğim o noktadayım. Sonunda bu hislerin tek kurbanı ben oldum.
Onu gördüm... Dudaklarımda şekerli bir tat bırakıp beni dünyadan soyutlayan o kadın, başka bir adamın dudaklarına yepyeni baharlar getiriyordu.
Başkasını şehvetle öpüyordu. Ağlıyordu. Acı çekiyordu. Onu öpmemesi gerektiğini biliyordu... Ama kendine hâkim olamıyordu ki. Zavallı...
Benden daha zavallıydı.
Kendimi en son bu kadar değersiz hissettiğim bir gün daha olmuştu. O gün, annem ve babam boşanmışlardı ve ikisi de benimle yaşamaya gönüllü olmamışlardı. Mahkeme kararıyla annemin evine gönderilmiştim. Annem, babamla yaşadığı zehirli ilişkinin ardından onu gerçekten seven bir adam bulmuştu fakat o adam, dokuz yaşındaki bir oğlanla aynı evde yaşamaya pek sıcak bakmıyordu.
İşte bir gün annem beni yanaklarımdan öpüp babamın yanına gönderdi. Seneler boyunca da yalnızca özel günlerde aradı. Kadınların gözlerindeki o "seni istemiyorum" bakışı benim için bir travmadır. Şanslıyım ki sevgili eşim Tsuki, bana hiçbir zaman o bakışı atmadı. Tsuki açgözlüydü. İki erkeği de arzuladı. Beni de istedi. Onu da istedi.
Ergenlik dönemimde, annemden sonra hiçbir kadını hayatıma alamayacağımı düşünmüştüm. Bu düşünceyle büyüyüp kalbimi kimseye açmamaya karar vermiştim. Ancak beni aldatan eşim, bir zamanlar beni öyle bir baştan çıkardı ki, beş sene önce bütün düşüncelerimi haksız çıkarttı ve bütün cilvesiyle hayatıma girip benimle evlendi. İçimdeki duvarları yıkan, koruyucu kabuğumu kıran biri oldu. Bana değerli hissettirdi. Asla terk edilmeyecek bir insanmışım gibi davrandı. Her zaman beni seçeceğini, her gün daha çok âşık olacağını düşünmemi sağladı. Güvenimi kazandı. Geçmişin izlerini silip yerine umut ve sevgi tohumları ekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsal Serenat | Taekook
FanficKim Taehyung, doksanlı yılların en meşhur pop yıldızıdır. Şöhrete giden yolunda Katolik kilisesinin desteğini almış ve bir hristiyanın ahlakına uygun düşecek şekilde hayatını yaşamıştır. Ancak beklenmedik bir anda kendisinden sekiz yaş büyük komşusu...