22. Bölüm: Arafta Kalan Yarım Aşklar
"Ey temiz, onurlu ruh! Yaptığın ufak bir hata sende ne acı bir yara açıyor!" İlahi Komedya – Araf, Dante Alighieri
TAEHYUNG
Kapımın önüne iki güvenlik görevlisi yerleştirilmişti. Telefonuma karantinada kalmam için hükümet tarafından bir uyarı mesajı gelmişti. Etrafa hastalık saçan bir böcek muamelesi görürken yepyeni bir kafesteydim.
Üstelik televizyondaki babam, sevdiğim adama hakaretler yağdırıyordu ve ben evimden çıkamıyordum bile...
Jungkook'u defalarca kez aradım. En sonunda ısracılığıma tahammül edemedi ve telefonunu tamamen kapattı. Belki de numaramı engellemiştir. Ne önemi var? Her durumda haklı konumunda olacaktı. Babam çok ileri gitmişti.
Jungkook benim için aşk şarkıları yazarken babam onu aşağılamıştı. Kim bilir ne büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı...
Sevdiğim adamın ailesi beni herkesin önünde aşağılasaydı çok ciddi özgüven problemleri yaşamaya başlardım. Sonuçta sıradan biri değildi. Sevdiğim adamı var eden o insanlardı. Zavallı Jungkook'um... Zavallı sevgilim... Ben böyle olmasını istemezdim.
Eğer Jungkook'u biraz olsun tanıyorsam şu anda beni suçluyordu. İhanete uğramış hissediyordu...
Telefonum, babamdan gelen bir aramayla çalmaya başladı. Öfkeden titreyen ellerimle telefonumu kavradım ve aramayı cevapladım, "Baba!" dedim sinirle. "Sen ne yaptığını zannediyorsun?"
"Bağırma," dedi kısık bir tonda.
"Baba, bunu neden yaptın? O sevdiğim bir arkadaşımdı. Neden arkadaşıma kötü davrandın?"
"O adam senin için iyi değil, Taehyung. Böyle olması gerekiyordu. Baban olarak görevimi yaptım."
"Benim adıma karar vermeyi kes!"
"Şirkete geri dön, Taehyung."
Aniden bütün bu hakaretlerin ardındaki sebebi gördüm. Gülerek, "Her şey şirkete dönmem için miydi?" diye sordum.
"Yoldan çıkmış sapıklarla aynı şirkete mi girmek istiyorsun? Katoliklerin inancına saygı duyan tek bir şirket var. Hemen yürüdüğün yoldan geri dön. İyi bir yolda değilsin sen. Seni kim etkiliyor bilmiyorum ama..."
"Beni kimse etkilemiyor."
"Jeon Jungkook konusunda bana yalan söylemeni affetmedim, Taehyung."
"Ben de seni affetmeyeceğim."
"Öyle mi?"
"Öyle," dedim kendimden emin ve kinci bir tavırla. "Asla affetmeyeceğim. Beni herkese karşı mahcup ettin."
"Kimseye karşı mahcup olmadın."
"Oldum."
"O adamı fazla önemsiyorsun, Taehyung."
"Çünkü önemli bir insan."
"Jeon Jungkook senin için ne ifade ediyor?"
Böyle aniden sorunca kalakaldım.
"Alo?" dediğinde hattın kesildiğinden şüphe etmişti. "Taehyung? Orada mısın oğlum?"
"Buradayım," dedim cılız bir tonda. Az önceki esip gürleyen havamdan eser yoktu.
"Bir soru sormuştum."
"Jungkook..." dedim ve sustum. Yutkundum.
"Sen bu değilsin, Taehyung. Benim oğlum böyle biri değil. Kendine gel. En kısa zamanda eski hayatımıza geri dönelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsal Serenat | Taekook
FanficKim Taehyung, doksanlı yılların en meşhur pop yıldızıdır. Şöhrete giden yolunda Katolik kilisesinin desteğini almış ve bir hristiyanın ahlakına uygun düşecek şekilde hayatını yaşamıştır. Ancak beklenmedik bir anda kendisinden sekiz yaş büyük komşusu...