7. Bölüm: Taehyung'un İlk Dansı
JUNGKOOK
Yaklaşık üç aydır Tsuki'nin elinin değdiği yemekleri yemiyordum. Vaktimin çoğunu My All üzerine çalışarak geçirdiğim için dışarıda yemek yiyordum. Bugün şarkı yayınlanmıştı ve Tsuki bunu kutlamak için güzel bir masa hazırlamıştı. Reddedemezdim. Zaten üç aydır ondan ayrı uyuyordum ve artık bahanelerimin bir sonu gelmişti.
Bok yolundaki evliliğimizin finalini, kitabını tamamlamak üzere köşesine çekilmiş bir yazar gibi yavaş yavaş yazıyordum. Bu esnada hiçbir okuyucuma ipucu vermiyordum. Ana karakterim olan Tsuki ise finalin kötü biteceğinden haberdar değildi.
"Müzik yapmana karşıydım," dedi yemek masasında hemen karşımda otururken," "fakat My All hayatımda duyduğum en güzel şarkılardan birisi. Bomboş oturmuş olmana rağmen bir anda böyle iyi bir şarkı çıkarmana çok şaşırdım."
"Acemi şansı," dedim. "Eğitimsiz bir adamım işte. Aniden aklıma esti ve yazdım. Geçmişte yaşadıklarımdan ötürü kendime karşı acımasız davranıyordum. Biraz da korkuyordum... Ancak her şey güzel gitti. Bir şekilde şarkıyı piyasaya sürdüm ve yarından itibaren radyolarda çalmaya başlayacak."
Oturma odamızın bir köşesi Tsuki tarafından biblolarla süslenmişti. O ufacık melek biblolarının tam ortasına benim single albümüm koyulmuştu. Kapakta Hyeri'nin sarı efektle çekilmiş fotoğrafı vardı. Koskoca albüm kitapçığında benim sadece bir tane fotoğrafım vardı. Bundan şikayetçi değildim. Hatta müzik prodüktörü olarak kitapçıkta olmayı hak etmiyordum ancak Hyeri çok ısrar ettiği için benim de bir tane fotoğrafımı çekip albüme yerleştirmişlerdi. Biraz utanmıştım. Bugüne kadar suratımı hiçbir zaman medyaya doğru düzgün göstermemiştim ki. Eski albümümün klibinde bile ben yoktum.
Namjoon bundan on üç sene önce klipte oynamam için ısrar etmiş olsa da özgüven problemlerim yüzünden oynayamamıştım. Zaten müzik klibi de televizyonda bir kere bile gösterilmemişti. Öylece tarihe karışmıştı. Şimdi internette haber sitelerinde müzik klipleri yayınlanıyor. 1989'da böyle bir şey yoktu. İstediğiniz müzik klibine anında ulaşamazdınız. Ben de öyle talihsiz bir dönemde kimsenin dinlemeyeceği bir albüm çıkartmış ve müzik cehenneminin yedinci katına gömülmüştüm.
"My All'u yazdığını bana söylemeseydin ben yine o sözlerin sana ait olduğunu anlardım. Düşündüğünün aksine korkak bir adam değilsin. Tam da şarkıda anlattığın gibi sevdiğin kadın için risk alacak bir adamsın." Çatalını bıraktı ve benim masanın üzerinde serbest duran elime uzandı. Elimi tuttuğunda tüylerim diken diken oldu. Onun dokunuşunda yeryüzünden sildiğim şehvetin külleri vardı. Tsuki'nin parmak uçlarında en büyük hayal kırıklıklarım vardı. Tsuki'nin avuç içlerinde beni öldürmeye yetecek bir zehir vardı. "İşte..." dedi, içimden geçenlerden habersizken, "Seni bu yüzden seviyorum."
Cevap vermedim. Tabağımdaki eti kesme bahanesiyle elimi onun tutuşundan kurtardım ve bıçağıma uzandım.
Tsuki de geri çekildi ve konuyu değiştirdi. "Klipte yer alacak mısın?"
"Klip çoktan çekildi. Ben yokum."
"Neden?"
"Gerek yok."
"Şarkıyı Japonya'ya pazarlayacak mısınız? Hyeri'nin şirketi Japonya hakkında konuştu mu?"
"Bir bilgim yok."
"Nasıl yok? Japon müzik piyasası çok önemli. İstediğin zaman reklam çalışmalarına başlayabilirim. Tabii öncelikle Hyeri'yle birlikte şarkıyı Japon pazarı için tekrardan kaydetmeniz lazım. Biraz Japonca çalışırsa harika olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsal Serenat | Taekook
FanficKim Taehyung, doksanlı yılların en meşhur pop yıldızıdır. Şöhrete giden yolunda Katolik kilisesinin desteğini almış ve bir hristiyanın ahlakına uygun düşecek şekilde hayatını yaşamıştır. Ancak beklenmedik bir anda kendisinden sekiz yaş büyük komşusu...